iyi okumalar!
Defne'nin ağzından:
Yine bir okul günü, yine iğrenç oğlanlar ve yine iğrenç öğretmenler. Öğretmenlerin bile yakışıklı olmadığı bir okuldayım. Oğlanlardan hiç bahsetmiyorum bile! Öbür okullara bak birde bizimkine. Yani sanki dünya insanlığa "BÜTÜN ÇİRKİN ERKEKLER BU OKULA" diye emir vermiş gibi birşey.
Evet, Beyzayı yine bekletecektim. Ne yapalım, saçlarım büyük bir önem taşıyordu bende. Şu sürmeyi de sürünce bitiyordum zaten. Okulum her ne kadar pek hoşnut duymadığım insanlar ile dolu olsada iyi yönleride vardı mesela üniforman üzerindeyse eğer makyajın veya takının önemi yoktu. Yani serbesttik bu konuda.
Evden çıkmadan önce bir aynaya baktım ve cidden hazırdım. Anneme hoşçakal dedikten sonra çıktım ve karşımda sinirli bir beyza gördüm. Hadi bakalım azar işitmeye hazırım!
"Kızım ağaç oldum resmen nerdesin sen?"
"Buradayım işte."
"Dalga geçme benimle! Yine süslenmişsin. Anlamıyorun zaten neden süslendiğini. Okul yakışıklı erkeklerden taşacak sanki."
"Okul için neden süsleneyim ben? Okula giderken hoş erkeklerle karşılaşıyoruz değil mi?"
"Onlarda bize bakardı zaten."
Beyza ile didişe didişe okula gelmiştik. Evet aynı okul. Bir değişiklik yok. Okulun önünde yine koca gözlüklü inekler. Ve yine gözleriyle herkese dik dik bakan kendini beğenmiş ama beğenme hakı olmayan tipler.
Evet hayatım monoton anladığınız kadarıyla. Sınıfım desem sadece kızlar var. Bu koskoca okulda tek kız sınıfına düşmüştüm. Gerçi erkek olsa ne olucak? Hepsi inek.
İlk ders matematik. Bir gün bukadar güzel başlayabilir.
Şu anı bilirmisiniz? Hani matematik dersini beklersiniz sonrada öğretmenin merdivenlerden düştüğünü duyup dersin iptal edildiğini öğrenirsiniz. Bilmezmisiniz? Hahahha yazık! Bende bilmem.
Matematik dersinide atlatmış bulunuyorum. Hiç şaşırmayın evet hâla yaşıyorum. Bu arada okula yeni biri gelmiş. Erkekmiş. Erkek+bizim okul= inek
Yan sınıfa gidiyormuş. Bizden bir sınıf üstünmüş. Yani 17 yaşında. Hafif esmermiş ve boyu da 1.80 kadarmış. Görmediğim halde çocuğu görmüş gibiyim bizim dedikoducular sağolsun. Sınıfta birkaç kız hariç coğusu çıkmıştı. Neden mi? Tabiki çocuğa bakmak içindi. Çocuk ama herkese yüz vermiyormuş. Buda ne anlamına geliyor? Kendini beğenmiş bir inek.
Beyza ve Rüya yanıma geldiler ve benimde sınıftan çıkmamı söylediler. Şimdi çıksam öbür kızlardan farkım olamayacaktı. Çıkmasamda benden önce biri kapacak çocuğu. Ne saçmalıyorum ben? Ne demiştik? O + bizim okul = inek. Neyse zaten her erkekle konuşmuşluğum yok. Merakıma yenik düşüp dışarı çıktım. Birde ne göreyim? Bu bizim Kaan. Hani şu kaan varya işte o kaan. Uff hiçbir şey anlamadınız değil mi?
Bizim eski evin orda benimle her zaman oyun oynayan ama herzamanda sinir eden bir çocuk vardı. İşte o çocuk kaan. Bana hatta küçükken ilan-ı aşk etmişti ama ben ise yüzüne bir tokatı basıp kaçmıştım. Evde ise iğrenmiştim. "Aşıkmış.. Iyyyyy"
Şimdi ise tam karşımda duruyor. Baya değişmiş. Kas yapmış ve bunu dediğime inanamıyorum ama yakışıklı olmuş. Beni tanır mı acaba? Nerden tanısın zaten? Kaç sene oldu görmeyeli. İlk önce biz yeni bir eve taşındık sonrada onlar şehir dışına taşınmışlardı.
Bu arada size bunları anlatırken kendimi kaana dik dik bakarken yakaladım. Bir anda göz göze geldik. Beni tanımasını istiyormuydum? Aslında bizim sınıftakilerine kapak olurdu. Ahh en ne saçmalıyorum yine? O bizim bildiğimiz iğrenç kaandı.
Bir anda kalkmıştı yerinden ve bende bu sırada beyza ile rüyaya dönmüştüm. Herkes kaana taparcasına bakıyordu. Çocuğun ağzının içine girseydiniz. Girerlerse girisinler defne bundan sanane?
İnanmayacaksınız ama kaan yanımızdan öylesine geçti. Yüzüme bile bakmadan geçip gitti. Beni tanımamışmıydı yani? Hayal kırıklığına uğramıştım galiba. Yine hayallerime dalarken rüyanın sesi beni bu hayallerden uyandırmaya yetti.
"Kızlar şimdi ciddi ciddi okulda bir yakışıklımız var!" (Rüya)
"Aynen! Çocuğa acıyorum açıkcası. Bula bula bu okulumu bulmuş? Yani kendi seviyesinde erkek yokki burda" (Beyza)
"He başka bir okula gitseydi beyza! Tövbe tövbee! Sonunda güzel bir balık geldi işte!" (Rüya)
"Öf kızlar şunun hakkında konuşmayı kesermisiniz?"
"Noldu defne? Sen pek ısınamadın galiba yakışıklıya." (Beyza)
"Öf ne ısınacağım ben o terbiyesize!"
"Aa! Defne abartma lütfen! Çocuk sana ne yaptı? Geçerken yüzüne bakmadı diye triplere girme."(Rüya)
"Bakmasın yüzüme zaten o pislik! Ben ona zaten gününü göstereceğim. Zamanında nasıl da gitti."
"Zamanında derken? Sen bu çocuğu önceden tanıyormusun defne?" (Rüya)
"Y-yok! Nerden tanıyım ben kaanı?"
Hass.. Az önce büyük bir hata yaptım galiba .. Offf birkerede çeneni kapalı tutsan defne?!
"Kaan? Yani önceden tanışıyorsunuz?" (Beyza)
"Bak şimdiden diyim bu çocuk benim! Önceden tanıyorum falan gibi yalanlara kanmam ben!" (Rüya)
Neden bilmiyorum ama rüyanın bu sözleri beni çok sinir etmişti. "Evet tanışıyoruz hatta bana ilan-ı aşk etmişti!" diye bağırasım vardı. Ama nafile.
"Kızım çocuğun ismini biliyorum diye önceden tanıyorum anlamına mı geliyor? Az önce duydum birisinden. Allah allah"
Evet defne galiba güzel sıyırdın. Kandılar galiba. Of! Zaten tanımadı beni. Neden canımı ben bukadar sıkıyorum ya?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Aşkım
Teen FictionBizim eski evin orda benimle her zaman oyun oynayan ama her zamanda sinir eden bir çocuk vardı. İşte o çocuk kaan. Bana hatta küçükken ilan-ı aşk etmişti, ben ise yüzüne bir tokatı basıp kaçmıştım. Evde ise iğrenmiştim. "Aşıkmış. Iyyyyy" Şimdi ise...