Tatil Sürprizi

Futbol Maçı

Medya : Samet

İyi okumalar

Cenazeden sonra ne Samet'le ne de Gamze'yle düzgün bir konuşmamız oldu, biz yanlarında olmaya çalıştıkça onlar uzaklaştı. Samet kendini işe verdi, kimseyle konuşmuyordu sadece kablolarla uğraşıyordu ve akşam olduğun da eve dönüyordu. Gamze ise dışarı çıkmıyordu, yanına gittiğimiz de yatağına oturup sadece duvarı izliyordu.

Yatağımdan doğruldum ve ayaklarımı uzatıp çocuklar gibi sallamaya başladım, belki herkesle tekrardan bir plan yapsak?

Önce ki bu kadar sorunlu bitmişken bir daha buna kalkışabilir miydik? Yine sonunun kötü bitmeyeceğini bilebilir miydik? Yataktan kalkıp balkona çıktım. Burnuma gelen sigara dumanıyla öksürmeye başladım.

Dumanın nereden geldiğini bulmak için etrafıma bakındım ama kimse gözükmüyordu. Balkonun korkuluklarından sarkıp aşağıya baktım. Sağ alt komşumuzun balkonundan dumanlar geliyordu, kim olduğunu görmek için biraz sarktım. Ne görmeyeyim bizim küçük Mert sigaraya başlamış.

"Seni annenlere ispiyonlamamam için bir sebep söyle Mert Uysal!"

İki üç dakika sonra o da balkondan bizim dairenin balkonuna baktı.

"Sana yardım edebilirim."

"Ne yardımı lan?"

"Kız olmayı öğretebilirim mesela," diyip kahkaha attı. Dur sen dur. Ağzımın içinde tükürüp biriktirip Mert'i nişan aldım ve tükürdüm. Tam kaşlarının arasına denk gelmişti. Bu sefer 32 diş sırıtma sırası bendeydi.

Mert sinirle burnunun ucuna doğru inen tükürüğü elinin tersiyle sildi, işaret ve orta parmağının arasında duran  sigarasından derin bir nefes alıp bana doğru üfledi. Ona karşılık olarak dil çıkartmakla yetinip salıncağa kendimi attım.

Mert'le uğraşmak azda olsa neşemi yerine getirdi. İçeriden annemin sesini duymamla salıncaktan kalktım ve salona doğru yöneldim. Koridora çıktığımda kapının önünde annemle Meltem'in dikeldiğiniz gördüm, biraz daha hızlanıp yanına gittim.

Meltem , kotla düz pembe bir tişört giyimişti. Bana bakıp günaydın maiyetinde gülümsedi. Gülümsemesine karşılık vermek için bende gülümsedim. Annem omzumu sıkıp bizi baş başa bırakmak için  yanımızdan ayrıldı ve salona geçti. Meltem'e baktığım da konuşmak istiyor ama bir türlü konuşamıyor gibiydi.

"Gamze'nin yanına gidelim mi? Bir kızın asla reddedemeyeceği bir şey varsa o da alış veriş ve bakımdır. Onu evden çıkarmayı başarabilirsek kafasını az çok dağıtırız."

"Olur," deyip tam dışarı çıkacakken üzerime gözüm takıldı, hala pijamalarımla duruyordum. Işaret parmağıyla bir dakika işareti yapıp odama doğru depar attım. Dolaptan ilk bulduğum siyah beyaz çizgili tişörtle kotu hemen üzerime geçirdim, telefonumla biraz para aldım ve cebime sıkıştırıp kapıya doğru koşmaya başladım. Meltem benim yavaslayamayacağıma kânat getirdiği için kapının önünden merdivenlere doğru çekildi ama onu yanıltıp ayakkabılığın önünde yavaşladım.

Ayakkabılıktan bebek mavisi spor ayakkabını aceleyle giydim ve Meltem'in önüne hazırım anlamında zıpladım.

"Bu kadar hızlı hazırlanacağını pek sanmıyordum ama saçın çalı süpürgesine dönmüş."

Hemen saçımı çözüp parmaklarınla düzelttim ve at kuyruğu bağladım.

"Bu sefer kesin hazırım, hadi Gamze'yi mutlu etmeye gidelim." deyip elimle merdivenleri gösterdim. Meltem de etekleri olmamasına rağmen ellerini yanlarına götürüp eğildi. Bu yaptığına tebessüm edip onu takip ettim.