Bölüm 7

23 31 0
                                    


7

Ayla, babasının çenesinden ve baskısından kurtulamayacağını anlamış ve en azından bir kez olsun iş yerinde çalışmasının iyi olacağına karar vermişti.

Ertesi gündü.

Depoya kamyonlar girip çıkıyor, beyaz eşyalar indiriliyor, sonra başka kamyonlar gelip onları alıyordu, malların bölgeye, satış mağazalarına sevkiyatı yapılıyordu.

Toz dumandı ortalık. Korna sesleri ve egzoz dumanı vardı. Malların sayımı yapılıyordu. Ayla, 20 yaşındaki genç adamın yanındaydı ve Ahmet ona neyi neden yaptığını anlatıyordu. Ama Ayla'nın kulağı ondan değildi. Olaya ısınamamıştı ve onun işle ilgili resmi konuşmalarından çok sıkılmıştı. Dikkati ona eğlenceli gelen yerlere kayıyordu. Sigara içerek ve şakalaşarak iş yapan işçilere bakıyordu. Şakadan küfürleşmeler çok hoşuna gitmişti.

Arkada gelen kamyonu da görmedi, nerdeyse eziliyordu. Ahmet panikle onu çekmişti.

"Arkadaş, ben sana hiçbir şey öğretemem, burada gezinmesini bilmiyorsun. Kafan bende değil. İçkili kör tavuk gibi hareket ediyorsun! Patrona diyeceğim. Seni başka bölüme versin."

"Özür dilerim" dedi Ayla. Sen öyle dersen babamın şimşeklerini üstüne çekerim. Bunu yapmak istemezsin, değil mi? Babam beni buraya getirdi ve senin gibi insanlardan çok şey öğreneceğimi düşündü. O senin gibi insanlara güvenir ve onları parlak bulur. Daha dikkatli olacağım. Devam edebiliriz. Lütfen! Hemen gidip vaziyeti anlatırsan babam çok kızar bana, gözünden düşerim. Beni çok önemser."

"Peki. Seni anlamaya çalışıyorum. Ama nerdeyse ölecektin. Buraların kızı olmadığın belli. Yaşamak ve hayata tutunmak için nasıl süründüğümü bir bilsen. İşine yaracağını bilsem anlatırım."

Bu sözler pek hoşuna gitti Ayla'nın; çünkü genç adam kendinden, yüreğinden ve acılarından pırıltılar savurmuştu ona."

"Yarar kesinlikle."

"Sanmam. Ama kafan havalarda. İstersen çek git şurada kafana göre takıl. Çok iyi çalıştı derim babana."

"Gerek yok, abi."

Ahmet ona abi denmesinden çok hoşlanmıştı, elinden olmadan güldü: "Sen bilirsin."

"Bu noktaya nasıl geldin?"

"Anlatmak çok uzun sürer. Ama gelene kadar imanım gevredi."dedi Ahmet, geçmiş acılarını anımsadı. İçi sıkıştı, ağlamak geldi içinden.

"İmanım gevredi dedin, hiçbir duymadım bunu, ne demek olduğunu açıklar mısın?"

Ahmet güldü ve ona acıyarak ve mizahi biçimde baktı.

"Çok toysun sen. Hayatın başka bir yüzü var. Karanlık ve mert yüzü diyelim. Emekçi ve çilekeş yönü diyelim. Katlanılmaz; ama delikanlı yönü diyelim. Adamı zıvanadan çıkaran yüzü diyelim. Gösteren hiç olmamış."

"Sen varsın ya canım."

Ahmet, ona uzun uzun bakarken gözleri doldu, yüreğini böyle alımlı bir kız hiç okşamamıştı. Böyle hiç onurlandırıldığını, adam yerine koyduğunu hiç hissetmemişti.

Ayla onun omzuna dokundu.

Öyle vaktiydi. Yemek arası verilmişti.

Lokanta bölümüne geçip tepsilerde yemeklerini alıp masada yiyorlardı. Bunu çok sevdi Ayla, boş bulunup dedi ki: "Hapishanede geçen filmlerde böyle sahneler görmüştüm. Çok eksantrik geldi burası!"

Ahmet başını ona çevirip ters ters baktı.

Ayla onu geçiştirmek için tatlı tatlı gülümsedi ve dedi ki: "Bana kendinden bahseder misin?"

İKİ GENÇ KIZIN HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin