Medya: Oğuz aşkım. Yaa ama bu çok tatlı. Yerim ben bunu
İyi okumalar
Umut'un içeri girdiğinden emin olmak için duvara yaslı bir şekilde birkaç dakika daha bekledim. Akşam lambaları da yanığına göre benim eve dönme vaktim gelmişti.
Her şeye rağmen çok güzel bir gündü, Umut'u olmayan erkek kardeşim yerine koymuştum,ama artık o benim gerçek anlamda erkek kardeşimdi. Annemlerle uzun bir süredir bunu konuşuyorduk. Evlat edinmeyecektik, koruyucu ailesi olacaktık. Yazları ya da istediği zaman yanımızda olabilecekti.
Öğreninceki yüz ifadesini hayal edince yüzümde istemsiz olarak kocaman bir gülümseme yayıldı. Doğum günü hediyesini ne yapacaktım ben ya? Ya da ne yapacaktık?
Kesin Oğuz daha hatırlamamıştır bile, ona hatırlatmam gerekiyor. Eve uğramadan biraz ilerimizdeki Oğuz'ların evinin önüne geldim.
Birkaç kez derin nefes aldım, çünkü Oğuz bu kapıyı çok farklı şekillerde açmıştı. Görmek bile istemeyeceğiniz şekillerde. Sakın sapıkça anlamayın ya da anlayın sonuçta Oğuz bu. Zile basıp açılmasını bekledim.
Elinde pasta spatulası ve üzerinde mutfak önlüğüyle açtı.
"N'oldu lan ?"
Kendimi gülmemek için sıkıyordum, elimle onu içeri itip bende girdim ve kapıyı kapattım.
"Ne yapıyon kızım ırzıma falan mı geçeceksin ,anlamadım."
Gülme isteğim bir anda geçip yerini az da olsa sinire bıraktı. Elimin ayasını alnıma vurdum.
"Remzi diyorum, 3 gün sonra diyorum, doğum günü diyorum."
"Siktir. Lan onu ben nasıl unuturum?"
Evin üst katından Yeşim Teyze'min sesi duyuldu.
"Oğuz kaç kere söyleyeceğim evde küfür etme diye?"
"Yani dışarıda ne kadar edersen et diyorsun değil mi anne?"
Yeşim Teyze içinden "Anlamını sikeyim Oğuz" demediyse bende Miray değilim. Müneccim miyim lan ben? Yeşim Teyze içinden söylediğini sandığı o cümleyi dışından söylemişti. Oğuz annesini takmayıp mutfakta yarım bıraktığı keki yapmak için mutfağa yöneldi.
El mahkum olduğu için bende onu takip ettim ve mutfak masasının etrafında duran toz pembe sandalyelerden birini çekip oturdum.
"Oğuz lan pastayı neyli yapacaksın?"
Tezgahın üzerinde duran kek karışımının bulunduğu kabı çalıştırdığı mikserle karıştırmaya başladı.
"Neyli istiyorsun bakalım?"
"Kakaolu, üstünede çilek koyalım."
Bir şey hatırlamaya çalışır gibiydi. Hatırladığını belirtmek için elini şıklattı.
"Evde çilek yok alıp gelirsen yaparım. Sen alıp gelinceye kadar hem pasta ve kreması da olur."
"Tamam ama ilk önce şu Remzi'nin doğum günü olayını halledelim."
Beni onaylamak için kafasını salladı ve elindeki karıştırma kabındaki mikseri çekti ve tezgahın üzerine koyup buzdolabına yöneldi. Bende boş olduğum için gözlerimle onu takip ediyordum.
Tam bir boş tayfasıydık. Oğuz'un aramızda en iyi yemek yapan olduğunu bilmiyorsunuz değil mi? Artık ögrenmiş oldunuz.
Aslında iki sene öncesine kadar bizde bilmiyorduk, elinde bir tepsi börekle geldi. Biz Yeşim Teyze yaptı sanıyoruz lop lop gömüyoruz, en sonunda "Beğendiniz mi? Ben yaptım." Dedi. Yediğimiz börekler boğazımıza çizildi. Ancak 5 litre sudan sonra normale döndük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatil Sürprizi
HumorHer şey ailesinin karne cezası olarak elektrikçi Mahmut Abi'nin yanına vermeleriyle başladı. - Ama anne ben erkek değilim. Artık her kötü karne getirdiğimde beni tamircinin,oto lastikçinin ya da elektrikçinin yanına vermeyin!! Annem elindeki kulağım...