Tatil Sürprizi

Vücudunla İsminin Uyumsuzluğu

Medya: Remzi

İyi okumalar

İkisininde gözleri endişeyle aniden açıldı, yataklarından nasıl bir hızla kalktılarsa benden önce ayaklanmışlardı. Bacağımı elimle yere indirip bende ayaklanacakken Oğuz beni omuzuna aldı.

"Şimdi sen merdivenlerde falan düşer diğer ayağını da kırarsın."

"Oğuz telefonumu alsam kanka."

Telefonumu uzattı, elinden aldım ve Melih başka mesaj attı mı diye baktım. Yoktu.

Remzi ayakkabılarını giyerken "Ne olduğunu söyledi mi?"

Kafamı hayır anlamında salladım, kafamı saklamamdan dolayı at kuyruğumda sallanmıştı bu yüzdende kafamı hayır anlamında sakladığım belli olmamıştı.

"Hayır sadece size ihtiyacım var demiş."

Oğuz'un da ayakkabısını giyebilmesi için bu sefer Remzi beni kucağına almıştı. Omuzdan iyiydi en azından. Oğuz'un da ayakkabılarını giymesiyle evden çıktık, kapıyı sessizce kapattık. Merdivenleri ikişer üçer iniyorduk.

Elimdeki telefonun titremesiyle Meliht'en mesaj geldi umuduyla hemen telefona baktım. Samet'i.

Samet:Miray biraz konuşalım mı ?

Ben: Melih'in yanına gitmem gerekiyor sonra konuşalım mı?

Samet: Tamam

Telefonu kapatıp parka gittiğimiz bilindik yolları inceledim. Gözlerim Remzi'nin yüzüne takıldı, gerçek anlamda ismini hak etmeyen bir vücuda sahipti. Derya Teyze Remzi'nin ismini hangi kafayla koydu çok merak ediyorum.

Pelin'in ismini Ahmet Amca Remzi'ninkini ise Derya Teyze koymuş, Oğuz'un ismini Zeki Amca'nın ölen kardeşinin ismini koymuşlar. Benimkini ise abim koymuş. Yüzümde buruk bir gülümseme oluştu.

Remzi ne oldu dercesine dudağını oynattı.

"Bir şey yok. İsmin ve vücudun arasında ki uyuşmazlığı düşünüyordum."

"Kanka bence pek fazla düşünme , ben düşündüm ama bende işin içinden çıkamadım. Yani benim gibi bir zeka çözemediyse sen zaten çözemezsin."

"Senin zekânı yesinler."

Oğuz Remzi'ye öpücük attı. Parka birkaç metre mesafemiz kalmıştı. Biraz daha hızlanıp sesin geldiği yöne doğru yürümeye başladık.

"Ben neden yürümüyorum?"

Remzi sesli bir nefes verdi.

"Çünkü bacağın kırık ya hani o yüzden yürümemen daha iyi."

Melih görüş alanımıza girmişti , burdan bile dağılmış duruyordu. Remzi endişeyle daha hızlı yürümeye başladı, yanına vardığımızda ilk önce beni yere oturttu sonra de kendisi ve Oğuz oturdu.

Melih oturmamla kollarını boynuma dolladı bende kollarımı beline doladım.

"Şt, tamam bak biz buradayız."

Ayrıldığımızda yüzünde ki ifade içler acısıydı, ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüştü, burnu kıpkırmızı geçmişti. Nefesinde içki kokusu geliyordu.

Remzi elini Melih'in omzuna koydu ve destek verircesine sıktı.

"Ne oldu?"

Konuşacakken ağzından hıçkırık kaçtı.