Köpük Savaşı

862 52 25
                                    

Medya'yı biraz düşmek için koyuyorum.

"Oğuz ,Miray, Remzi kalkın lan!"

Yeşim Teyze'nin sesiyle gözlerim yavaş yavaş açılmıştı ,ama istemsiz olarak. Yoksa ben neden uykuma ara vereyim?

Uykulu gözlerle Remzi'yle birbirimize bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Masaya baktığımda yemek yerken uyuyakaldığımızı fark ettim. Uykum yavaş yavaş açılırken Oğuz sığırının hâlâ uyuduğunu gördüm ve başında avını bekleyen aslan edasıyla Yeşim Teyze bekliyordu.

Remzi'ye baktığımda yemeklerden kalanlardan birkaçını ağzına atmakla meşgul olduğunu gördüm. Öğk yani Remzi, ne bu açlık çocuğum?

Yeşim Teyze,  Oğuz'un uyanmasını beklemekten sıkılıp onu dürtmeye başladı. Birkaç dakika sonra Oğuz'un sesi geldi boğuk bir şekilde.

"Lan Miray ben neden hiçbir şey görmüyorum?  Kör mü oldum? Bu gerçeği çabuk söyleyin!"

Bu mal ile gerçekten arkadaş mıydım ben? Tam bir salak. Gülmeye engel olamadım,  tek ben de değildim mutfaktaki herkes gülüyordu. Oğuz malı boş bir yere yatmak yerine gecede ayrılamadığı pastanın üzerine yatmış. Şimdide görmüyorum diyor, iq'sunun bebeklerden daha düşük olduğunu şu an kanıtladı.

Yeşim Teyze sabır dilercesine tavana baktı ve boyunundan tutup kaldırdı.

"Ben bunu doğurmuş olamam. Hakaret yani bildiğimiz."

Remzi'yle gülmemek için birbirimizi çimdikliyorduk. İyice mallasıp, sadistleşmişiz. Oğuz gözündeki kremayı elinin tersiyle sildiğinde yüzünde düşük beklediğin sınavın yüksek gelmesi gibi mutluluk vardı.

Yeşim Teyze gözlerini Oğuz'un götüne dikti, bu sabah neden hiçbir şey normal değil?

"Oğuz annem götündeki pasta ne?"

Oğuz, anne açıklasam bile inanmazsın bakışı artıp uykusunu açmak için gerindi.

Ben cevap vermek için ağzımı açmıştım ki Yeşim Teyze konuştu.

"Gözünden aktarmaa götüne mi geldi pasta? Akşam ne yaşadınız? "

Her şeyi çektiğim için gözlerim parlamıştı. "Hepsinin olduğu bir videom var izlemek istersen uygun bir fiyata ayarlayabilirim Yeşim Teyze."

Kesinlikle ağzımdan bunlar çıkmayacaktı,  ben bunları söylemeyi plânlamamıştım. Remzi hala bize bakıp gülüyordu. Gerçekten üzerimizde cenabetlik var. Bu ne böyle?

"Akşam ne bok yediğinizi inanın ki hiç merak etmiyorum. Oğuz annem Perihan Teyzen halıları getirdi akşama kurumuş bir şekilde almak istiyormuş. Umarım gölün oradaki pisliklerinizi de toplamışsınızdır. Topladınız değil mi Remzi?"

Yeşim Teyze,  Remzi'ye bu malların arasında sen nasıl normal kaldım çocuğum? bakışı atıyordu.

Remzi soruyu duymasıyla az önce ağzına attığı kurabiye boğazına takıldı. Öksürmekten yüzü kıpkırmızı geçmişti. Sarı! Kırmızı! En büyük Galatasaray!

Yeşim Teyze,  Remzi'ye umutsuz bir bakış atıp gidecekken " Saat 7 gidin pisliğinizi toplayıp gelin! O zamana kadar bende kahvaltıyı asırların." Deyip mutfaktan çıkmak üzereyken Oğuz " Saat 5 değil mi anne?" Diye sordu.

"Evet." Yeşim Teyze gözden kaybolmasıyla Oğuz'un söylenmemesi başladı.

"Normal bir anne istiyorum ya. Hadi 1 saat erken uyandır da 2 saat ne anasını satayım?"

Tatil SürpriziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin