Bölüm 19

20 25 0
                                    

19

"Babam uyansa ne olacak?"

"Çabuk o serseriyi kaybet oradan!"

"Nasıl kaybedeyim? Koca adam!"

Git ona söyle. Kaybolsun oradan. Babam kazara uyansa ve onu görse ne olur biliyor musun? Benim bütün kemiklerimi kırar ve senle görüşmeme de yasak koyar. Acil olarak o sakallı serseriyi uyar, uzaklaşsın oradan!"

"Aman be, senin de ne biçim baban var, bu devirde böyle geri kafalılık olur mu be! Çağırayım, Taner de gelsin, çok matraktır. Bir sürü matrak hikayesi vardır."

"Hayatta sokmam onu eve. Gebersin!"

"Neden öyle diyorsun. Çok iyi çocuktur. Onu hiç tanımıyorsun. Benim de kalbimi kırıyorsun."

"Evimin önünde esrar içerse derim tabi!"

"Aman be! Şaka yaptım. Sadece puro ve bira içiyor. Ne var bu kadar korkacak. Kafası iyi biraz."

"Babam bira içeni de sevmez."

Arkadan bir genç yaklaştı Hatun'a. Sarı saçları uzundu, 1:80 vardı boyu, hafif sakal bırakmıştı, gözleri iriydi ve mavi renkti. Siyah deri ceket ve üstüne yapışan dar siyah deri pantolon giyiyordu, kovboy çizmeleri vardı ayağında.

Aylanın bir omzuna yaslandı bir eliyle, Ayla'ya merakla baktı: "N'aber fıstık? Bütün gecelerden gördüğüm tek harikulade şey sensin." diye neşeyle bağırdı.

"Sen kimsin be! Düzeysiz! Bağırma! Bizimkileri uyandıracaksın!"

Hatun dedi ki: "Ayarı kaçırma yahu! Gece gece sıkıntı çıkarma başımıza. Lütfen. Bir şamata yapalım dedik, ağzımızdan burnumuzdan gelmesin.

"Özür dilerim. Çok güzeldi. O sözler ağzımdan nasıl çıktı bilmiyorum. Fırlayıp çıktı işte güvercin gibi."

"Babası uyanırsa öldün; hareketlerine dikkat et."

"Tamamdır. Kim bu kız?" diye sordu Semih.

"Can dostum, Ayla, o da Semih."

"Bu serserinden hiç hoşlanmadım, çok fazla kötü film izlemiş, daha tanışmadan bu nasıl yalakalık, utanması yok mu? Bu nasıl yüzsüzlük!?" dedi Ayla. "Bir kişiydi hani?"

"Bir kişi demedim. Sen bir kişi gördün. Taner'in kankası. Çok iyi biridir. Adı Semih. Bu gece tanıştım; ama kötü biri olduğunu sanmam. Zaten Taner yaramaz adamla asla kanka olmaz.

"Söyle ona gözümden, arazimizden hemen kaybolsun!"

Semih sigara yaktı: "Kalbimi kırdın Ayla. Serseri oldum demek.

Lisenin en başarılı ve parlak öğrencisiydim. Üniversite sınavını kazandım. Babam tıp fakültesinde plastik cerrahi bölüm başkanı, onun gibi plastik cerrah olacağım. Annem çevirmen."

"Defol git be! Halen konuşuyorsun. Pis serseri! Adam gibi konuşmayı öğren, özür dile önce, kendini savunup durma! Sana ailenin ne iş yaptığını sormadım ki!"

"Eğer bana serseri demeye devam edersen bütün gücümle bağırırım ve evi ayağa kaldırırım!" dedi Semih, parmağını sallayarak

"Aman be! Tamam. Sus. Hatun, sustur şu deliyi.

"Semih sapıtma, n'olursun."

Güldü: "Ciddi değildim, sadece sinirlerimi zıplattı."

"Yukarı geliyorum dedi Hatun, Ayla'ya, ilerliyordu.

"Ben de geleyim" dedi Semih

"Seni istemiyor, git arabada bekle beni."

Hatun, gözden kayboldu.

"Ayla, sevgilin var mı?" diye sordu Semih.

"Sana ne!"

Hatun geri döndü: "Gel benle, tek başıma tırmanamıyorum."

İKİ GENÇ KIZIN HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin