40.Bölüm

21.8K 1.3K 46
                                    

Bilal sinirle kardeşinin kolundan tutup arabaya bindirdi.
Mirza'nın şartlarını hatırladıkça siniri tepesine geliyordu.
Sorun kardeşi ile evlenmesi değil Bilal'in evlenmek zorunda kalmasıydı .
Adam yaşına babasının ısrarlarına rağmen aklının ucundan bile geçmiyordu ve şimdi Dilan yüzünden evlenmek zorunda olması sinirine dokunuyordu.
Arabadan hırsla inip Dilan'ı bir çuval gibi konağın kapısından içeri fırlattı.
"Git eşyalarını topla  bir zaman gözüme görünme "
"Abi özür dilerim nolur dinle beni "
"Neyini dinleyim lan senin yüzünden hayatım mahvoldu .Tanımadığım sevmediğim bir kızla senin yüzünden evlenmek zorundayım ."

Halil ağa bastonunu yere vurarak Bilal'i susturdu.
"Ne oluyorsunuz ne bu gürültü ?"
"Senin bu çok sevip şımarttığın kızın hayatımın içine etti Halil ağa olan bu " deyip Kozan konağını adeta gür sesi ile inletti .
"Ne diyorsun Bilal düzgünce anlat ?"
"Senin bu akılsız kızın evden kaçmış peşine Ali'nin kızkardeşinide kurban ederek .Mirza nereden duyduysa bizden önce buldu . Şartı kızını artık istemiyor onun yerine Ali'nin kardeşini istiyor  ."
"Ne diyor abin Dilan sen nasıl benim sözümü çiğneyip kaçarsın ?"
"Dahası var baba ! Kan davası bitsin barış olsun diye ben bir Karaaslan kızı ile evleneceğim amcamın katilinin kızı  ile evleneceğim ." deyince Halil ağa elindeki bastonu yere düşürdü .

"Olmaz bu iş bir Karaaslan kızı bu eve bir daha gelin gelemez ."

Dilan başını kaldırıp babasına bakınca anlamaya çalıştı daha önce bir Karaslan kızı bu eve gelin gelmiş miydi ?
Hem kendisini bir Karaaslan erkeğine verip kızını neden istemiyorlardı ?
Kafası karışık bir şekilde abisi ve babasına bakıp olan biteni anlamaya çalıştı .
Bilal'de hakim olamadığı siniri ile babasına baktı .
"Ne yapacaksın kızının kaçtığını aşiretlere duyurup öldürecek misin ? En kıymetline kıyacak mısın ? Narin'i ,Ezo'yu kurban etmek kolaydı Dilan'ı da bir kalemde silebilecek misin ? Silemezsin çünkü o senin kızın değil mi ?"
"Bilal haddini aşma sus artık !"
"Çok sevdiğin kızın bir Karaaslan kızını soframıza oturtacak kazan mübarek olsun baba !"
Bilal sinirle konaktan çıkıp gidince herkes baba oğul arasında konuşulan konuyu anlamaya çalışıyordu .
Dilan düştüğü yerden kalkıp üstünü başını sildi.
Bir tarafı huzurluydu Mirza ayısından kurtulmuştu ama neden bir tarafı huzursuz hissediyordu bunu çözemedi .
Kendine o kadar çok güveniyordu ki Mirza'nın ondan bu kadar çabuk vazgeçip Aycan'ı istemesini anlamıyordu.

Halil ağa sinirle odasına gidip eline telefonunu aldı .
"Alo "
"Şahin nasılsın ?"
"İyiyim ağam yaşıyorum işte sen nasılsın ?"
"Hiç iyi değilim Şahin hiç iyi değilim .Karaaslan belası tam kapanıyor derken yeniden açılıyor . O kadın hala yaşıyor mu ?"
"Yaşıyor ağam yaşıyor ."
"Öldür o zaman kimse yaşadığını bilmemeli "
"Ağam nasıl olur ?"
"Ne diyorsam onu yap Şahin ! Ayrıca Demir mevzusunu da hallet ."
"O senin damadın ağam nasıl bütün suçu ona yıkarız ."
"Benim damadım yok Şahin benim kızım hala bekar " deyip telefonu adamın yüzüne sinirle kapattı .
Şahin bey elindeki telefonu komidine bıraktı .
Halil ağanın yapmak istedikleri ile nefesi kesildi öksürük krizi tuttu.

Babasının öksürük sesiyle odaya girip bağırmaya başladı.
"Baba baba iyi misin ? Baba ses ver !"
Hemşire odaya girerek Begüm'ü kenara çekti Şahin beyin ağzına oksijen maskesini taktı.
"Sakin olun Begüm hanım küçük bir kriz ."

Adamın nefesi biraz düzene girince Begüm'e bakıp kapıyı işaret etti .
"Onu çağır buraya gelsin ."
"Baba kimden bahsediyorsun kimi çağırayım ?"
"Demir Demir'i çağır " dedi .
Begüm şaşkınlıkla babasına bakıp odadan çıktı Demir'i aradı.

Ezo okula giderken Demir her yerde Olcay 'ı arıyordu.
Bu adam iki gündür nereye kayboldu diye düşünürken aklına Ahu'yu bulma ihtimali gelince derin bir nefes aldı.
'Umarım bu yüzden ortada yoksundur Olcay yoksa elime bir geçirirsem göstererim sana habersiz kaybolmayı ' diye söylendi .
Şirketteki son dosyalarıda halledip eline aldı.
Artık iflas yakındı ve bu paravan şirketten kendine zarar vermeden bir şekilde kurtulacaktı.
Telefonunun sesi ile başını ihale ile ilgili dosyadan kaldırdı.
"Alo "
"Sesini bile özlemişim güzelim"
"Ay Demir duyandı görüşmüyoruz sanacak daha ayrılalı kaç sat oldu ki ." desede adamın söyledikleri hoşuna gittiği için keyifle kıkırdadı.
"Ne yapayım kokuna sana her şeyine çok alıştım özledim diyorum romantik oluyorum yine yaranamadım ne kadersiz adamım ."
"Bende özledim oldu mu başımın aşık belası ?"
"Oldu ömrümüm geri kalanı oldu ."
"Akşam dışarda yiyelim mi diyecektim birde Olcay abi hala aramadı mı merak ettim ?"
"Olur güzelim yeriz .O yaşlı adamı elime bir geçireyim göstereceğim ona . Ezom başka bir arama var kapatıyorum güzelim ."
"Kapatma kim arıyor Demir ?"
Demir telefonu kapatınca Ezo'nun kıskançlık damarı tuttu.
Arayanın Begüm olduğundan emin bir şekilde kantinden çıkıp dersliğe doğru sinirle yürümeye başladı.
'Sana yüzüme telefon kapatmak nasıl oluyormuş göstereceğim Demir efendi" kendi kendine söylendi.

Yolum Sana Düştü ♠️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin