piano and pain | 5

9.5K 987 800
                                    




29 mart 2005

Jimin her zamankinden farklı hissediyordu. Midesinde bir kasılma vardı fakat bu kasılma onu rahatsız etmiyor; aksine heyecanlandırıyordu. Yanakları kızarmıştı ve eli ayağına dolaşıyordu. Hayır, hasta değildi, sadece Min Yoongi'yi ikinci defa gülerken görmüştü.

Min Yoongi, evlerinin çatı katına koydukları kahverengi piyanosunu ağzı kulaklarında, gözleri parıldar bir şekilde izliyordu. Hayatının en güzel ikinci günüydü onun için, ilki ise Jimin'in doğum gününü kutlamasıydı.

"Bunun olduğuna inanamıyorum."  dedi çocuk heyecanla. Jimin hemen arkasında, onun bu heyecanlı halini izliyordu. Jimin henüz 10 yaşında olabilirdi fakat on yıllık hayatında gördüğü en güzel insandı Yoongi. Heyecanı güzeldi, üzüntüsü güzeldi, kar gibi bembeyaz teni güzeldi, minik çekik gözleri güzeldi. Jimin o gülünce görünen diş etlerinden bahsetmiyordu bile; zira bahsetseydi fazla güzellikten küçük kalbi atmayı bırakırdı. Eh, bunu kimse istemezdi tabii.

"Jimin," dedi Yoongi gülerek Jimin'e dönerken. "Bu hayatımın en güzel günlerinden biri."

Jimin o an diğerlerinin neler olduğunu merak etti. Hyungunun sevincine ortak oldu ve gülümsedi, gülümseyince güzel gözleri tek bir çizgi haline geldi, Yoongi'nin küçük kalbi titredi.

"Bu piyanoyu hak ediyordun hyung. Onu ne kadar istediğini biliyordum ve işte bak, artık senin."

"Benim, değil mi?" Yoongi, güzel kahverengi piyanosunun yanına yaklaştı. Aylar önce bir müzik dükkanının ışıltılı vitrininde görmüştü bu piyanoyu. Annesine heyecanla gösterdiğini anımsadı. O zamanlar para konusunda sıkışıklardı ve Bayan Min, her ne kadar oğluna piyanoyu almak istese de yapamamıştı. Fakat her şeye rağmen, o kahverengi piyano buradaydı, Yoongi'nin çatı katındaydı.

Yoongi tek elini piyanonun üstüne koydu ve ahşap yüzeyin ona verdiği huzuru hissetti. Gözleri kapalı bir şekilde gülümserken, arkasında onu izleyen Park Jimin'e neler yaptığının farkında değildi. Jimin'in küçük kalbi deli gibi atıyordu, neredeyse dışarıdan duyulacaktı. Bu yüzden küçük, tombul parmaklarını göğsüne sardı ve ovaladı. Böyle yaparsa kalbinin sakinleşeceğini düşündü.

Yoongi gözlerini açıp piyanosunun koltuğuna oturduğunda Jimin de ona doğru adımladı.

"Daha önce hiç çalmış mıydın, hyung?" diye sordu.

"Hayır," dedi Yoongi. "Ama artık çalacağım, kendi kendime öğreneceğim ve bir sürü beste yapacağım."

"Bu harika hyung. Beste yapınca bana da dinletir misin?" diye sorduğunda, Yoongi'nin hemen yanına oturmuştu Jimin.

Yoongi ellerini piyanonun siyah-beyaz tuşlarında gezdirirken, bir tebessüm bahşetti küçüğüne.

"Merak etme Jimin-ah," dedi, küçük çocuğun kalbinin en derinine işlediğini bilmeden, "Her zaman ilk sen dinleyeceksin bestelerimi."

***

30 mart 2005

Jeon Jeongguk, matematik dersinde hocasından izin alarak erken çıkmıştı. Çantasını alıp çıkarken onun bu halini kaşları çatık ve şüpheyle izleyen Taehyung ve Jimin'den habersizdi.

"Ne yapıyor bu?" diye fısıldadı Jimin. Taehyung derince bir iç çekti. "Bilmiyorum." dedi.

"Chung teyzem, matematik dersinden çıktığını öğrenirse pataklar onu, bunu bilmesine rağmen nasıl çıkıyor?" diye tekrar konuştu Jimin.

alone,sick,lover | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin