3 Ay Sonra
Aycan hastaneden çıkarken Mirza gelen kıza aşkla bakıp arabanın kapısını açtı.
Aycan kucağındaki bebeği arabaya yerleştirirken Mirza onun her hareketini izledi sormaya korksada dayanamadı .
"Ne dedi doktor iyi olacak mı ?"
"Ayağı daha iyiye gidiyormuş inşallah büyüdüğünde hiç bir hasar kalmayacak ben inanıyorum Asaf iyi olacak ."
"İnşallah mutlu bir adam olur ."
Aycan yanındaki adama bakıp hüzünle başını eğdi.
"Annesi için mutlu olmalı , hayatın tadını çıkarmalı bu hayat ona hediye sonuçta ve çok kısa ."
"Haklısın hayat kısa ve insan mutlu olmalı .Aycan biz "dedi.
Aycan adamın devamın da söyleyeceği sözleri bildiği için susturdu.
"Hadi eve gidelim Asaf acıktı yengem karnını doyursun ."
Mirza başını eğdi kaçamak bakışlarla kıza bakıp arabanın kapısını açtı.
Aycan Asaf'ı arabaya yerleştirirken adama bakmak istemedi."Tamam eve gidiyoruz ağlama sakın tamam mı Asaf paşam." Deyip bebeğin yanağını okşadı kapısını kapattı arkasını dönünce Mirza ile çarpıştı.
Adam öyle uzundu ki Aycan adamın yüzünü görebilmek için başını yukarı kaldırdı.
"Neden bekliyorsun ki binsene arabaya !"
"Ne zaman kaçmaktan vazgeçeceksin yorulmadın mı ?"Aycan yanındaki iri cüsseli olan fakat kalbi hassas adama uzun uzun baktı.
"Bilmiyorum , zorlama arkadaş olalım bak kavga da etmiyoruz işte ne güzel ." Deyince Mirza kızın koluna uzandı.
Aycan geri çekilmek istese bile adamın çevikliği ile mümkün olmadı.
Mirza kızın bedenini kendine yaslayıp nefesini yüzüne üfledi.
O anlarda Aycan bu dünyadan başka bir yere uçup giden ruhunu arıyordu.
Kızın kulağına sessizce fısıldadı.
"Hangi arkadaşın sana dokununca bu hale geliyorsun ? Varsa öyle bir arkadaşın söyle yemin ederim senden giderim."
Kız adamın sesiyle iyice erirken ne diyeceğini bilemedi.
Arabanın içinde Asaf'ın huysuzlandığını görünce geri çekildi.
"Asaf tek kaldı arabanın içinde havasız kalacak çocuk." Diye söylenerek adamın yanından ve büyüsünden uzaklaşmak için adeta kaçtı.
"Cam açıktı " diye homurdanarak kızın yüzüne sinirle bakıp şoför koltuğuna oturdu.Onlar konağa doğru yola çıkarken Ezo
sabah kahvaltısına bakıyordu tek lokma yemek istemedi.
Asuman hanım kızının yanına gelip oturdu.
Yeni yeni çıkan karnına bakıp gülümsedi.
"Kahvaltınla oynamayı bırakıp neden yemiyorsun ?"
"Canım istemiyor ."
"Demir mi bu suratsızlığının sebebi ."
"Evet ,yine aksiyon ve kötü adamların peşinde kahraman kocam! "
"O da bundan memnun mu sanıyorsun Ezo'm Mahmut yakalanmadan rahat olmasını bekleme kocanın ."
"Neden bırakmıyor anne ,neden başka bir hayat kuramıyoruz !"
Asuman hanım kızının gerildiğini hissedince konuyu değiştirmek için elini karnına koydu.
"Demir'e ne zaman hamile olduğunu söylemeyi düşünüyorsun ?"
"Anne ! Sen nasıl ?"
"Senden uzakta yaşamak zorunda kaldım fakat ben anneyim senin bir bakışından anlıyorum ."
"İyi ki geldin annem ."
"İyi ki güzelim iyi ki benim kızımsın . Söyle bakalım neden hala söylemiyorsun bilse çok mutlu olur ."
Ezo başını pencereye doğru çevirdi.
"Bilmiyorum ,söylemek istiyorum ama şu son yaşanan olaylardan sonra mutlu bir haber vermek suçlu hissettiyor."
Asuman hanım kızını kollarının arasına alıp sımsıkı sarıldı.
"Hayat güzelim , mutluluk sana da çok yakışıyor sakın kendini ve kocanı mahrum bırakma . Ezo'm Demir bu hayatı bulmak için çok bekledi. Mutlu olmak en çok onun hakkı aranıza duvarlar örme kızım ."
"Kızgınım ona anne hala Halil ağanın pis işleri ile uğraşıyor. Her yerde Mahmut'u arıyor. Dayan , sabret az kaldı deyip duruyor ama hala aynı yerdeyiz. Ben bu hayata bir bebek getirmek istemiyorum ama ona kıyamam da ."
Derin bir nefes alıp annesinin kollarından çıktı.
Pencereden dışarıya baktı aşağı avluda oynayan Elif ve Ela'yı görünce dolan gözlerini kapattı.
Aklına ablası ile yaşadığı çocukluğu gelince iç çekti .Demir ise o olaylı günden sonra her yerde Mahmut'u arıyor ama adamdan en ufak bir iz bulamıyordu.
Geceleri rüyasında adamın karısını vurduğunu görmek artık uykularını da kaçırır olmuştu.
Huysuz karısı onun bu hallerine söylensede Demir işim peşini bırakamıyordu.
Halil Kozan davasının sonuna gelmişlerdi.
Bu geçen zamanda Şahin Bey ölünce Demir adamın kalan işleri ile de ilgileniyor kendinde adama vefa borcunu ödüyordu.
Olcay odaya girince adam bakışlarını önündeki sayfalardan kaldırdı.
"Ahu aradı Ezo yine hiç bir şey yemiyormuş eve dönsen mi artık ?"
"Olmaz Olcay o adam bulunmadan olmaz dönemem."
"Bak haklısın ama Ezo sensiz çok mutsuzmuş hem biliyorsun işte kızın yaraları iyileşmedi."
"Ali'nin yaşadıklarını yaşamak istemiyorum anlıyor musun ? "
Olcay arkadaşının karşısına oturdu.
Ali'nin Narin için çektiği acılar gözlerinin önüne gelince başını eğdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolum Sana Düştü ♠️
Ficção GeralBir günde değişen iki hayat ... Narin ve Ezo İki kardeş ,ağa kızları abileri sevdiğini kaçırınca iki kızın yolları ayrılır . Biri berdel olur kuma olur diğeri hiç bilmediği bir adamın karısı olup Ankara'ya gider . Yolum sana düştü . Bir kardeşlik...