nightmares | 21

6.4K 668 386
                                    




Yoongi, küçük bir çocukken diğerlerinin aksine karanlıktan hiç korkmazdı. Yatağının altında saklanan -güya- ya da dolabında saldırmak için onun uyumasını bekleyen canavarlara inanmazdı ve bunu yaramaz çocukları cezalandırmak için olan bir yöntem olduğunu bilirdi. Zifiri karanlığı severdi çünkü daha rahat bir uyku çekerdi. Kabuslardan korkmazdı ve çoğu zaman görmezdi de, tabii şimdiye dek.

Her gece kabuslarla uyanıyordu, sürekli ağlıyordu ve karanlıktan korkuyordu.

Jimin'in gidişi beraberinde kabuslarıda getirmişti. Tam bir ay olmuştu ve Yoongi, günden güne ölüyordu. Zaten zayıf olan bedeni daha çok zayıflamıştı, göz altları morun en koyu tonuna ev sahipliği yapıyordu. Yemek yemiyordu ve ilaçlarını almıyordu. Jimin'e söz vermeyi reddetmişti.

Mektubu başının ucunda gördüğünde bir şeylerin ters gittiğini hemen anlamıştı ama asla böyle bir şey yaşayacağını düşünmemişti. Park Jimin bencildi ona göre, ne kadar zarar verirse versin, ne kadar üzerse üzsün, Yoongi onun yanından ayrılmak istemezdi. On iki yaşından beri Jiminsizlik ne bilmezken şimdi tüm bu olanlar çok ağır geliyordu.

"Hyung," dedi Taehyung yorgun ve çaresiz sesiyle. "Yalvarırım ye şunu, çok zayıfladın, iyi değilsin ve korkuyorum."

Bir ay içinde Taehyung da fazlasıyla çökmüştü. En yakın arkadaşının gidişi ona uçsuz bucaksız bir çölde yapayalnız kalmış gibi hissettirmişti. Derdini, sıkıntısını anlatacak yanında sadece Yoongi kalmıştı ama onunda hali belliydi. Doğru düzgün konuşmuyorlardı bile. Taehyung, Yoongi'yi yemek yemesi ve ilaçlarını alması için zorluyor, Yoongi ise her seferinde reddediyordu. İlişkileri tamamen bu şekildeydi ve artık kısır döngü olmuştu.

"Çek şunu önümden, midem bulanıyor." çatlayan sesiyle konuştu Yoongi. Başı ağrıyor ve midesi bulanıyordu. Kusmak istiyordu ama midesi tamamen boştu, bu sadece tuvalete koşup boş boş öğürmesine neden oluyordu.

"Bulanır çünkü hiçbir şey yemiyorsun." dedi sinirle. Elindeki tepsiyi masanın üstüne bıraktı ve sıkıntılı bir nefes alıp verirken yüzünü ovaladı. Taehyung'da uykusuzdu ve başı ağrıyordu. Yani kısacası, hayatları bok gibi ilerliyordu.

"Bak, Jimin'e bir söz verdim, sana göz kulak-"

"O bencilin adını ağzına alma." Yoongi buz gibi bir sesle arkadaşının cümlesini kestiğinde, onun adının kalbine ne kadar acı verdiğini fark etti. "Benimle ilgili hiçbir şey onu ilgilendirmez artık."

"Gerçek düşüncelerinin bu olmadığını ikimiz de iyi biliyoruz."

Yoongi üstündeki yorganı omuzlarına doğru çıkarttı. Konuşmak istemiyordu, tek istediği Taehyung'un susup onu yalnız bırakmasıydı. "Hayır, gerçekler tam olarak bunlar."

"Öyle mi?" dedi Taehyung sinirle gülerken. "Bir ay oldu Yoongi, siktiğimin otuz günü oldu ve sen ölüyorsun. Geceleri kabuslar görüp ağlayarak uyanıyorsun ve Jimin diye sayıklıyorsun. Bunların hepsini biliyorum, çünkü hatırlarsan hemen karşıda ki kanepede yatıyorum. Kendine bir şey yapmandan ölesiye korkuyorum. Tamam, Jimin gitti belki ama ben hala buradayım. Benim de senden başka kimsem yok. Bu yüzden inat etmek yerine dediklerimi yap ki iyi olabilelim."

Taehyung tek nefeste içindekilerin bazılarını döktüğünde, Yoongi ona bakmıyordu ama Taehyung onun titreyen dudaklarını görebiliyordu.

"Taehyung," diyerek hıçkırdığında, Taehyung yatağa doğru yöneldi ve onun yanına oturdu.

"Hyung, hayır...Ağla diye söylemedim, lütfen..."

Yoongi kafasını iki yana sallarken ağlamaya devam etti. "H-Hayır..Haklı olduğunu biliyorum. Beni bırakıp gitti, alışamıyorum Taehyung. Alışamıyorum."

alone,sick,lover | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin