En çok uzayan bölüm bu her halde :)
**-**
Sence yanlışı nerede yaptık?
Yanmakta mı saklanmakta mı?
Ayıbımız varmış gibi davrandık,
Biz kendi yüreğimize kendimiz o kurşunu sıktık.
Sence doğrularımızı saklamalı mıydık?
Biz sadece aşkın içinde yandık,
Hata değildi, biz aşık olarak yanlış yapmadık...
“Eva? Çınar?” dedi elini ağzına koyan Çağla.
Çınar hemen kızın üstünden çekildi ve iki adım uzaklaştı.
“Çağla abla! Bak valla-” diye inledi Eva çaresiz çıkan sesi ile.
Çağla susması için elini kaldırdı. “Ne oluyor burada?”
Çınar ayağının altındaki taşa sinirle vurdu. “Lanet olsun. Dedim sana değil mi? Yakalanmadan söyleyelim dedim!”
Eva adama şaşkınca bakıyordu. “Suçlu ben miyim şimdi?”
“Evet. Sen ve şu saçma inadın. Neyini saklıyorsak? Sanki ayıp bir şey yapıyormuşuz gibi!”
“Bir dakika ya. Siz ikiniz?”
Çınar kadının karşısına geldi ve kadına dik dik bakarak konuştu. “Biz ikimiz, evet Çağla abla sevgiliyiz, çıkıyoruz, birlikteyiz, aşığız. Her nasıl adlandırmak istiyorsanız öyle adlandırın. Onu seviyorum. Ama onun saçma korkuları yüzünden gizliyoruz. Konu bu!”
“Kim biliyor?”
“Sadece benim annem, babam, Bade ve Pars.”
Eva ağzını kapattı. “Nasıl annen ve baban biliyor mu?”
“Evet. Dün konuştum.”
“Ya sana inanmıyorum Çınar ya, böyle bir şeyi benden nasıl gizlersin?”
Çınar başı ile Eva’yı gösterdi. “Şekil A’da görüldüğü gibi, gizliyoruz,” deyip, sinirle içeri girdi, peşinden de Eva aynı şekilde içeri girince Çağla şaşkın bir halde arkalarından baktı.
*
Bir ara herkes dansa kalktığında Sertaç’ın Eva’yı dansa kaldırdığı gören Çınar öfkeden kendini vuracaktı. O da Cennet’i kapıp kalkmıştı arkalarından ve iki dakika bile geçmeden Sertaç’a yanaştı, “Eşleri değiştirelim mi?” diye sordu.
Eva gülerek gözlerini devirirken, Çınar kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.
Sertaç gülerek, “Tabi ki,” dedi ve Eva’yı özgür bıraktı.
Çınar onun çıplak sırtına dokununca Eva hissedilir şekilde irkildi. “Ne oldu?” diye sordu.
“Bir şey olmadı,” dedi gözlerini kaçırarak.
“Dokunuşumdan rahatsız mı oldunuz Eva hanım?”
Eva adama ters ters bakıp, “Hayır gerizekalı odun, tahrik oldum! Oldu mu?” diye çıkıştı ve dansı bırakarak yerine geçti.
Gecenin sonuna kadar da bir daha karşı karşıya gelmediler. Bir de şu Burak çıkmıştı ortaya. Bade’nin bebeğinin babası. Yine gündem değişmiş, bu da Çınar’ın oldukça sinirlerini bozmuştu. Konuşma işi yeniden ertelenecekti anlaşılan!
*
“Annemlere yalan söyledim Çınar. İnşallah, çakmazlar. Ayrıca sabah gitmem lazım. Şu Bade’nin bebeğinin babası gelecekmiş.”
Çınar sırıttı. “Merak etme. Meltem’e sabah söyleriz, idare eder. Hem ben anneme söyledim, konuşmamız gerekiyor dedim. Ayrıca bende gideceğim o zibidi ile görüşmeye. Ondan bir yumruk alacağım var!”
Eva gözlerini pörtletti. “Annene mi söyledin? İyi halt ettin. Kesin anlayacaklar.”
“Merak etme, korunduğumuzu da söyledim, içi rahat!” diye çıkıştı. “Allah Allah ya! Hayır neyi kimden saklıyoruz anlamadım? Benim İzmir’e geleceğim zamanlarda koltukta uyuyacağımı düşünmeyeceklerdir eminim!”
“Misafir odamız var!”
“Aman ne hoş! Misafire kalsın o oda, ben misafir değilim!”
Evin önüne geldiğinde kontağı kapatıp, kıza döndü. Onu çenesinden tutup, kendine çekti. Dudağına uzun ve vaat dolu bir öpücük bıraktı. “İnan bana hiçbir şey umurumda değil, hadi yukarı çıkıp, yeni yılımızı kutlayalım. Çok özledim seni ve şuan seni soydurup, şurada kucağıma almamak için kendimle savaşıyorum. Ayrıca hediyeni henüz vermedim.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL GÜNEŞ - B.A.S. III / FİNAL
RomanceBir tarafta ilk görüşte başlayan büyük bir aşk... Bir tarafta çocukluktan içlerinde büyüyen masum bir aşk... Ve kıskançlıkla harmanlanan tutkulu bir sevda... Mert Ali Alahanlı... İlk görüşte aşık olmuşlardı Meltem'le birbirlerine. İlk görüşte adam r...