Günümüz
Ezo ablasının yanına gelip dizlerine yattı .
"Hatırlıyor musun gül kokulum seninle çatıya çıkar yıldızların altında hayal kurardık.
"Hmm hatırlıyorum sen hep kavga edeceğin ,didişeceğin bir adam isterdin ama Demir ile hayal ettiğin gibi değilsin."
Ezo gülerek ablasının dizlerinden kalkıp yüzüne baktı.
"İnsan sevince öyle çok zorunda kalmadığı sürece sevdiğine kızamıyor."
"Kızgın mısın peki şimdi Demir'e ?"
Kız başını sağ sola hayır anlamında salladı.
Konuşmak istedi fakat kelimeler boğazında düğümlendi derin bir iç çekti dolan gözlerini umursamadan tek bir kelime söyledi.
"Kırgınım"
Narin bacağının müsade ettiği şekilde kardeşini kollarına alıp sımsıkı sarıldı.
"Geçecek güzelim hepsi geçecek .Yaşıyoruz Ezo'm nefes alıyoruz ya elbet mutluluk bizide bulacak yeter ki bir yerlerde sağlıklı olduğunu bil ."
"Özür dilerim ablam ."
"Dileme ben mutluyum ki ayaklarımda birgün yere sapasağlam basacak . Hem Asaf'ım iyi olsunda ben hep böyle kalmaya bile razıyım." Dedi.
"Ablam , Hatice abla ile neden konuşmuyorsun ? O senin yokluğunda Asaf'ı bile emzirdi."
Narin başını pencereye çevirdi dalgın dalgın baktı .
"Kırgınım "
"Neden sevinmen gerekmez mi sana bir mutluluk , tam bir aile olma şansı verdi. Eğer Ali abiden boşanmasaydı siz hep eksik kalacaktınız."
"Biliyorum Ezo'm benim için Ali için kendini feda etti ama buna ne gerek vardı. Ali onun kocasıydı ben sonradan gelendim nasıl yapar bana yeminler ettirdi ben gitmek istersem, Ali beni istemezse bile sen bana yardım et diye ama bana yardım etme şansı dahi vermedi. Kırgınım Leyla'yı bırakıp gitti."
İki kızda annesiz yaşamanın ne demek olduğunu bildikleri için Leyla'ya kıyamıyorlardı.
Asuman hanımın içeri girişi ile iki kızda annelerine sarılmak için yanlarına oturmasını sabırsızlıkla beklediler.
"Benim cimcime kızlarım beni mi özledi bakayım." Deyince Narin annesinin göğsüne ağlayarak sarıldı.
"Sakın beni bırakma anne ben senin varlığın için kokun için geri döndüm "dedi. Ezo ve Asuman hanım hiç bir şey anlamazken Narin hastanede yoğum bakımda yatarken gördüğü rüyayı hatırladı.Yemyeşil ağaçların olduğu bir su kenarında Narin beyaz elbisesi ile otururken yanına Ali kucağında Asaf ile geldi.
"Narin'im ne yapıyorsun burada hadi evimize gidelim " dedi.
Narin oturduğu yerden hiç kalkmadan başını eğdi.
"Gelemem Ali , gelirsem üç kişi mutlu olamayız. Bana da sana da ,Hatice ablaya da yazık , olmaz gelemem ben."
"Narin oğlumuz için gelmelisin onun annesiz büyümesine razı mı geleceksin ?"
Narin dolu dolu gözlerle kocasına baktı.
"Onu çok sevdiğimi , onun için yaşamayı çok istediğimi söyle ama affetsin beni dönemem . Hem Hatice abla ona ana olur ben eminim Ali Asaf annesizliğini aramaz ,sen söylemezsen beni hiç özlemez "dedi.
Ali karısının gelmek istemeyişine boynunu eğdi ilerde kendilerini bekleyen Hatice ve kızların yanına doğru yürümeye başladı.
Narin ise sevdiği adamın arkasından gözyaşları ile baktı .Yanına Ezo gelince kız yeniden su ile oynamayı bıraktı.
"Ablam ne yapıyorsun burada ? Hadi benimle gel ben sensiz yaşayamam ablam ." Dedi.
Narin gözyaşlarına rağmen gülümseyerek kardeşinin karnını okşadı.
"Yalnız değilsin ki Ezo'm bak burada senin hayalin , bebeğin var . Dön arkana bak sevdiğin adam seni bekliyor . "
"Ama sen ? Sen olmazsan olmaz ki"
"Olur Ezom her şey çokta güzel olur" deyip Ali ve Hatice'nin gidişini kendinden uzaklaşmasını izledi.Başını çevirip kardeşinin elini tuttu. "Hadi git sevdiğin adamı bekletme , yeteri kadar beklediniz kavuşmak için artık ayrılmayın ,o gitse seni istemese bile bırakma " dedi.
Ezo arkasında onu bekleyen Demir'e gözyaşları ile baktı.
"Sende bizimle gel gül kokulu ablam nolur !"
"Ezo hadi git ve mutlu ol benim yerimede kocaman bir aileye sahip ol! " dedi.
Ezo çaresizlikle Demir'e doğru yürürken arkasını dönüp yeniden su ile oynayan ablasına baktı.Demir'in tam önünde durunca adama sevgi ve hasretle baktı.
"Hoşgeldin . Seni çok bekledim Demir gelmeyeceksin beni bıraktın sandım." Dedi.
Adam karısının saçlarına dokunup bir adım daha yaklaşıp kollarına aldı.
"Özür dilerim seni yalnız bıraktığım her saniye , her gün için . Hadi gidelim artık mutluluk bizi orada bekliyor "deyip tepenin ardındaki evi gösterdi.
Narin kardeşi ve Demir'in eve doğru gidişlerini gülümseyerek izlerken yanına yaşlı bir kadın ve adam gelip oturdu.
"Siz kimsiniz ben sizi tanımıyorum ."dedi.Adam ve kadın ortalarına oturttukları Narin'in uzanıp elini tuttular.
"Sana bizim aşkımızı anlatmamızı ister misin ?"diye soran adama başını aşağı yukarı salladı.
Adam derin bir nefes aldı yanında ona aşkla bakan kadına gülümseyip anlatmaya başladı.
"Ben yakışıklı , zengin her istediğine sahip olan bir ağaydım."
"Bende bir ailenin yoksulluk bilmeden yetiştirilmiş sevgiye boğularak büyümüş bir ağa kızıydım."
Narin yanındaki adam ve kadının anlattıkça gençleşen hallerinden korksada yinede o aşk hikayesinin sonunu merak etti.
Adam bir anda ayağa kalkttı .
"Ben gidiyorum Narin eğer hikayenin devamını dinlemek istersen onunla git ."
"Ama ben burada kalmalıyım eğer geri dönersem bir kadın mutsuz olacak . Sevdiğim adam yeniden çaresiz kalacak . Oğlum büyüdüğünde kuma olduğumu anlayıp benden utanacak. Burada kalsam sen anlatsan hikayenin devamını olmaz mı ?"
Adam bir adım uzaklaşıp başını sağ sola salladı.
"Ben onu çok seviyorum ve artık ağlamasını istemiyorum. Onunla git ve sana beni , bizi anlatsın." Dedi.
Adam uzaklaşıp giderken Narin ayağa kalkıp arkasından baktı.
"Seninle gelemem bırak o adamla gideyim, hikayenin devamını o anlatır"
Karşısındaki kadın ağlayarak kıza sarıldı.
"Kokumu bilmeden bir kere sarılmadan beni bırakıp gidecek misin ?"
Narin karşısındaki kadının kim olduğunu anlayınca bir adım atıp ağlayarak "Anne !" Dedi.Gözleri dolu bir şekilde annesine bakıp gülümsedi.
"Babamla hikayenin devamını anlatsana bize." Deyince Asuman hanım kızına gülümsedi.Kızının komadan çıkar çıkmaz anne dediğini hatırlayıp akan bir damla gözyaşını sildi.
Yaşadığı aşkın devamını kızlarına üç ayda belki onuncu kez anlatmaya başladı.Hatice ise kızlarını özlemesine rağmen konağa geri dönmek istemiyordu.
Bir zaman geçşin yaram kabuk bağlasın . O zaman döneceğim kızlarım diye her gece ağlıyordu.
Mirza ve Aycan'ın bulduğu polis memuru Levent'in oğluna bakıyordu.
Annesi altı aylık bebeği bırakıp gidince adam çaresiz kalmış bir anda Hatice karşısına çıkınca kadına bakıcılık teklif etmişti.
Aycan'ın başta buna gönlü olmasada izin sonrasında izin verdi ki Hatice' de kendine yeni bir yol çizsin ...Levent evin bahçesine girince daha kapıda hissetti evden gelen mis gibi yemek kokusunu...
Bir aydır hayatlarında olan yaralı kadın , kendi yaralarını unutup Levent ve oğlu Can'ın yaralarını sarmaya başlamıştı.
Adam kapıyı açmak için anahtarı uzattığı an kapı birden açıldı.
Karşısında gördüğü kadına bakıp gülümsedi kucağındaki oğlunun kendisine doğru atılması ile Can'ı Hatice'nin kucağından aldı.
Bir an elleri birbirine değince kadın başını eğdi . Hayatı boyunca eline değen tek erkek elinin Ali olduğunu hatırlamış derin bir iç çekmişti.
Başını zorlukla kaldırınca karşısındaki adamın umut dolu bakışı ile karşılaşmayı hiç beklemiyordu.
"Hoşgeldin ."
"Hoşbulduk ,oh mis gibi yemek kokusu buraya kadar geliyor ."
"Ben şimdi hazır ederim sofrayı siz geçin "dedi.
Levent kucağında oğlu ile içeri girince ona ve Hatice'ye gülümseyerek bakan annesine o da gülümsedi.
"Hoşgeldin oğlum ."
"Gerçekten hoş buldum anne " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolum Sana Düştü ♠️
Narrativa generaleBir günde değişen iki hayat ... Narin ve Ezo İki kardeş ,ağa kızları abileri sevdiğini kaçırınca iki kızın yolları ayrılır . Biri berdel olur kuma olur diğeri hiç bilmediği bir adamın karısı olup Ankara'ya gider . Yolum sana düştü . Bir kardeşlik...