96
"Çok ama çok özür dilerim efendim; ama bana istediğinizi yapın. Suçluyum; bana ne yaparsanız yapın razıyım. Hak ettim."
İdris, ölü adama baktı, ceplerini karıştırıp kimliğine baktı.
Bir şey bulamadı, sesli düşünüyordu: "Oğlum kızları kandırıyor derken başıma daha büyük bela çıktı. Katil oldu oğlum." Başını çevirip oğluna baktı öfkeyle: "Tabancayı kimden aldın?"
"İnternette, her yerde çok ucuza satılıyor. 6 aydır hep yanımda taşırım."
"Neden?"
"Dedim ya, kendimi, ailemi, sevdiklerimi korumak için. Ayıca silahlara karşı özel bir tutkum var."
"Demek öyle. Gördün mü sonucunu? Bir dua taşısan olmaz mıydı? Ne kadar aptalsın! Bir tabanca taşırsan mutlaka patlar."
"Baba lütfen öyle konuşma. Hoşuna gitmeyen birçok şey yaptığımın farkındayım. Özür dilerim. Gider hapis yatarım, çürüyeceksem orada çürürüm. Ne yapayım."
"Hapis yatmak nedir bilmezsin ki. Dayanamazsın. Ölmekten beter olursun orada..." Sustu. Cesede baktı, sigarasından bir nefes çekti. "Peki, kim bu adam ve ne arıyor burada? Derdi ne? Neden burada geziyor? Bu soruların cevabını bulmamız lazım." dedi İdris, Fatih'e baktı.
"Buluruz İdris abi, Kadir amca kesin tanır onu. Bu olayı yoluna koyarız. Bir çözüm vardır." dedi Fatih.
İdris gözleri parlayarak ona baktı: "Eline bir tabanca koyarız, cebine esrar. Tamamdır. Çocuklara esrar satmak için yanaştı. Kovdular onu. Adam silah çıkardı, oğlum da onu vurdu." Güldü idris. "Buna benzer bir düzenleme yaparız. Bira kokuyor zaten, üstüne yeni bira kutuları ekleriz. Ne bileyim?"
"Peki ya vicdanınız, efendim?"
"Fatih, haklısın elbette, ama adam zaten öldü, yapacak bir şey yok, bir de oğlum mu ölsün, hapiste yaşayan bir ölü mü olsun, ve annesi, diğerleri... Hem bu geri zekalı herif ne arıyor annemin arazisinde? Sesli düşünüyorum, şeytanca bir şey yapmam elbette. Sence ne yapmalıyız Fatih?"
"Yanlışlıkla vurdu deriz. Birkaç yılla kurtulur, olay kapanır sanırsam. Oğlunun sabıkası yok galiba?"
"Yok. Dostum olan çok iyi avukatlar var. Erdoğan, polis gelmeden seni güzel bir pataklamam lazım. Yanıma gel.
"Ama baba!"
Yerde ceset gibi yatan adam birden öksünce herkes korkuyla geriledi.
"Ölmemiş; yaşıyor!" diye bağırdı İdris, güldü. "Fatih koş git Kadir'i çağır. Araçla gelsin. Bu adamı hastaneye yetiştirelim acil." İdris adamın yanına çöktü, çok duygulanmıştı.
Adam gözlerini açtı, doğrulmaya çalıştı, beceremeyince oturdu.
Fatih dedi ki: "Bunun bir şeyi yok galiba. Soyup incelesek iyi olur, boşuna milleti telaşa vermeyelim."
Adam başını çevirip İdris'e baktı. Uzun uzun bakarken hıçkırdı. Birden deli gibi güldü. Hemen sonra ciddileşti, dedi ki: "İyi bir adama benziyorsun sen. Gözlerin neden dolu? Kim üzdü seni?"
İdris gülümsedi.
"Gülümsemenden toplamam gereken papatyalar var."
Bir kez delirdin mi tamam. Hoş geldik bebek aramıza. Partisini de yaparız. İdris'in yanağına dokundu.
Adam diğerlerini fark etti: "Ne oldu, neden başıma toplandınız, birinize yanlış bir şey yapmadım umarım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ GENÇ KIZIN HİKAYESİ
RomanceAyla ve onun can dostu Hatun'ın hikayesidir bu. Ayla, ormanda çok güzel bir villada oturmaktadır ailesiyle, zengindir. Ayla Hatun'la serseri kız olma yolunda ilerlemektedir, babası böyle düşünmektedir, baba kızının sorumluluk sahibi kızlar gibi davr...