İyi okumalar
Medya: Samet Yorgun
Saç köklerimin zonklamasıyla uyandım. Hayır sadece bir gün normal uyandırılsam Allah aşkına. Gözlerimi zorla açıp baş ucumdaki insan adında, ama insan özelliklerini taşımayan Oğuz'la Remzi'ye baktım. Gözlerini devirip odadan çıktılar.
Beni kâle almamak öyle mi beyler? Ben bunu ödetirim yalnız. Gözlerimi ovuşturup karşımdaki saate baktım, 8'di. Bu olamazdı değil mi? Gözlerime inanmayıp tekrardan ovuşturdum ama hâlâ aynıydı. Siktir.
Yataktan bir hışımla kendimi banyoya attım. Ya işe nasıl geç kalabilirdim? Elimi yüzümü yıkayıp hemen odama geri döndüm ve üzerine dolaptan ilk bulduğum tişörtle şortumu üzerime geçirdim. Komodinin üzerinde duran telefonumu da alıp girişe doğru koşuşturmaya başladım.
Şükürler olsun ki bizimkiler hâlâ burdalarmış, beni bekliyorlarmış. Kapıyı sağ ayağımla ittirip kapattım ve ikisinin koluna girdim, çekiştirmeye başladım. Beni zorlamadan bana ayak uydurdular, zaten uydurmasalar ne yapacaklardı? Onlar da geç kalmıştı.
Asansöre binip giriş katının düğmesine bastım.
"Neden beni daha erken uyandırmadınız itler?"
İki taraftanda kafama tokat yememle, asansörün kapısına kafamı çarpmak üzereyken kapı açıldı ve kendimi yerde buldum. İkisi de off'layarak kollarımdan tuttular ve kaldırdılar.
"Miray şu sakarlıklarını başka zamana bırak" dedi Remzi aceleyle.
🎈🎈🎈
Bir yandan koşuşturuyoruz, diğer yandanda bizimkilere ne olduğunu düşünüyordum. Bu kadar sessiz, sakin olmaları imkansız gibi bir şeydi. Dükkâna birkaç adım kala yavaşlayıp yürüme hızına geçtik. Hepimiz derin derin nefesler alıyorduk.
Kapıdan girmeden kollarından tuttup durdurdum ve bana bakmalarını sağlamak için yalandan öksürdüm. Kafalarını bana çevirip meraklı şekilde bana bakmaya başladılar.
"Oğlum sizin neyiniz var, çabuk dökülün! Neden bu kadar sessizsiniz? Bir şey mi oldu?"
Sonlara doğru sesimdeki endişe kendini belli etti, bizimkiler bana gülüp saçlarımı karıştırıp dükkana girdiler. Bir şey olsa ne olabilirdi ki? Off, bende arkalarından dükkana girdim. Mahmut Abi bizimkileri karışısına dizmiş hesap sormaya hazırlanırken gözleri beni buldu. Gözlerinden bildiğimiz ateş saçıyordu.
Hemen yanlarına gittim. Güzel bir azar senfonisi çektikten sonra dağıldık. Remzi Mahmut Abi'yle dükkâna gerekli olan eşyaları almaya gitti, Oğuz ben kahvaltı yapmadım diye fırına gitti. Bende evde aceleden tuvalete giremediğim için arkadaki tuvalete gidiyorum.
İşlerimi halledip şortumu yukarı çekecekken biri kapıyı açmaya çalıştı. "Höst yavaş gel!"
Hemen sağ ayağımla kapıya destek verdim, şortumu giydim. Sinirle dışarı çıktığımda karşımda bana arkasını dönmüş bir erkek vardı.
Omzundan dürttüm ve bana dönmesini sağladım. Beni görünce gözlerini açtı. Sarışın benden birkaç santim uzun ve mavi gözlüydü. Kızların tam hayran kaldığı tipteydi.
Ama ben diğer kızlara benzemediğim için benim için öyle değildi.
"İçeride biri varken tuvaletin kapısını neden açmaya çalışıyorsun acaba? Ya da neden çalmıyorsun hayvan ?"
Sözümü bitirmemle kafasını salladı. "Siktir kız varmış."
"Ha erkek olsa beraber yapacaktınız? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatil Sürprizi
HumorHer şey ailesinin karne cezası olarak elektrikçi Mahmut Abi'nin yanına vermeleriyle başladı. - Ama anne ben erkek değilim. Artık her kötü karne getirdiğimde beni tamircinin,oto lastikçinin ya da elektrikçinin yanına vermeyin!! Annem elindeki kulağım...