2. Bölüm

36.4K 1.9K 54
                                    

Narin bunu istemişti bu evden kurtuluş olarak görmüştü ama şimdi Ezo'dan ayrılacak kuma gidecek olmak kalbini sızlattı.
Ağlayan Ezo'ya sarıldı .
"Ağlama diyorum sana cimcime ben iyi olacağım sen de okulunu okuyacak arada ablanı görmeye geleceksin "
"Abla kabul etme kurban olayım ezerler seni "
"Biz Ayşe kadına Halil Ağa'nın dayaklarına katlandık hiç bir şey yapamazlar korkma" deyip sarıldı kardeşine .

Dilan iki kızın yakınlığını kıskandı .
Narin sevmezdi belli etmekten de çekinmezdi ama Ezo severdi sayardı.
Meğer Narin'i sevdiği gibi sevmezmiş diye  şaşırdı zoruna gitti .
İki kızla bir olup sarılmak istedi yanlarına gideceği sıra da Narin'in kolunu gördü .

Kardeşine nasıl yapmıştı bunu .
Nasıl sahip çıkmamıştı ah Dilan kibirin bencilliğin bir gün yanlız bırakacak seni deyip kendine kızdı .

"Koluna bakabilir miyim Narin ?"
"Lütfen "
İki kız karşılarında ağlayan Dilan'a baktılar .
İlk kez görüyordu Narin'in kolunu içi acıdı kardeşine .
"Bakma Dilan bu zamana kadar bakmadın boşver böyle kalsın "
"Yapma Narin eğri tutmuş kolun"
"Geçen sene niye durdurmadın niye gelip bakmadın Dilan "
"Geçti artık acımıyor ama o zaman çok acıdı "
"Her kapı açıldığında doktor ablam var gelecek şimdi diye seni bekledim ama sen gelmedin düğüne gittin "
"Hadi şimdi de gidelim abimiz evlenecek bende kuma olacağım "
"Beklerim düğünüme abla "deyip aşağı indi .
Dilan Ezo'ya baktı teselli etsin senin suçun yok desin rahatlatsın diye ama duydukları istediği şeyler değildi .

" Üzülme abla bir gün affedecek seni "
"Sen neden bana kinlemiyorsun Ezo seni de kurtarmadım"
"Babamdan annemden daha kötü davranmadın abla "
"Onları her seferinde affettim sen bana hiç bir şey yapmadın ki affetmeyim "
"Haklısın ben kardeşlerime hiç bir şey yapmamışım "
"Geçti abla geri döndüremezsin zamanı ama şimdi yap "
"Engel ol babama ablam kuma verilmesin"
"Ben okuyacağım sen okudun ama Narin ablam  hep ezildi yok sayıldı "
"Şimdi varlığını hatırlayıp onu kurban edecekler "
"Neden çünkü sana kıyamazlar ben küçüğüm diye Narin ablamı bedel edecekler " deyip odadan çıktı .
Dilan da kardeşlerinin arkasından baktı .

Bedel olacaksa bu ben olamam yapamam diye iç çekti .
Ne gelir benim elimden Narin yerine beni alın diyecek değilim ya deyip içeri geçti .

Halil ağa kızlarına baktı .
"Ezo sen berdel olacaksın Berfin yerine sen Ali ağa'nın karısı olacaksın " deyince bütün gözler Ezo'ya döndü .
Narin kardeşinin elini tutup
"Ezo on sekizinde baba bir bedel verilecekse ben giderim "
"Benim lafımın üstüne laf mı söylersiniz "

"Baba Narin haklıdır Ezo küçük Dilan zaten olmaz "
"Ben sözümü söyledim Ezo Ali'nin karısı olacaktır. "
"Baba yapma "
"Başka çare yoktur Halil ağa sakat kızı bedel  vermiş dedirtmem "

Bilal babasına söz geçiremeyince başını eğip Ezo ve Narin'in  yüzüne bakamadan evden çıktı .
Babasının sözleri Narin'in kalbine saplandı ama şimdi sırası değil deyip Ezo'nun gözyaşlarını sildi .

Henüz Ahmet ve Berfin bulunamamıştı ama töre belliydi ya ölüm emri verilecek ya da Kozan ailesinden bir kız bedel olacaktı.

Ezo başını eğip sessizce ağlamaya devam etti .

Zaten evde sesi çıkmaz çok konuşmazdı.
Gerçek Ezo'yu bir Narin bir de Ahmet bilirdi .
Güler yüzünü ,neşesini, konuşunurken ki heyecanını kimse bilmezdi.
Herkes Ezo sessiz sakin hatta dilsiz sanacakları kadar yok olurdu.

"Ezo kurban olayım ablam ağlama izin vermem güzelim "
"Seni kurban etmem bir bedel varsa ben öderim sana ödetmem  "
"Olmaz abla sana da yazık değil mi ?"
"Ezom senin başka bir geleceğin var öğretmen olacaksın "
"Ben bu evde yokum zaten bırak orada da yok olayım "
"Hem Ali Ağa iyi adamdır bilirsin "
"Abla senden çok büyük ama "
"Senden daha büyük ya güzelim ben ne yapar eder seni o eve yollamam sakın ağlama "
"Yapma abla bırak kaderimizi yaşayalım "
"Ben bu yükün altında kalırım kıyamam sana"
Ezo ablasını sımsıkı sarıldı .

Dilan ise bu iki kıza hayretle bakıyordu.
Kendileri yerine başkalarını düşünüyor hayatlarını hiçe sayıyordu.
İçinden tek geçirdiği düşünce benden uzak olsun da kim bedel olursa olsun .

'Ahmet'in yaptığı salaklığın bedelini ben ödemem '
"İkiniz de ya çok saf ya da çok salaksınız "
"Ne diyorsun Dilan sen ?"
"Birbiriniz için ateşe atlamaya değer mi ?"
"Önce can sonra canan yani anlıyor musunuz "
"Dilan bir gün Allah gönlüne gerçek sevgi versin diyeceğim ama sen Halil ağa'nın kızısın bu çok zor " deyip Ezo'nun elinden tutup odaya çıktılar.

İki kız birbirleri için ağladı.
Kalan gidene ,gidecek olan kalanın haline, çünkü acı nerde olursa olsun acıydı.
Yalnızlık bütün kalbini sardıktan sonra ister baba evi ister kocanın evi farketmiyordu.

Ahmet ve Berfin'i bulan Ali Ağa kardeşine ve arkadaşım dediği Ahmet'e sinirliydi.
"Seviyorum deseniz yardım
etmez miydim ?"
"Ha Ahmet ben bu kadar kötü korkulacak bir adam mıyım ?"
"Berfin sen benim baş tacımdın nasıl yaptın "
"Abi affet babam babam Mirza ağa'ya söz vermiş korktum abi "
"Sen de yoktun verecekti sormadı bile bana "
"Başka çarem olsaydı yapmazdım Ali kardeşimi ateşe atar mıyım ?"
"Sevdiğim kızı gelinlikle evinden almayı ben istemem mi olmadı bize yazılan kader buymuş "
"Senden bir şey istemeye yüzüm yok "
"Ama kurban olayım bedel için Ezo"yu isteme on sekiz yaşında okuyacak "
"Sus bunu kardeşimi kaçırmadan namusuma laf getirmeden düşünecektin"
"Affet kurban olayım affet "
"Kıyma Ezo'ya "
"Peki Narin ona yazık değil mi ? Ahmet "
"O da senin bacın kanın değil mi lan ?"
"Canım ikisine de canımdan  öte kurban olayım  "
"Narin berdele razıdır hep razıydı "
Ali duydukları ile saçlarını karıştırdı  ayakları ile önünde duran sehpayı tekmeledi.

"Ezo kaç yaşında ?"
"On sekiz "
"Lan ben kaç yaşındayım haberin var mı lan ?"
"Nasıl karım derim o kıza ?" Deyip havaya ateş açtı .

Ali Ağa Mardin'in en sağ duyulu aşiret ağalarındandı.
Herkes sever saygı da kusur etmezdi.
Bir kızı  vardı karısı Hatice hamileydi üstelik .
Otuz dört yaşındaydı Ali Ağa ,karısını sayardı, babası amcasının kızını o askerdeyken almış nişan takmıştı.
Karısına saygısından laf etmemiş, sahip çıkmış ezdirmemiş ,ezmemişti.
Akraba oldukları için erkek çocukları doğar ama  yaşamazdı.
Kaç çocuğunu toprağa vermişti bu uğurda yaralıydı Ali

Karısı inat etmiş erkek evlat vereceğim sana diye yine hamile kalmıştı.
Ali sinirlense de dokunmam sana dese de Hatice hamile kalmıştı.
"Eğer Hatice bu çocuk erkek olup da ölürse bana yaşattığın üçüncü evlat acısıyla seni affetmem haberin olsun " demişti .

Şimdi kendinden kaç yaş küçük kız ile nasıl evlenip karım derim diye düşünüyordu.

Kozanlar Konağı'nda ise ölüm sessizliği vardı.
Bilal Ezo'yu vermek istemiyordu  küçüktü daha okuyacaktı.
Dilan desen hiç  olmaz mesleğini yeni eline aldı bu kız diye iç çekti .
Narin'den başka çıkar yolu yoktu .
Tabi Narin'i belki aşiret kabul etmezdi bir senedir kolundan dolayı kimse görücü bile gelmezdi.
Güzeldi Narin Dilan,  Ezo gibi olmasa da ay gibi yüzü vardı.
Gözleri kömür karasıydı tıpkı annesi gibi dili keskindi korkusuzdu ama birini sevdi mi asla vazgeçmez uğruna canını verirdi.

Bilal çaresiz Ali'yi aradı .
"Alo"
"Buldun mu ?"
"Buldum geliyoruz oraya "deyip sinirle telefonu kapattı.

Arabalardan inip önde Ahmet ve Berfin ile konağa bir hışımla girdi .
"Halil ağa oğlun namusuma göz dikmiştir "
"Töreyi bilirsin ?"
"Bilirim "

Ezo ve Narin sesleri duyup odalarından çıkıp aşağıdaki sinirli adama baktılar.

"Kızım Ezo senin helalindir "
Ali başını eğdi on sekiz yaşında nasıl karım derim deyip düşünürken.

Narin  merdivenden seslendi
"Baba yapma Ezo küçük ben ben razıyım " deyip Ali'nin gözlerinin içine bir saniye  bakıp başını eğdi.

Ali de  karşında ki kara gözlü kızın gözlerine dikti gözlerini kız başını eğsede incelemeye devam etti .
Narin buydu demek kolu sakat olan  deyip kızın koluna baktı .

Kabul etse Ali Ağa sakat kız almış diyeceklerdi.
Peki Ali sakat kız aldı demek mi iyidir Ali onsekiz yaşında çocuk aldı deseler mi daha iyi diye düşündü.

Ah Berfin abini nasıl bir ateşe atın deyip saçlarını karıştırdı.
Yukarda duran iki kıza baktı .
Ezo başını eğmişti Narin ise dimdik başı ile Ali'ye bakıyordu.

" Kararım bellidir Halil ağa "

Yolum Sana Düştü ♠️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin