48 Hours: '11. Bölüm'

329 81 138
                                    

Kris'in Bakış Açısı

Akşam yemeğimiz oldukça basitti; mükemmel sonuçlar veren bir diyet gezisiydi bu. (Ellerindeki az miktarda olan yemeğe gönderme yapıyor, herkes azar azar yemiş.) Bir dakika içinde bir sandviçi bitirdikten sonra, bir şişe suyu kafama dikmiştim.

"Kendimi Hunan yemeği yemiş gibi hissediyorum." Yixing olağanüstü hayal gücünün dünyasına bir kez daha girmişti.

(Hunan: Çin'de bir bölge. Ve Yixing gönderme yapıyor. Hunan yemekleri oldukça zengin çeşitli ve güzel. Onların elinde yemek için sadece sandviç var, hani o kadar güzel ki Hunan yemeği yemiş gibi hissettim diyerek ironi yapıyor.)

"Ölmeden önce istediğin şeyleri yiyemiyor olmak dünyanın en üzücü şeylerinden biri herhalde."
dedim. "Ölüm cezasına çarptırılmış tutsakların bile idamından önce iyi yemekler yeme hakkı vardır."

"Eğer işlerin bu şekilde sonuçlanacağını bilseydim, geçmişte kilo vermek için o kadar diyet yapmazdım." dedi mülayim bir sesle.

"Eğer işlerin bu şekilde sonuçlanacağını bilseydin." dedim gamzelerini parmaklarımla dürterek. "Direkt ünlü olmazdın."

Bana baktı. "Eğer baştan başlama şansım olsa, yine ünlü olmayı tercih ederdim." Bana gülümsedi. "O kadar sene devirdik birlikte ve hâlâ beni tanımıyor musun?"

Salona geri dönmek üzere yürüdük, etrafta kimsecikler yoktu, Yixing ile birlikte, merdivenin basamaklarından birinin üzerinde duran ve üzerindeki rubik küpü çözülerek kilidi açılmış kasaya baktık. Luhan bizi öldürmek için nasıl bir metod izleyecekti, bilmiyorduk.

Baekhyun'un nerede olduğunu bilmiyorduk. Sehpanın üzerinde duran akrebin oldukça zarif olan çizimini inceledim, aslına bakarsak onun böyle özel bir yeteneği olduğunu bilmiyordum. (Chanyeol.) Bilmeniz gereken bir şey var ki, ben estetik yeteneği yüksek olan kişilere hayranlık duyarım; bu türden yetenekli insanlar çevrelerindeki her şeyi özenle incelerdi; sizin çoktan unuttuğunuz bir şeyi, onlar kolaylıkla hatırlayabilirdi.

Tekrar gece oldu, 48 saatin yarısı geçip gitmişti. Baekhyun yatağa yatmıştı ve uyuyor gibi görünüyordu, Yixing bu esnada pencerenin yanındaki halının üzerinde oturuyordu.

Bir meteor gökyüzünde kaydı. Efsaneye göre, bir meteorun gökyüzünden geçişi, başka bir insanın ölme ihtimalini engellerdi.

Yixing de meteoru gördü, birkaç kez kez göz kırptı ve sessizliğini korudu.

"Eğer insanlar ölünce meteor olabilseydi, bu güzel olurdu." dedim ona. "Her yere uçabilirdik."

"Meteor olmak istemiyorum." dedi. "Bir ağaç olmak ve hiçbir yere gitmemek istiyorum."

"Bu çok yoğun bir hayatın olduğu için sonraki hayatında sakin olmak istemenden mi kaynaklıyor?" diye şakacı bir şekilde gülümsedim.

(Reenkarnasyon. Bir kez öldükten sonra ruhlarının başka bir bedende doğduğuna inanıyorlar, bu da birçok hayat yaşamak demek. Önceki hayatımda ağaçtım, şimdi bir insanım ve belki de sonraki hayatımda bir bitki olacağım? gibi gibi.)

48 Hours | EXO [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin