Bölüm 102

12 5 0
                                    

101

Taner, ortamı ve adamı yumuşatmak ve oyalamak için dedi ki: "Af edersin; ama sormam gerek..."

Adam Taner'in lafını kesti: "Beni lafa tutarak oyaladığını anlamadım mı sanıyorsun, şempanze!" Güldü. "Merak ettim, lafının devamını getir."

"Çok merak ettim. Neden kötü adam olmayı, yani gangıster olmayı seçtiniz? İsteseniz iyi biri olabilirdiniz. Bana babamın eski bir arkadaşının gençlik halini hatırlattınız. Onu babam gibi severim. Arada balık tutmaya gideriz. Bana sorunlarından bahseder, ölen karısını nasıl sevdiğinden filan. Öyle, onunla ilgili hatıralardan söz eder. Ben de olmasam, balık tutmaya gitmesek, bana içini boşalmasa acısına dayanamayıp intihar edecek. Anlaşılan siz o an'ı, yaşadınız (acının merkezinde olmayı, orada hiçleşmeyi) ve içinizi boşatacak kimse olmadığı için ve kendinizi vuramadığınız için kötü biri oldunuz çıktınız."

Jöleli saçlının gözleri dolmuştu: "Tam da damarıma bastın. Beni oyalama numaran tuttu. Tebrik ederim seni! Merakıma da değdi." Gözlerinden yaşlar süzüldü: "Katiller de ağlar. Arabesk, saçma bir cümle oldu ama. Onların da kalbi vardır. Hay Allah! Çocuk nerden çıktın karşıma. Şimdi ben seni nasıl geberteceğim?.. Babam berberdi. Annem ise fahişe. Babam bunu bilmezdi. Çoğu zaman çalışmaz ve içerdi. Annem de ekmek parası bulmak için ara ara bazı adamlarla yatardı. Çocuktuk. Anlamazdık nedir. Büyüdük. Annemiz o adamların birinin arabasında öldürüldü bir gün ve mezarlığa atıldı. Babam o gün intihar etti. 20 yaşındaydım. Bizi evden atılar. Beş kardeştik. Öteki mahallede tek odalı bir eve sığındık. Eskiden kömürlükmüş. Kardeşlerimden biri uyuşturucu alıp kendini kaybedip 3 kardeşimi bıçaklayıp öldürdü. Hapse girdi. Orada kendi asarak öldürdü. Sonra mahallede bir kızla tanıştım. Fakirhaneme gelip gitmeye başladı.

Sekiz yıl boyunca bana geldi ve gitti, bir gün, o geçmiş yıllarda içimdeki ses bana ne dedi biliyor musun? Bu kız en iyisine layık her şeyin, en güzeline, onu mutlu etmeye çalış. Ona destek ol, yoldaş ol, ona güç ver! Her seferinde ona kalbinin en parlak yerini bırak, göster yeter, o ona geçer. 10 sene geçti. Sevgiliydik. Ama sevişmedik. Evlilik için para biriktiriyorduk. 10. senede başka birini buldum, evlendim dedi. İnanamadım. Elime silah aldım. Onu vuracaktım ve kocasını. Delirmiş gibiydim, tam da çalıştıkları lokantaya gidiyordum. İçimdeki ses dedi ki bana: Bu kız en iyisine layık her şeyin, en güzeline, onu mutlu etmeye çalış. Ona destek ol, yoldaş ol, ona güç ver! Her seferinde ona kalbinin en parlak yerini bırak, göster yeter, o ona geçer. Sağanak yağmur vardı, pencere ardından gördüm o adamı ve eski sevgilimi. Dedim mutlu. Ben kimim ki? Onlara ellemeye hakkım yok. Bıraktım. Sonra canımı sıkan, beni aşağılayan, bana kötülük yapan kim varsa vurdum. 15 kişiyi vurdum. Bazısı yaralı kurtuldu, bazısı öldü, bazısı sakat kaldı. Huzur buldum. Onlar en iyisine layıktı. Sevgilim gibi. Onlara layık olduklarını verdim." Güldü: "Bu işi biri yapmalı, kendini gözden çıkarmalı. Onları hapishane akıllandırmaz. Onları öldürüp yok etmek sevaptır. Şimdiki zihniyetim sevgilimle olduğum zamanki gibi. Polisten kaçtım. Mafya bana arka çıktı, sakladı ve geldim bu günlere. 50 kişi öldürdüm şimdiye kadar. Güzel paralar aldım, evler yaptırdım. Zengin oldum. Estetik ameliyat oldum, kimliğim, her şeyim değişti. Beni Allah'tan başkası bulamaz. Mafya patronun küçük kızıyla evlendim. 3 kızım var. Neyse, bu kadar trajedi yeter!" Adam ciddileşti, tabancayı Semih'e doğrulttu: "Sende mi, çabuk söyle, bize ait olanı nerde saklıyorsun?!"

Arkadan elinde odunla sessizce yaklaşan Fatih adamın başına odunun indirdi.

Adam yere yıkıldı. Elindeki tabanca öteye savruldu. Fatih, tabancayı kaptı, adamın karnına birkaç tekme attı: "Sefil herif! Şimdi elimdesin. Beni hatırladın değil mi? Benzinliğin orada motorumu yakmıştın. Hatırlıyor musun, iyi bak yüzüme! Şu tesadüfe bak yine karşılaştık.

"Sen de kimisin arkadaş?"

"Sen benim motorumu yaktın?!"

Adam daha dikkatli baktı: "Yaktım; ama sen çantanın yerini söylemedin."

"Elimden kaçmasam da öldürecektin beni. Şimdi ben seni öldüreceğim!"

Bu sırada Hatun oradan kaçıyordu. Diğerleri bunu fark etmedi.

İKİ GENÇ KIZIN HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin