26. BÖLÜM - BİTSİN Mİ SENSİZLİK?

15.3K 1K 167
                                    


Kaldırımlarda kaç yalnızlık izlerim var benim,
Varlığını dilediğim kaç yıldız kaydı gökyüzünden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kaldırımlarda kaç yalnızlık izlerim var benim,
Varlığını dilediğim kaç yıldız kaydı gökyüzünden...
Dinmesini istediğim ne acıları var yüreğimin...
Bitsin sensizlik diye tutturduğum ne şarkılar dolandı dilimde...


Cem duyduğu şeyin şokunu yaşarken Ecrin elini başına koymuş adama laf sayıyordu, “Hayır yemişsin bu haltı evladım, söylediğin şekle bak. Hatandan utanmıyorsun da!”
“Valla Ecrin anneciğim, sizden çok da farklı bir halt yemedik. Tek fark aradaki o ince şey.”
Cem gözlerini yumdu ve “Bu sefer gerçekten bunları kimse alamaz elimden!” deyip üstlerine yürümeye başladı.
Ecrin korkuyla bağırdı, “Cem koltuk!”

“İstersen klozetin içinde yatır. Bu ne lan? Anamı ağlattılar!”
“Yok annenizle hiçbir bağlantımız yok, biz kızlarınla ilgileniyoruz,” derken Çınar koşuyordu. Onun tam ters istikametine de Burak koşmaya başlamıştı. Pars da bir ağaca yaslanmış kahkaha atarak telefonla onları çekiyordu.

Çınar koşarken bir yandan da “Cem baba bizi yakalayamaz!” diye bağırıyordu.
“Lan elime bir geçin, ebeniz alamayacak sizi elimden.”
Bir ağacın arkasına geçen Çınar Burak’a seslendi. “Ebe demişken, sizin doktorla görüşelim kayınço! Malum kontrol önemli.”

“Emrin olur kayınço! Her daim hastanem emrinde!”
Cem Burak’ı bırakıp, Çınar’ın peşinden koşarken evin önünde duran arabadan Bade, Eva ve Duygu inmişti.
“Ay neler oluyor burada?” diye cırladı Bade.
Burak Bade’nin arkasına geçti. “Babanla yakalamaç oynuyoruz. Ama o bir türlü yakalayamıyor.” Ona sinirle yürüyen Cem’i görünce, karısını sağa sola oynattı.

“Babacığım sıkıldık. Biraz da saklambaç mı oynasak? Performans sıfır, ısınmanız lazım. İleride lazım olacak. Malum iki torun-“
“Lan öldürürüm sizi!” diye bağırdı Cem. “Duydunuz mu, öldürürüm sizi!”

*

Ecrin hepsine kahve yaparken Cem hala damatlarına tıslıyordu.
“Bu hamilelik meselesi ne Eva?” diye olaya girdi Cem.
“Şey babacığım vallahi bende bilmiyordum. Bana da dün Çınar söyledi?”
Cem gözlerini pörtletirken, annesi lafa girdi; “Kızım çok affedersin ama söylemekle olmuyor bu işler değil mi? Yani senin haberin yok muydu- tövbe ya Rabbim! Gerisini söylemeyim, anladın sen!”

Eva kıpkırmızı olurken Çınar homurdandı. “Yani tabi başka eylemler gerekiyor. Onlardan muhakkak haberi vardır-Ah!” Eva’nın attığı dirsekle sustu. “Ne bebeğim yalan mı? Haberim yok diyorsun-” bu sefer Cem sert bir şekilde öksürünce Çınar kahvesine döndü, “Ben kahvemi içeyim en iyisi.”
“Lan hala konuşuyor, yürek yemiş anasını satayım, susmuyor!” diye söylendi Pars Burak’a doğru dönerek.

Ecrin saçlarını geriye savurdu, “Evet Eva seni dinliyoruz, nedir bu bebek meselesi? Nereden çıktı?”
“Anne ama Bade’ye öyle zor sorular sorulmamıştı.”
Çınar parmak kaldırdı, “Ben açıklayabilirim.” Pars adamın kalkan parmağını birden indirdi.
“Lan bi sus bi sus, açıklamanı becerecek şimdi adam!”
“Yok benim Burak’ı dövmem ya da öldürmem falan gerekiyordu. Bu edepsiz zıpır benim yumuşaklığımdan yüz buldu.”

KIZIL GÜNEŞ - B.A.S. III / FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin