Eğer benden bir adım uzaktaysan,
Saçına değen rüzgarı bile kıskanırım...
Benden kilometrelerce uzaktasın,
Sen düşün halimi be sevgili,
Aldığın nefesi bile kıskanırım...
Çünkü nefesim nefesinse,
Aldığın her nefes benim tenimi okşamalı...
Yüreğim ellerindeyse,
O kalp yalnız yanımda atmalı...
Ben kıskanç bir adam,
Sen deli gibi kıskanılansın...
Gurur duy kendinle,
Bundan öte ölümüm yokluğundan olur kadın!
Eva sabah gerinerek uyandı. Her tarafı ağrıyordu, özellikle kasıkları. Elini oraya götürüp, yüzünü ekşitti ve hızla yataktan kalkıp banyoya geçti. Regl olması imkansızdı, zaten öğle bir ağrı da değildi. İç çamaşırında gördüğü leke ile bir an endişelendi. Daha yeni regl olmuştu bu neyin kanamasıydı böyle. “Lanet olsun,” dedi kendi kendine.
Hızla duşa girdi, çıktığındaysa giyinip Bade’nin odasına koştu. Kapıyı tıklatıp, içeri girdi. Bade koltukta oturmuş, dışarıyı izliyordu. Yine dalgındı. O adamı bir bulsalar... Elinden çekeceği vardı! Bir insan genç bir kızla birlikte olup, nasıl onu bırakıp giderdi ki? Ardında ne bir isim ne bir telefon bırakmadan! Üstelik o adam salak değilse Bade’nin ilk erkeği olduğunu anlamış olmalıydı.
“Bade, günaydın,” dedi tedirgin bir sesle.
Bade arkasına baktı. “Günaydın Eva, girsene.”
Eva girip, önce başına, sonra da karnına öpücük kondurdu. Bade’nin gözleri doldu, “Eva?”
Eva hemen karşısına oturdu. “O benim yeğenim. O kadar çok kargaşa çıktı ki, ben bu ayrıntıyı yeni fark ettim biliyor musun?” kızın elini tuttu, “Bade ben teyze olacağım.”
“Ya küçük teyze ve küçük anne. Bakalım nasıl başaracağız.”
“Canın bir şey çekiyor mu?” diye sordu.
“Biliyor musun bunu bana soran ilk kişisin.”
Eva kıza sevgiyle sarıldı, “Özür dilerim Bade. Seni suçladığım, sevinmediğim için özür dilerim.”
“Can parçam, ben sana kırgın değilim ki, özür dileme.”
Kızdan ayrılıp gözlerine baktı, “Söyle bakalım canın ne çekiyor?”
Bade dili ile dudaklarını yaladı ve “Nutella!” dedi.
“Annesi kılıklı,” dedi kapıdaki ses. “Aynı ben.”
Bade “Anne?” diye endişe ile baktı kadına.
“Bende size hamileyken nutella aşerirdim.” Bade gülümseyince, “Ben sana hazırlayıp, getiriyorum,” diyerek odadan çıkacakken, Bade ona seslendi.
“Anne!”
“Efendim?”
“Teşekkür ederim.”
Ecrin gülümsedi, “Sen benim içimden bir parçasın. İstesem de söküp atamam Bade’mim.”
Bade başını aşağı yukarı salladı.
Ecrin çıkınca Eva’nın bakışları kızı buldu ve Bade bu bakışlardaki endişeyi fark etmişti.
“Ne oldu Eva? Bir sorun mu var?”
“Ben sana bir şey soracağım Bade.” Elleri ile oynuyordu.
“Sor da, korkutuyorsun beni.”
Eva derin nefes aldı ve dışarıya baktı. “Siz... Yani onunla... İlk kez şey olduğunda... Ertesi gün kanaman oldu mu?”
Bade kaşlarını kaldırdı, “Eva?” dedi ellerini ağzına bastırarak.
“Sus Bade. Soruma cevap ver. Lütfen! Senden başka kimseye diyemem bunu.”
“Hayır, hafif sızı olmuştu ama. Kanamam olmadı. Ama olması da normal diye biliyorum.”
Eva dudaklarını ısırdı. “Of!” diye inledi.
“Eva, siz Çınar’la?”
“Evet,” dedi elini başına koyup, “Dün evine gittik, öğleden sonra. Birlikte olduk. Ama... Yani şey... Birden gelişti.”
“Lan hadi ben içmiştim kendimde değildim. Ya sen?”
“Of Bade! Yapma şunu, yeterince gerginim,” deyip, ayağa kalktı ve odasına gitti. Girdiği an telefonunun çaldığını gördü. Hemen koşup açtı.
“Günaydın.”
“Günaydın güzelim neredesin kaç kere aradım?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL GÜNEŞ - B.A.S. III / FİNAL
Lãng mạnBir tarafta ilk görüşte başlayan büyük bir aşk... Bir tarafta çocukluktan içlerinde büyüyen masum bir aşk... Ve kıskançlıkla harmanlanan tutkulu bir sevda... Mert Ali Alahanlı... İlk görüşte aşık olmuşlardı Meltem'le birbirlerine. İlk görüşte adam r...