Karakol

3.1K 182 31
                                    

İyi okumalar

Medya: Oğuz

Kavgadan önceki gün saat akşam 8 civarları

Taburemi masadan uzaklaştırıp kalktım, bizimkiler ellerindeki son lokma kokoreçleri ağızlarına attılar ve bana sorgulayan gözlerle bakmaya başladılar.

Açıklama ihtiyacı duyup "Okey oynarken yanında yiyecek bir şeyler almaya gidiyorum."

Remzi masadaki ayranı kafasına dikti ve tek kaşını kaldırdı .

"Hesabı ödemekten kaçmadığını nereden bileceğiz?"

Sağ elimle yüzümü sıvazladım ve şansınızı fazla zorlamayın bakışı attım.

"Oğlum hesaptan kaçsam neden markete gidiyim? Her türlü para benden çıkacak."

Anladıklarını belirtircesine kafalarını salladılar. Yanlarından ayrılıp en yakın markete gitmeye başladım. Etraf sessizdi, herkes evine çekilmişti. Gözlerimi etrafta gezdiriyordum, markete az bir mesafe kala gözüm ara sokağa takıldı.

Dikkatlice bakınca bugün tanıştığımız Samet ve yanında bir kız olduğunu fark ettim. Durun n'aptıklarını anlamaya çalışıyorum. Kız sırtını duvara yaslamış ellerinin de Samet'in ensesinde ayakları ise belinde olduğunu gördüm. Dudak dudağalardı.

Bu manzarayı midem fazla kaldıramayacağı için yanlarından hızlıca geçmeye başlamıştım ki oldukları taraftan inlemeler geldi . Adımlarımı daha fazla sıklaştırdım. Çocuk buraya geleli daha bir gün oldu, ama sokaklarda kızlarla öpüşüyor. Ne tür piç bu çocuk? Bana ne ya ? Ne halt yerse yesin.

Samet Yorgun

Neredeyse herkes gitmişti, Melih'le yanlız kalmıştık. Melih omzuma vurdu ve oturduğu yerde dikleşti.

"Abi kavgada bir şey demedim de, sence de fazla abartmadın mı? Miray'ı az çok tanıyorsam ,yani çocukluktan beri tanıdığımı göz önünde bulundurursak asla orospuluk yapacak bir kız değil."

Kafamı geri atıp " Oğlum bana dediğini duymadın mı? İbne ne anasını satayım?" Diye bağırdım.

"Orada haklısın ,ama onun arkasında bir gerçeklik yoktur. Miray herkese öyle ağzına geleni der, takmaz. Hepimize oç,piç gibi kelimeler kullanır. Bu iki kişiyi idare etme mevzusu Remzi'yle Oğuz'sa? Çok pis yanılıyorsun. Onlar kardeş gibidirler."

Kafamı ellerimin arasına aldım ve hiçbir şey duymak istemediğim için kulaklarıma baskı yaptım. Neden bu hâlde olduğumu bilmiyorum, galiba vicdan azabı çekiyorum.

Fazla mı ağır konuştum ki? O alınmaz di mi? Kafama Melih'ten sonra daha fazla karıştı, ama tek bildiğim benimde erkeklik gururum var ve bu yaptığını yanına bırakmayacağımdı.

Kafamı kaldırdığımda Melih'in gittiğini gördüm, içeriden de sesler kesildiğine göre herkes gitmişti. Oturduğum yerden kalktım ve karakolun yolunu tuttum.

Bana tehditler yağdırmak neymiş gör bakalım Miray. Karakola vardığımda bir tane polis memurunu durdurdum.

"Şey ben birinden şikayetçi olmak istiyorum da, bana yardım eder misiniz?"

Sanki canım yanıyormuş gibi yüzümü ekşittim. Adam bana acıyıp eliyle giriş kapısının karşısındaki deri kaplı kapıyı gösterdi. Sağ ayağımı kullanılamayacak seviyedeymiş gibi göstermek için sekiyordum. Kapının yanındaki tabelada Komser Ahmet Çelik yazısı dikkatimi çekti. Yanımdaki polis memuru kapıyı çaldı. İçeriden "Gir" sesi geldiğinde yavaşça kapıyı açıp içeri girdik. Polis komser koltuğunda oturan adamın yanına gitti ve sessizce bir şey dedi.

Tatil SürpriziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin