38.Bölüm

22.7K 1.4K 30
                                    

Ezo ve Demir yemekleri yiyip televizyonda denk geldikleri selvi boylum al yazmalım   filmini sarılarak izlediler.
"Ne o cadı ağlıyor musun yoksa ?"
"Ağlamıyorum düşünüyorum ."
"Ne düşünüyorsun bakalım Ezo hanım ?"
"Bu filmin sonunda Asya İlyası seçip onunla gitseydi aynı etkiyi yapar mıydı ? Ne bileyim film mutlu son ile bitse böyle kült bir film olur muydu ? Sonuçta yeşilçamda yüzlerce binlerce aşk filmi çekilmiş ama ilk akla gelen Al Yazmalım ."
"Haklısın mutsuz sonlar her zaman daha çok akılda kalır .Özelliklede siz romantik kadınlar istersiniz ki her şey mutlu bitsin .Aşıklar kavuşsun bütün kötüler belalarını bulsun ama hayat filmler gibi değil o yüzden bazı senaristlerde hayatın gerçeklerini yansıtıyorlar bu da siz romantiklerin hem hoşuna gidiyor hemde ağlatıyor.Gerçi artık bütün aşk filmlerinin sonunda ya esas kız ya da esas oğlan ölüyor ."
"Haklısın ama ben hep mutlu son seviyorum .Hayat zaten acı bari fimler mutlu bitse nolur sanki ?"
Demir Ezo'yu kollarının arasına alıp sımsıkı sardı.
"Ben ölsem ne bileyim bir şey olsa ayrılsak bizim hikayemiz mutsuz mu bitmiş olacak Ezo ? Bence bizim hikayemiz birimiz olmasada mutlu biter" .
"Deme öyle şeyler düşüncesi bile kötü. Ben seninle yaşadığımı hissediyorum . Bir ailem var mı yok mu belli değil .Babam babam gibi değil annem desen hiç var oldu mu bilmiyorum .
Bir sen varsın bana senden ötesi berisi yok Demir .Bunu bil öyle yaşa sen olmazsan sen sarmazsan beni ben savrulurum yok olurum . Tek canımız var o yüzden sahip çık beni cansız bırakma duydun mu ? Yok öyle sensiz mutlu son bana ,daha çocuklarımız olacak ancak torunlarımızı evlendirdiğimiz gün mutlu son olur duydun mu ?"
"Duydum başımın tatlı belası duydum.Hemende duygusala bağla sulu göz seni .Tamam kız bırakmam seni korkma nasıl yakışıklı adamsan bir tuttun kolumdan hatun bırakmıyorsun ölüm yakışıklı olsa ne olur? "
Ezo kocasının kolundan çıkıp boğazını sıkmaya başladı.
"Ölümün benim elimden olacak sus be adam bak ağlarım ."
"Tamam güzelim şaka yaptım sakin ol " deyip Ezo'yu belinden tutup kendine çekti.
"Madem torun istiyorsun önce çocuk yapmalıyız hadi gel "deyip Ezo'yu kucağına aldı.
Ezo kaşlarını çatıp adama bakınca Demir hemen savunmaya geçti.
"Tamam korunduğunu biliyorum , çocuk içinde erken ama şakasını  bile yapamayacak mıyım yahu ?"
"Düşünürüz orasını hem belki " bırakmışımdır korunmayı  demesine fırsat tanımadan kızı öpmeye başladı ,
Ezo gülümseyerek aşkla kocasına karşılık verdi içinden bir bebekleri olması için dua etti.

Dilan düğün hazırlıkları ve Mirza ile uğraşmaktan adamın iğneleyen tavrından çok yorulmuştu.
Bazen Mirza'nın onun hayatına sınav olarak girdiğini düşünüyor susuyordu.
Bencil bir kalbi ve ruhu vardı hala da öyleydi Mirza'nın kızın sabrını sınaması işe yaramıyordu.
Kendisi mutsuz kaba saba bir adam ile evliyken Narin ve Ezo'nun iyi adamlarla evlenip mutlu olmalarına hala katlanamıyor deli gibi kıskanıyordu.
Parmağındaki yüzüğü çevirip oynuyordu odadan çıkınca aşağı avluda abisi Ahmet ve Berfin'i mutlu bir şekilde gördüğü an dayanamayıp yüzüğü parmağından çıkarıp yere attı.
Kendi kaderini kendisi yazacaktı kimsenin onun hayatını mahvetmesine mağara kaçkını bir adamla evlenmesine izin vermeyecekti.
Odasına girip küçük bir çanta yapıp arka camdan dışarı atlayıp arkasına bile bakmadan Kozan konağından koşarak uzaklaştı.
Sonunda ölüm bile olsa Mirza gibi bir adamla evlenemem diye düşünüyordu.
Koşarak kaçmaya devam ederken aklına gelen ile yardım istemek için Ali'nin konağının önünde soluklandı.

Kapıdan içeri girince herkes Dilan'a şaşkınlıkla bakıyordu. Bu kızın bir hafta sonra düğünü olacaktı ama o bu halde kapılarına gelmişti.
"Dilan ne arıyorsun sen burada ?"
"Bana yardım edin bir araba ayarlayın havaalanına gideyim başka bir şey istemiyorum."
Narin kardeşine anlamaz gözlerle bakıp yanına doğru yürüdü .
"Sen delirdin mi ?Dilan büyü artık sen iki aşiretin kan davası bitsin diye evleniyorsun düğüne bir hafta kala gidersen ne olacak hiç düşündün mü ?O çok sevdiğin baban Halil ağanın başını yere eğeceksin onuda mı düşünmüyorsun !"
Dilan sinirle soludu akan gözyaşlarını umursamadan kardeşine bağırmaya başladı.
"Ben yapamam anlıyor musun ne senin gibi sabırlıyım ne de Ezo gibiyim sevmediğim bir adama razı gelemem sevemem hem o çok kaba ayı gibi bir şey bir kadınla konuşmayı bile bilmiyor .Onunla evlenirsem ben zaten ölürüm Narin annemizin hatrı için sadece havaalanına gitmem bir araba ayarla "dedi.
Narin arkasındaki kadınlara bakıp başını sağ sola salladı.
"Yapamam Dilan senin canın için kocamı bu ailenin canını tehlikeye atamam sen beni görmedin ben seni görmedim git buradan." Deyince Aycan başına geleceklerden habersiz Dilan'ın yanına geldi .
Okuldan tanırdı Dilan'ı o da pek sevmez kibirli bulurdu ama bu durumda yardım etmek istedi.
Bir kadının istemediği sevmediği bir adamla evlenmesi saçmalık diye düşünüyordu her zaman aşka inanan bir kızdı.
Mardin'in töresini o da beğenmez karşı çıkardı sırf bu yüzden Dilan'a yardım etmek istedi .
"Ben bırakırım seni hadi gidelim "
"Aycan saçmalama kendine gel .Dilan sende git belanı başkasına bulaştır."

Narin Aycan'ın koluna girip köşeye çekti kulağına fısıldayarak konuştu .

"Aycan saçmalama bak yakalanırsanız seninde başın yanar .Kardeşim olduğu halde ben yardım etmiyorum inan değmez bencilin tekidir bulaşma karışma bu meseleye . Biliyorum sen iyi niyetli bir kızsın ama inan Dilan buna değmez ."
"Merak etme hiç bir şey olmayacak iki dakikada bırakıp geleceğim ."deyince Dilan gülerek Narin'e baktı.
"Vedalaşmaya gerek yok sanırım malum beni pek sevmezsin ." Deyip yere bıraktığı çantasını alıp Aycan'ın peşinden yürüdü.
Narin ikisinin arkasından bakarken ne yapacağını düşünüp duruyordu.
Hatice 'de durumun sarpa saracağını düşündüğü için yerinden kalkıp Narin'in yanına kapı önüne çıktı.
"Ara Ali'yi Narin işin sonu kötüye varırsa Ali seni affetmez .Durma ara bilsin Karaaslan aşireti kimseye benzemez ." deyince Narin karşısındaki kadına hiç düşünmeden ilk kez sarıldı.
Hatice yaşadığı şokla dona kaldı. Ne o da kollarını kıza sarabildi ne de Narin'i itti.

"Sen bana şu giden kızdan daha çok abla oldun Allah senden razı olsun ." dedi ağlayarak Ali'yi aradı .
"Alo "
"Söyle Narin'im beni mi özledin gül kokulum ?"
"Ali'm çok kötü şeyler olacak "
"Güzelim sakin ol ağlama ne oldu anlat bana ?"
"Ali, Dilan evden kaçmış buraya geldi benden yardım istedi ben kabul etmedim ama Aycan havaalanına bırakmaya gitti . Korkuyorum aşiret yüzünden evleniyor Dilan ."
"Korkma bahar kokulum ben geri getireceğim onu sakın ağlama tamam mı ?"
"Ali engel ol onlara nolur "
"Tamam ağlama Narin ben çözmeye çalışacağım ."deyip telefonu kapattı.
Ali aklına gelen ile Bilal'i aradı şirketten çıkıp arabasına atladı.
"Alo "
"Hayırdır Ali ağam sen beni arar mıydın ?"
"Bilal, Dilan evden kaçmış benim akıllı kardeşimde havaalanına götürüyormuş .Mirza'nın haberi olmadan bulalım şunları ."
"Ah Dilan ah birde sizi mi karıştırdı bu işe ."
"Tamam bende geliyorum umarım Mirza bu işi öğrenmez ."
"Umarım " İkiside havaalanı yoluna doğru son sürat arabalarını kullandılar.

Nevruz hanım aşağı avluya inince iki gelinin haline bakıp şaşırdı.
"Ne bu haliniz sanki cenaze çıkmış gibi ?"
"Anne şey "
"Noldu Narin bizim deli kız nerede ?"
"Anne Aycan gitti "
"Kızım sen niye ağlıyorsun ? Aycan nereye gitti ?"
"Anne ben özür dilerim ."
"Hatice sen anlat hiç bir şey anlamıyorum . Aycan niye gitsin geleli daha kaç gün oldu ki ?"
Hatice ağlayarak yanında oturan Narin'e bakıp derin bir nefes aldı.
Karşısında konuşmasını bekleyen Nevruz hanımın koluna girip sedire oturturdu.
"Kızım noluyor size ne bu haller ?"
"Anne Narin'in kardeşi Dilan evden kaçmış . Aycan'da kaçmasına yardım edip onu havaalanına götürdü .Narin ne yaptıysa söz dinletemedi Ali'ye haber verdik anne sakin ol sen ."
"Narin ne diyor kızım Hatice ?"
"Anne ben özür dilerim uyardım yapma karışma dedim ama dinlemedi beni."
"Dilan Mirza ile nişanlıydı değil mi ? O adam bu yapılanı ona yardım edeni unutur mu hesabını sormaz mı ? Allah'ım sen aklıma koru kızımı koru yarabbim" diye dua etti.

Dilan arkasına bakıp kaybolan evlere baktı yüzündeki gülümseme ile önüne yola bakınca bir araba önlerine geçmeye çalışıyordu.
"Kim bu manyak ya ? Böyle makas mı atılır ?"
"Sakin ol Aycan beni bırak sonra kiminle kavga edersen et ." Deyince Aycan şaşkınlıkla kızın yüzüne baktı .
"İçimden bir ses bu yaptığıma çok pişman olacağım diyor .Umarım bu yaptığıma değersin Dilan !"deyip yola konsantre oldu.
Bir anda önünde  duran araba ile aniden frene bastı.
İki kızda öne doğru savruldular.
Aycan sinirle arabadan çıkıp önündeki kişiyle kavga etmeye gitti.
"Kardeşim manyak mısın önce aniden önüme geçiyorsun şimdi pat diye duruyorsun ?"
Dilan arabadan sessizce inip Aycan'a baktı arabayı tanıdığı an ormana doğru kaçmaya başladı.

Yolum Sana Düştü ♠️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin