Gösteri

3.2K 173 40
                                    

Medya: Gamze Nur Yorgun

İyi okumalar

Ahmet Amca Samet'i evine götürmesini polis memurlarından birine söylemek için odadan çıktı.

Ahmet Amca'nın gitmesini değerlendirerek koltuklara yayıldık. Samet'in yüzünde şaşkın şaşkın  bakışlarıyla beni göz hapsine almıştı.  Koltukta daha rahat bir pozisyon alıp alaycı gülümsemi takındım ve ona doğru bakamaya başladım.

"N'oldu Samet sürekli yüzüme şaşkın şaşkın bakıyorsunuz?"

Benim cümlemle kendine gelmek için kafasını salladı ve bana meydan okurcasına yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirdi.

"Miray Büyükdoğan'ın beni ne zamandır takip ettiğini düşünüyordum. Harbi ne zamandan beni takip ediyorsun? Merak etme kızlara fazla bulaşmam bundan sonra."

Göz kırpıp dışarı çıkmak için oturduğum koltuğun yanından geçti. Tam ayağımı uzattım düşmesini beklerken ayağımın üzerinden atlayıp geçti. Bizimkiler bana belli etmemeye çalışarak gülüyorlardı.

"Unutma Samet Yorgun, dostunu yakın tut düşmanını daha yakın tut demişler. Biz de düşman olduğumuza göre. Kendine dikkat et!"

Kapıya doğru olan yönünü benim bulunduğum odanın kuzey-doğusuna çevirdi.

"Dikkat ederim. Beni bu kadar düşündüğünü belli etme!"

Odadan çıktı. Bizimkilere baktığımda hâlâ güldüklerini gördüm.

Oğuz karnını tutarak bana döndü. "Kızım çocuğun ağzına neden malzeme veriyorsun? Al seni mort edip gitti."

Oğuz bir daha hatırlatınca oturduğum  koltukta sinirimi atmak için zıplamaya başladım. Ben tam zıplayıp geri koltuğa oturmak üzereyken içeri polis memurlarından biri girdi ve koltuktan çıkan osuruk sesine benzeyen sesi duydu. Burun kemiğimi tutup başımı eğdim.

Polis memuru keklereyerek "Ş-şey ben imzalanacak dosyaları getirmiştim." Dedi.

Remzi gülmesini durdurdu ve ciddi bir hâl aldı. "Babam bir yere gitti ,ama az sonra geri gelir."

Adam kafasını anladığını belirtircesine sallayıp odadan çıktı ve kapı kapattı.

🎈🎈🎈

"Şimdi hiçbirimiz de anahtar yok mu?"

Hepimiz aynı anda kafamızı evet anlamında salladık. Ahmet Amca bize inanmayıp tekrar yüzümüze baktı. Karakoldan sonra eve gelmiştik ,ama ne bizim apartmanda ne de Oğuz'larda kimse yoktu. Sanki herkes toplanıp bizi dışarıda koymak için gitmişti.

"Biz de sanıyoruz ki bizim çocuklar düzelmeye başladı. Sorumluk alamaya başladılar. Daha yanlarına anahtar bile almıyorlar. Nerede düzelecekler?"

Ahmet Amca söylenirken biz birimize bakıyorduk. Harbi lan biz ne zaman normal çocuklara benzeyecektik?

Oğuz apartmanın biraz ilerisindeki kaldırıma oturdu, biz de onu yalnız bırakamam için arkasından onu takip ettik.

Oğuz alayla "Ahmet Amca bir sende anahtarını almamışsın! Iki sen bu dediklerine inanıyor musun? Kaç senedir beraberiz en fazla kaç gün karakola gelmedik Allah aşkına?" Dedi.

Ahmet Amca düşünme gereksinimi duymadı ve ellerini kaldırama koyup kendini arkaya verdi.

"Sus Oğuz! Sizde haklısınız en fazla üç bilemediniz dört gün gelmediniz."

Yerimden kalkarak önlerine geçtim. Karnım fazlasıyla açtı, midemden gelen sesler sanki tüm mahallesinin duyabileceği seviyeye gelmişti.

Remzi benim ağzımı açmama izin vermeden babasına döndü. "Bizim uyuz acıkmış baba."

Tatil SürpriziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin