Sana yüreğimi verdim,
Sana gelecek kapılarımı açtım,
Ben sana doğrularımla geldim,
Sen ise yanlış olduğumuzu düşünüp kaçtın...
Çınar odaya girdiğinde bıkkın bir nefes bıraktı ve öksürerek oynaşan babası ile annesine geldiğini belli etti. “Anne biraz konuşabilir miyiz?” dedi Çınar babasının kucağına uzanmış kadına bakarken. Babasının elleri iki dakika rahat durmuyordu. Sonra bir an kendi ile Eva’yı evli olarak düşündü. Sanki kendi çok mu farklı olacaktı?
“Tabi oğlum, hayırdır? Kötü bir şey mi var?” diyerek doğruldu.
Çınar koltukta oturup, öne eğildi ve dirseklerine koyduğu eli ile oynamaya başladı. “Kötü değil de, önemli. Yani aslında iyi de denilebilir. En azından ben sevineceğinizi umuyorum.”
“Seni dinliyoruz,” dedi babası ona bakarak.
“Ben birini seviyorum. Hem de çok uzun zamandır. Çok fazla uzun zamandır, büyük bir aşkla seviyorum.”
Anne ve babasının yüzünde mutlu bir tebessüm oluştu. “Gerçekten mi? Biz buna gerçekten çok sevindik oğlum. Zamanı gelmişti zaten. Ee kimmiş bu kız? Okuldan falan mı?”
Çınar endişe ile baktı annesi ve babasına. “Yok, değil.”
“İş yerinden mi?” diye araya girdi Rüzgar.
“Yok o da değil.”
Annesi yüzünü buruşturdu, “Ay Çınar, yurt dışından deme.”
“Ya neden o kadar uzağa gidiyorsunuz sürekli, anlamıyorum.”
Beste dudağını ısırdı, aklında bir isim vardı ama hayırlısı....
“Ee nereden oğlum söylesene,” dedi babası gülümseyip.
Çınar başını kaşıdı ve “Bizden biri,” diye mırıldandı.
İkisi birden kaşlarını çattı. Konuşan Beste oldu, “Bizden derken?” -Aklından geçen başına gelmişti işte.
Çınar yutkundu ve “Eva,” deyip, yüzlerine baktı.
Annesi ile babası önce bir süre durdular. Beste elbette oğlunun o kıza nasıl baktığını görüyordu, ama gençlik coşkusu ya da heyecanı sanmıştı. Demek o kadar basit değildi ve asıl sorun Eva ona o gözle bakıyor muydu? Bir de oğlunun acı çekmesini, karşılıksız bir aşk için ömrünü tüketmesini istemezdi. Beste dayanamayarak konuşmaya başladı. “Oğlum, biz buna çok mutlu oluruz. Eva bildiğimiz, tanıdığımız biri, açıkçası senin de ona olan ilginin farkındaydık, ama bu derece aşık olduğunu hiç düşünmemiştim...” derin bir nefes alıp verdi, “En önemlisi Meltem’den farkı yok bizim için. Ama... Bir de onun açısından bakmak lazım, yani o seni abisi olarak görüyordur, ya da ne bileyim, kısacası üzülme-“
“Anne! Biz Eva ile birlikteyiz,” diyerek sözünü kesti annesinin.
“Birlikte misiniz? Ne yani o biliyor mu?”
“Evet, biliyor ve karşılıklı duygularımız. Bade hep ikinci Meltem’di benim için, diğerleri de öyle. Ama Eva değil. O hep başkaydı. Hiçbir zaman onu öyle görmedim. Yurt dışına gitmeden konuştum onunla ve biz o zamanlardan açıldık birbirimize. Ama uzaktayken yapamadık ve ayrıldık. Şimdi döndüm, buradayım, her şey daha farklı, daha yoğun. Karşı koyamadık. En son İzmir’e gittiğim gün beni unutmadığını anladım, onu unutamadığımı anladı ve biz yeniden başladık.”
Beste gülümsedi. “Oğlum gerçekten çok mutlu olduk. Ama unutma ki o bizim aileden, lütfen yanlış bir adım atmayın. Bade’nin durumunu biliyorsun. Vallahi babası vurur seni bu sefer, zaten elinin altındasın.”
Rüzgar ile Çınar kahkaha attılar. “Yok annecim, ben onu incitecek bir şey yapmam.”
“İncitmenden bahsetmiyorum Çınar. Anladın ne demek istediğimi.”
“Tamam, anne. Korunma yollarını bilecek kadar büyüdüm, Cem abiye saygım sonsuz,” diyerek kahkaha attı. “Dinime küfredenlere bak!”
“Çınar!” diyen annesini Rüzgar durdurdu, “Tamam, o bizim oğlumuz. Eva’ya yanlış bir şey yapmaz Beste sakin ol,” dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL GÜNEŞ - B.A.S. III / FİNAL
RomantizmBir tarafta ilk görüşte başlayan büyük bir aşk... Bir tarafta çocukluktan içlerinde büyüyen masum bir aşk... Ve kıskançlıkla harmanlanan tutkulu bir sevda... Mert Ali Alahanlı... İlk görüşte aşık olmuşlardı Meltem'le birbirlerine. İlk görüşte adam r...