50.Bölüm

20.3K 1.3K 18
                                    

Demir karısının söyledikleri ile yutkundu.
Ezo'ya uzun zamandır bilmediklerin var deyip durmuştu ve şimdi karısı ondan bilmediklerini öğrenmek istiyordu.
"Sana diyorum Demir ,bilmediklerimi artık öğrenmek istiyorum . O kadın yani of annem neden Narin ile de konuşacak . Beni nasıl vermiş babam kim ?" Diye peş peşe sıralayınca Demir karısını kollarına alıp sımsıkı sarıldı.
"Zor bir hikaye küçüğüm inan çok zor . Herkes gidince anlatmama ne dersin ?"
Ezo kocasının göğsüne yasladığı başını aşağı yukarı salladı.
"Babam yani o da gerçek babam değil de mi ?"
"Şist sonra demiştim ya ."
"Demir korkuyorum ,öğrenmek istemiyorum .Her şey neden bizim başımıza geliyor ki neden hep bir bilmece var ?"
"Sabır güzelim sabır az kaldı bir tanem ,hem biz böylede mutluyuz değil mi? Sen benim kollarımda olduktan sonra yaşadığımız sorunlar ,bilmeceler hatta karanlık adamlar bile çok uzağımda kalıyor . Sana da öyle olmuyor mu ?"
Ezo adamın uzanıp boynunu koklayarak öptü.
"Sen yanımdayken korkmuyorum ama seni kaybetmekten çok korkuyorum."deyip ağlayarak kocasının o çok sevdiği dudaklarına uzandı.
Demir de karısını şefkatle karşıladı.
Gelecek günler ne getirir bilinmez Demir hep bu anda bu şekilde kalabilmeyi istedi.

Kapı sesiyle Ezo başını utanarak eğdi kocasını öpmek başlatan kişi olmak onu hala kızartıyor utandırıyordu ama sanki ona dokunmak bir sihirdi hiç ayrılmak istemedi.
"Geldiler ."
"Öyle "
"Ezom kapıyı açalım istersen ."
"Aç Demir engel olan mı var .?"
"Demir boynuna dolanan ve hala serbest bırakmayan kollara bakıp gülümsedi.
"Kolların senden bağımsız çalışıyor ha Ezom !"
"Şu kapı açıldığında sanki hayatımız bambaşka olacak biliyorsun değil mi ?"
"Sen beni ahtapot gibi sardığın sürece hiç bir şeycik olmaz " diye söylenerek kızın kollarından kurtulup kapıyı açtı.
Karşısındaki adamlar ile ne olduğunu anlamaya çalıştı.
Arkasını dönüp Ezo'ya baktığında karısına gerçekten hak verdi.
Artık bambaşka bir hayatları olacaktı ve bugün o günün başlangıcıydı.

Olcay yanında uyuyan kıza bakıp gülümsedi.
Ahu'yu bulurken baba olacağını bu durumda da gayet mutlu olacağını  hiç düşünmemişti .
Hep yeni ve mutlu bir hayat kurmayı istemiş ama bunu yapacak gücü olmamıştı.
Bir kadına güvenmek çocuk sahibi olmak aile olmak onun için hep hayal olarak kalmıştı.
Şimdi ise en büyük hayali baba diyerek kollarında yatıyordu.
Evlenmese hayatında biri olmasa da Ela onun baba olmasını sağlamıştı bundan da gayet mutluydu.
Kızının kıpırdanması ile daha çok sarıldı.
Ela da gözlerini açınca kocaman gülümsedi.
"Günaydın meleğim "
"Günaydın baba "
"Annem nerede ki yine mi erken kalkmış."diyip yalandan surat astı.
Ela kendine seçtiği babayı annesine de eş seçmişti ama bundan Ahu ve Olcay'ın haberi yoktu.
Onları bir araya getirmek için her gece mızmızlanıp yatağa üçü giriyor gece Ahu yaşadığı utançla kalkıp sessizce gidiyordu.
Hayat onu sevmediği adamların yatağına zorla sokmuştu şimdide de kızı canı bunu yapıyordu ama yapma diyemiyordu . Tek korkusu bilmediği aşka düşmekti Olcay o kadar iyi bir adamdı ki kendisi gibi birinin onu sevmeyi bile haketmediğini düşünüyordu.

Olcay kızının yüzünü kendine çevirip derin bir nefes aldı.
"Ela "
"Efendim babam "
"Anneni artık zorlamayalım olur mu ? Ben sizin her zaman yanınızda olacağım söz veriyorum ama annen için çok erken güzelim . Bir adama güvenmesi , onu kabul etmesi kolay olmayacak .Anlıyorsun değil mi ?"
Ela sadece başını eğdi aşağı yukarı salladı.
"Ben siz de dayım ve Ezo abla gibi olun istiyorum. O zaman kardeşimde olur değil mi ?"
"Elaaa !"
"Tamam sustum baba ."deyip yataktan bir hışımla kalktı.
Olcay yatağa yeniden kendini bırakıp bakışlarını tavana kaldırdı.
Bir bebek düşündü minicik kolları bacakları olan kendisine benzeyen.
Sonra hayalinde ki  bebek birden Ahu'ya benzedi.
Başını sağ sola sallayıp gülümsedi.
"Küçük cadı hayallerimi bile ele geçirdi oraya bile annesi kattı."diye söylenirken Ahu çekinerek odaya girdi.
"Günaydın ."
"Günaydın bir sorun mu var ?"
"Yok ben sadece biraz konuşabilir miyiz diyecektim ."
"Tabi konuşalım ama şimdi mi ?"
"Yani istersen sonrada konuşabiliriz ."
Olcay kadının sıkıntılı halini anlayınca anlayışla baktı. Onun çaresizliğini anlıyordu.
"Akşama dışarı çıkalım rahat rahat konuşalım." Deyip başıyla kapıyı gösterdi.
Ela ikisinin ne konuşacağını merak ettiği için kulaklarını aralık kapıya dayamıştı.
Ahu ve Olcay kızın bu haline gülümseyerek birbirlerine baktılar.
"O zaman akşama birlikte bir ara çıkarız . Malum bu evde koca kulaklar var ."deyip yataktan kalkıp kapıda onları dinleyen Ela'yı kucağına aldı.
Ahu baba kızın neşe ile gülen hallerine bakıp iç çekti.
Karşı evde yapacakları kahvaltı için hazırlanmaya başladılar.

Kapının çalması ile Asuman hanım ayaklandı.
Ezo'nun isterim sözleri kalbini ısıtırken şimdi vazgeçtim gelme derse korkusuyla kapıyı açmaya ağır adımlarla gitti.
Kapıda gördüğü adam ile yutkundu arkasında duran Ezo ve Demir'e bakıp başını eğdi.
"Abi" deyip fısıldadı.
"Esme bu sensin değil mi ? Yaşıyorsun tam karşımdasın !Allah'ım bu nasıl bir şey !"
Asuman hanım ağlayarak abisine sarılmak istedi fakat yaşlı adam buna izin vermedi.
"Önce anlat Esme neden beni aramadın ? Neden bir abim var bana yardım eder diye düşünmedin ? Bu kadar mı sildin aileni, beni ?"
Ezo ağlayan kadına ilk kez acıdığını ,yaşadıklarına mecbur olduğunu kalbinin en derinlerinde hissetti.
Yaşlı ve sinirli adamın önüne geçip ayakta zor duran annesinin koluna girdi.
"Konuştuğunuz şeyler kapı önünde konuşulacak şeyler değil eve girelim dayı." Deyince bütün gözler Ezo'da sabitlendi.
"Ne bakıyorsunuz ? Amca mı deseydim dayım değil mi ?" Diye söylenerek eve kolunda ağlayan Asuman hanım ile girdi.
Mirza ve Musa ağa kızdan beklemedikleri bu tepkiyle birbirlerine bakarken Ahu annesinin koluna giren onu korumasına alan küçük kartal ile duygulanıp Ela'yı kollarına çekti.
Olcay gözleri dolan Ahu'ya şefkatle bakarken Demir bir giden karısına bir eve giren adamlara en sonda ablasına mayışmış bir şekilde bakan Olcay'a bakıp dağılmış şaşkın bir şekilde eve girdi.
"Sizde dikilmeyin orada Ezo kahvaltı hazırladı hep birlikte yapalım ."
"Yok kardeşim siz ailecek yiyin biz zahmet vermeyelim."
"Dalga geçme lan içerisi savaş meydanı resmen ."
"Senin hayalin kalabalık bir ailem olsundu . Aşirete damat gittin daha ne istiyorsun hadi gir içeri  keyfini çıkar damat bey" diye dalga geçen Olcay'a sinirle terlik fırlattı.
Olcay kahkahalarla gülerek Ahu ve Ela'yı eve sokup kapıyı Demir'in yüzüne kapattı.
Ahu ,gülen Olcay'a hayran hayran bakarken yakalanınca panikle içeri girdi.
"Ben kahvaltı hazırlayayım."
"Uğraşma hiç hadi dışarı da yiyelim . "
"Oleyy baba ,hadi gidelim anne ."diyen Ela ile karar verilmiş oldu.
Karşı evde ise kimsenin konuşmadığı bir sessizlik hüküm sürüyordu.
Hasan ağa Ezo'nun dediklerini anlamaya sindirmeye çalışıyordu.
Mirza amcasına ve babasına , halasının yaşadığını anlatırken bu detayı ona söylememişti.
Yaşlı adam duyduğunu hala anlamaya çalışıyordu.
Ezo onun kızıysa Esme'nin bir kızı daha olmalı diye düşünüp durdu en sonunda dayanamayıp derin bir nefes alıp of çekti.
"Ağlama artık bundan sonra ağlasan ne fayda giden gitmiş , kardeş acısıyla evlat acısıyla anam babam göçmüş gitmiş."
"Affet abi benim içinde çok zordu,"
"Affetmek zor şeyler isteme benden Esme . Sadece anlat kardeşimi benden ne aldı. Bu Mirza neden Halil ağa ile akraba olmak  istemiyor . Bunu bilmek istiyorum Halil sana ne yaptı ? Evladından bile vazgeçirecek ne yaptı ?" Deyip Ezo'nun gözlerinin içine bakarak konuştu.
"Diğer kızın o nerede ?"

Bütün bakışlar Asuman hanıma dönmüştü .
Kadın ise Ezo'nun elini tutup gözlerinin içine bakarak anlatmaya başladı.

Gözyaşları içinde konuşması bitince Hasan ağa yerinden kalkıp Ezo'ya sımsıkı sarıldı.
"Seni koruyamadığım için affet kızım eğer yaşadığınızı bilseydim ."deyip sustu.
Ezo bir annesine bir dayısına baktı.
Gözlerindeki yaşı silip gülümsedi . Ablası Narin'i onun öz kardeşiydi ya onlar birbirine yoldaş olmuşlardı ya gerisi çokta önemli değildi. Hem abileri Ahmet ve Bilal onlarda vardı. Bilal abisi korur kollarken ,Ahmet abisi sevgiyi öğretmişti . Her şeye rağmen mutluydu .
Ezo eğer annesiyle yaşasaydı Demir'i hiç tanımayabilirdi onların yolu Dilan sayesinde kesişmişti .
Derin bir nefes alıp dayısının elini öptü.
"Bundan sonra yanımızda olursun olmaz mı ?"  Kızın aydınlık gülümsemesi  ile Hasan ağa da gülümsedi .
"Olur hemde çok güzel olur ." Onlar sımsıkı sarılırken Asuman hanım ayağa kalkıp abisi ve kızına baktı.
Ezo annesine bakıp iç çekti.
"Ben anne kokusunu sende aldım . Yaşadığımız bir ayda kendimi çocuk gibi hissettim . Sadece kokun için sarılacağım affetmedim haberin olsun." Deyip dayısına göz kırpıp annesine sımsıkı sarıldı .
"Sarılma ve geçmişi anma  faslınız bittiyse Halil ağa ve kızı Dilan konusuna geçelim artık . Ben o kızla evlenmem "
"Ulan bizim derdimiz ne senin ki ne ! Acıktım ben Ezo hanım ne biçim ev sahibisin sen ! Seni de aç bırakıyor mu bizim kız damat bey ?"
"Yok dayı çok beceriklidir ." Karısına gülümseyip herkesi masaya yönlendirdi.
Ezo masada oturan ailesine bakıp iç çekti.
"Bu masayı istediğim zamanı hatırlıyor musun Demir ?"
"Evet tek başıma yemek yemeyi sevmem demiştin . Bir de misafirlerimiz gelirse ne güzel olur da demiştin ."
"Şu an çok mutluyum artık masamız hiç boş olmayacak kocaman bir ailemiz oldu çok mutluyum çok ."
"Bende sabah neşem bende "
"Demir "
"Efendim güzelim."
"Ben şey diyecektim ."
"Hmm ne diyecektin ."
"Hiç hiç bir şey zamanı gelince söylerim ."  Salona yüzünde aydınlık gülümseme ile girdi.
'Umarım bizde kendi ailemizi kurarız ' diye içinden söylenip karnını okşadı.

Yolum Sana Düştü ♠️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin