25.Bölüm

27.5K 1.7K 31
                                    

Narin kocasına sarılıp yaşadığı hayatın zorluklarını düşündü .
Aklına Hatice ve bebeği gelince derin bir nefes alıp iç çekti.
Uyumaya çalışan Ali'ye baktı.
Ali'nin aklı da kızgın olsa bile Hatice de kalmıştı .
Kızgınlığı geçerdi biliyordu zamanla  unuturdu karısıydı yol arkadaşıydı birlikte büyümüşlerdi   ama en çok kırgındı.  
Bunca yıl evlatlarını yaşatmak için çabalarken birlikte ağlarken nasıl yapardı bunu nasıl cesaret ederdi aklı bunu almıyordu.
Kendi seçmemişti ki bu hayatı kendisi getirmemişti Narin'i kuma diye hayat yollarını birbirlerine düşürmüştü  .
Sevmek aklının ucundan bile geçmemişti ama yüreği sevmişti bu kızı .
Ali derin bir nefes alıp karısını daha çok kendine çekti.
"Neden Hatice ablayı yalnız  bıraktın Ali ?"
"Bu konu hakkında seninle konuşmak istemiyorum Narin sadece huzur istiyorum bırak biraz soluklanayım sende dinleneyim olmaz mı güzelim ?" Deyip karısının gül kokan saçlarından öptü.
Narin ise merak ediyordu Ali gibi merhametli bir adam neden Hatice'yi orada bırakıp gelmişti .
Ne olursa olsun kocası bunu normal şartlarda yapmazdı .
Aklına takılan sorunun cevabını alamayacağını bildiği için çaresiz sustu .
Bir süre hiç konuşmadan öyle birbirlerinin kollarında kaldılar.

Narin telefonunun çalışı ile yavaşça kocasının kollarından çıktı .
"Alo "
"Abla neden bakmıyorsun telefonuna meraktan öldüm "
"Sakin ol Ezom iyiyim "
"Ne zaman geleceksin haber bekledik ama senden ses çıkmadı "
"Ezom şuan gelmemiz pek mümkün değil kuzum Hatice ablanın düşük tehlikesi var "
"Anladım ablam sen iyisin değil mi ?"
"İyiyim Ezom her şeye rağmen mutluyum merak etme beni sende iyi ol"
"Üzülme sakın her şey yoluna girsin söz geleceğim yaşadığın evini okulunu göreceğim kardeşim "
"Tamam ablam üzülmem sende iyi ol başka bir şey istemem"dedi. 
"Ezom kapatmam lazım beni çağırıyorlar "
"Tamam ablam çok öpüyorum gül yanaklarından "deyip kapattılar .
Narin çalan kapıya bakınca karşısında nefes nefese kalmış bir Elif gördü .
"Elif iyi misin neden erken geldin okuldan ?"
"Narin benim  annemde ölür mü ?"deyip ağlamaya başlayan küçük kızı kollarına aldı.
"O nasıl söz Elif neden ölsün annen"dedi.
Ali uyanmasın biraz dinlensin diye küçük kızı kucaklayıp avluya çıkıp sedire oturttu.
Yüzüne gelen saçları çekerken Elif heyecanlı heyecanlı anlatmaya başladı.
"Arkadaşımın annesi bugün ölmüş biliyor musun ?" Deyip hıçkırıklarla tekrar ağlamaya başladı.
"Benim annem de ölürse ben ne yaparım Narin "deyip kıza sımsıkı sarıldı.
Narin teselli edecek söz bulamıyordu kelimeler boğazına düğümlenip kaldı.
Annesiz büyümek ne demekti en iyi Narin bilirdi.

Küçük kız ile sarılarak o da ağlamaya başladı.
Hem Hatice için hem Elif için ağladı.
En çok da kendisi gibi annesiz kalan Elif'in arkadaşı için ağladı.
Kendine gelince Elif'in gözyaşlarını sildi.
"Anneni ziyarete gitmek ister misin Elif ?"
"Gidebilir miyim ?"
"Gidersin tabi seni görünce çok mutlu olur ama yanında sakın ağlama tamam mı ?"
"Ağlamam söz hadi beni götür Narin " deyip elinden tutup ayağa kaldırdı.
Narin benim gitmem doğru olmaz demek istesede diline geleni kelimelere dökemedi.
Sadece "peki gidelim ufaklık anneye birlikte gidelim "dedi .

Odaya girip üzerine hırka almak istedi.
Aklına Hatice'nin elbiselerini kestiği gelince Aycan'ın odasına girip aldı.
Ali'ye Elif'i annesine götürdüğüne dair not  bırakıp evden çıktılar .

Ezo ablasıyla telefonla konuştuktan sonra yeniden  yatağa girdi.
Demir   küçük karısının düşen yüzünü inceliyordu peşinden takip etti.
Yatağa kızın yanına uzandı.
Kızı kendine çekerek göğsüne yasladı.
"Neden astın bakalım yüzünü ?"
"Ablam gelmiyormuş "
Demir kızı iyice kendine çekip sarıldı.
"Bunun için mi  bu surat diğer ablan burada yan odamızda yatarken hemde "deyip takıldı.
"Gıcıksın Demir "
"Üzülme biz gideriz işleri yerine koyayım azıcık hafta sonu götürürüm seni "deyip kızı kendi vücuduna iyice yasladı. 
"Ayy daraldım çek şu ellerini üstümden nefes alamıyorum " diyerek adamın kollarından çıkmaya çalıştı.
"Nankörsün Ezo daha iki gün önce sevmiyorsun diye ağlıyordun şimdi beni ve  güzel ellerimi beğenmiyorsun "diye kıza takıldı.
Ezo adamın yüzüne bir süre öylece baktı.
"Senin iki gün önce bana dediklerini sayarsam hiç hoş anılar olmaz Demir efendi "deyince adam tek hamlede kızı altına aldı.
"Say bakalım küçük kız "
"İn tepemden "
"Tepende değilim tam olarak üstündeyim"
"Küçük kız diyorsun yaptığına bak birde üstüne basa basa söylüyor terbiyesiz adam"
"En son karım olarak kabul ettim diye hatırlıyorum"deyip yüzünü kızın boynuna gömdü.
Kızın kulağına kısık sesle fısıldadı.
"Sonra gül dudaklardan da öptüm"deyip yeniden uzandı kızın boynuna öpücükler kondurdu.
Ezo adamın dudaklarını teninde hissettiği an üşüdüğünü hissedip daha da sokuldu .
Nasıl yaptığını bilmeden daha sıkı sarıldı yüzünü adama çevirdi.
Demir kızın küçük ellerini sırtında hissettiğinde yüzünü kızın yüzüne iyice yaklaştırdı.
Kızın dolgun dudaklarını dudakları ile örtüp esir aldı.
Doyamıyormuş gibi kızın nefesini içine çekerek öptü.
Ezo ne yapması gerektiğine karar veremediği için öylece durdu adam yüzünü avuçlarının arasına alıp dudaklarına doğru fısıldadı.
"Çok güzelsin benim misin şimdi sen ?"deyip tekrar öpmeye başladı.
Artık Ezo da karşılık veriyor öpüşmeleri büyüyordu.
Demir kızın vücudunu keşfetmeye başlayıp belinde elini gezdirdi kızı kendi üzerine çıkardı.
Nefesleri düzene girene kadar öylece kaldılar.
Küçük karısının saçlarından öptü alnını alnına yaslayıp fısıltı ile konuştu .
"Bugün okula gitme olmaz mı ?"
"Olmaz Demir senin yüzünden kaç gündür giymiyorum zaten "dedi.
"Gezelim diyecektim ablan gelecek diye işleri Olcay'a yıktım ya hazır boşken kaçamak yapardık "
"Bir kaç güne şirket işine başkayacağım"
Ezo bir an durup düşündü eğilip adamın yanağından öptü.
"Tamam gitmem ama akşama kadar gezdireceksin bütün Ankara'yı "deyip sarıldı .
Demir küçük karısının gülen yüzüne bakıp burnunun ucunu öptü .
"Bütün Ankara'yı gezeceğiz "deyip doyamadığı dudakları yeniden  esir aldı.

Dilan ise hala sinirliydi Ezo hanım kocasının kollarından çıkıp hala kahvaltı hazırlamamış ablasını umursamamıştı .
Bir de adama aşık olmuş diye söylendi.
'Hayır Demir kaç yaşında sen kaç yaşındasın ' diye söyleniyordu .
Mutfağa girip sinirle ocağa çay suyu koydu .
'Misafire iş yaptırıyor şuna bak '
'Çıkamadı kocasının kollarından buldu tabi yakışıklı adamı bırakır mı sana ?'diye öfkeyle buzdolabını açtı.
Çalan kapı ile yaptığı işi bırakıp açmaya gitti.
Olcay karşısında gördüğü kız ile şaşırdı.
"Sen ?"
"Hoşgeldin yok mu birinizde normal karşılayın beni öcü görmüş gibi davranmayın ?"deyip arkasını döndü.
Olcay kızın peşinden şaşkın bir şekilde yürüdü.
"Ezo ve Demir nerede ?"
"İçerde odalarından çıkmadılar ne büyük aşk ama "deyip mutfağa işinin başına gitti.

Olcay kızın söyledikleri ile gülümsedi.
Sonunda kabul etti saf aşık arkadaşım demek diye sevindi.

Demir karısının elinden tutup odadan çıkardı.
"Hadi büyük görev bizi bekliyor "
"Ne görevi ?"
"Cadı kovmaca oynayacağız "deyip kızın saçlarını öptü.
Ezo gülerek kocasına baktı .
"Yalnız bu cadı bizi kovar kendi gitmez şuna bak "diyerek oturup kahvaltı yapan ablasını gösterdi.

Yolum Sana Düştü ♠️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin