63.Bölüm

18.8K 1.2K 31
                                    

Hatice ise olanlardan habersiz evlatlarının yerine koyduğu Can'ı uyutmaya çalışıyordu.
Küçük afacanın uykuya yenilen haline bir süre baktı parmağını emen haline gülümseyerek odadan çıktı.
Salonun ışığının açık olduğunu görünce merakına yenilerek oraya doğru yürüdü.
Kevser hanımı ağlarken görünce kadının yanına hızlı adımlarla ilerledi.
"Abla bir şey mi oldu neden ağlıyorsun ?"
"İyiyim hastane arkadaşım iyiyim sadece biraz ağrım vardı." Deyince Narin kadının hemen yanına çöktü.
"Levent beyi çağırayım mı çok mu ağrın var ?"
"Sakin ol daha kötü olduğum zamanlar olmuştu ."
"Yinede ."
"Şist hadi gel otur biraz dertleşelim ." Dedi.
"Abla ne dertleşmesi bütün hayatımı zaten hastanede yatarken sana anlattım . Seninde bütün hayatını biliyorum ne konuşacağız "
Yaşlı kadın hastanese kanser tedavisi görüyordu.
Enfeksiyon riski taşıdığı dönemden özel odada kalması gerektiği zaman yeni doğum yapan hastaların kaldığı katta kalmış Hatice ile o zaman tanışmışlardı.
Gelini ,hasta kadın ve küçük çocuk bakmaktan bu şehirden bıktım diyerek onları çaresiz bırakıp gidince kadın daha ağır hastalanmıştı.
O günleri Hatice ile tanıştığı zamanları hatırlayıp derin bir nefes aldı.
Kendisine meraklı gözlerle bakan kadının gözlerinin içine bakarak fısıldadı.
"Hala sütün olduğunu biliyorum . Sağdığını dolaba koyup sakladığınında farkındayım."
"Abla ben "
Kevser hanım uzanıp elini uzattı .
"Utanman için kızdığım için söylemedim dinle nolur. Sana hastanede de demiştim hatırladın mı ? Benim torunum hiç anne sütü içmedi . Kızını alana kadar, sütün kesilmesin diye en azından Can'ı bir süre besleyemez misin ?"
"Abla Levent bey istemez hem olur mu öyle şey ?"
"Neden korkuyorsun Hatice ona bağlanmaktan mı ? Zaten Can'da artık senin evladın biliyorsun kızım sende ,bari torunum anne sütünü kokusunu bilsin ."deyince Hatice başını eğdi.
"Kızımı çok özledim abla bazen geri dönüp kaderime razı olmalıyım diyorum ama yapamam . Artık bir odada bana gelmeyecek adamı beklemek istemiyorum. Tamam o gün gelene kadar ben Can'ı emziririm ama Levent bey'de bilsin ben utanırım sen söylersin "dedi.
Kevser hanımda kızın kocasına gitmesini istemiyordu. Henüz aklındakini dile getirmek için erken olduğununda farkındaydı o yüzden şimdilik sustu.
Ölüm anı gelene kadar kalbinden geçeni dile getirmemeye karar verdi.

Levent ise iki kadının konuşmalarını duymuş Hatice'nin o adama gitme ihtimali ile içine düşen sıkıntıyı oğlunun ve annesinin yeniden yalnız kalmasına bağlamıştı...

Kozan konağında ise durumlar çok karışmıştı.
Kimse ile evlenmek istemeyen Bilal iki hafta önce Karaaslan kızı Hazal ile evlenmek zorunda kalmıştı.
Hazal'ın gelişi ile Berçem sevinirken ,Ayşe kadın hanımağalığın kıza geçmesi ile sinir oluyor kocasının yatalak kalması ile sesini bile çıkaramıyordu.
Hazal'da konağı pek sevmesede bu toprakların kadınlarının kaderini yaşamak zorunda olduğunu çoktan kabullenmiş, kocası ile yuva kurma planlarına bile başlamıştı.
Tek sorun vardı ve bu büyük bir dertti çünkü düşüncelerine göre herkesin delikanlı , yiğit ,mert adam gördükleri Bilal ağa kadınlardan hoşlanmıyordu !

Hazal adamın ona yan gözle bile bir kere bakmayışından dün geceden sonra emin olmuştu.
Çeyizinde olan annesinin zorla aldırdığı en açık geceliği sırf adamı denemek için giymiş fakat adam kıza bir kere dönüp bakmamıştı.
Aklına gelen ile görümcesi Dilan'ın odasının önüne geldi.
Sonuçta kız tıp okumuştu bu işlerden anlardı .
Dilan'ın kapısını çalıp içeriden ses gelmeden girdi.
"Bir şey mi var ?"
"Yok ben Hazal yeni gelinim çok konuşamadık ama benim bir derdim var . "
Dilan başını kaldırıp kıza dalga geçer gibi baktı.
"Derdin var ,dermanıda bende öyle mi ?"
"Hı hı sonuçta kaç sene okumuş doktor olmuşsun bunu bilirsin ."
Dilan karşısındaki kızın mahçup hallerine baktıkça derdini unutup gülümsemeye başladı.
"Tamam gel anlat bakalım yeni gelin derdin neymiş ?"
Hazal yavaş yavaş kızın yanına geldi yatağa bacaklarını açarak rahatça oturdu.
Dilan kızın haline tavrına baktıkça gülmek istedi . Demek bu ailede herkes böyle girişken diye düşündü.
"Yani biliyorsun abinle evlendirildim. Kazma abin benim ona çok meraklı olduğumu falan sanıyor ama öyle değilim. Tamam sonuçta yakışıklı adam bütün kızlar onu beğeniyor ,kiminle evleneceğini deli gibi merak ediyordu ama benim hiç umrumda değildi."
Dilan tek kaşını kaldırıp kızla dalga geçer tarzda konuşmaya başladı.
"Bak sen demek Bilal abimi beğenmiyordun."
"Of neyse görümceciğim konumuz bu değil sonuçta artık kocam . Asıl konumuz abin sanırım benden hoşlanmıyor ."

"Eee sende ondan hoşlanmıyorsun bunda ne sorun var ."

"Of öyle değil abin bütün kadınlardan hoşlanmıyor . Sanırım erkeklerden hoşlanıyor ağa olduğu içinde garibim içine atıyor " dedi.

Dilan kıza şaşkınlıkla bakarken kapıda onları dinleyen abisine ağzı bir karış açık bir şekilde baktı.
Bilal parmağını dudağına götürüp kardeşine sus işareti yapınca Dilan konuşmaya devam etti.

"Peki ben nasıl yardım edebilirim."
"Ben abinle ömür boyu evli kalmak zorundayım ama şimdi çocuğumuz olmazsa üstüme kuma getirirler. Sonra kumanında çocuğu olmaz malum abin şey ya" deyince Diyar tutamayıp kahkahalarla gülmeye başladı.

Bilal artık dayanamayıp günlerdir adını dahi anmadığı kızın adını bağırarak haykırdı.
"Hazalll ! "
Kız korku ile sıörayıp arkasındaki adama bakarken Dilan ikisinin haline hala gülüyordu.
Hazal olduğu yerde hala oturunca adam yeniden bağırdı.
"Çabuk odana git çabuk ! Sen de gülme artık Dilan."

Hazal yanından korku ile geçerken kıza sinirle yeniden bağırdı. "Akıllısı zaten beni bulmaz."
Dilan ise aylardır kendini kapattığı mezarlığının kapısının aralanması ile abisine sevgi dolu gözlerle baktı.
"İzin ver artık sana güzel bir aile versin abi . Geçmişi unutmanın zamanı belkide çoktan gelmiştir ha ne dersin "dedi.
Bilal kardeşinin yanına gelip sarıldı.
"Senin içinde zamanı geldi mi Dilan ?"
Dilan hafif çıkan karnına dokunup elini hızla geri çekti.
"Az kaldı abim çok az kaldı "dedi.

Mirza ise Aycan'ın ona aylar sonra gülerek gelişi ile heyecanla titredi.
Kızın ona yeniden güldüğünü görmek için çok beklemişti.
Kavuşmaya belki çok vardı ama olsun dedi bana gülsün yanımda olsun varsın kavuşmayalım diye söylenerek kızın önünde durdu.
"Bu sefer kimi kocasından ayırıyoruz . Kimi evden kaçırıyor ,kimin okuması için ailesi ile konuşuyoruz "
Aycan gözlerinin içine bakarak konuşan adama uzun uzun baktı.
"Ben gidiyorum abim sonunda gitmeme izin verdi artık İstanbul'da istediğim hayatı yaşayacağım . Ağa kızı Aycan bu topraklarda kalacak çok mutluyum"deyince Mirza sadece yutkundu.
Kızın gülen yüzüne bakıp sustu.
"Umarım hayal ettiğin her şeye sahip olursun "dedi.
Aycan karşılık olarak adama sarıldı.
"Yanımda olduğun her an için teşekkür ederim başını çok şişirdim ama kabul et dilim zehir değil ballıdır "dedi
Mirza kollarındaki kızın kokusunu içine çekerek son kez doya doya sarıldı.
"Hoşçakal Bal " diye fısıldadı.

Hem yolum sana düştünün finali yapmak için hemde
Bal ve Ayı'da neler okuyacağınızı bildirmek için kısa bir bölüm yazdım.
Artık soru işaretlerini sonra tamamlarız .
"Yolum Sana Düştü Final part 1 " ile karşınızda olana kadar şimdilik hoşçakalın 🌸🌸

Yolum Sana Düştü ♠️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin