6 mart 2005, busan"Anne! Taehyung ve Jungkook ile oynamaya gidebilir miyim?" diye sordu siyah saçlı çocuk, mutfakta akşam yemeğini hazırlayan annesine. Kadın, oğluna döndü.
"Birazdan baban gelecek Jimin. Yemekte olmak üzere. Hem, misafirlerimiz var." dedi. Küçük Jimin tombul ellerinden birini saçlarına koyup kafasını kaşıdı. Taehyung ve Jungkook ile dışarı çıkmayı istiyordu fakat annesi misafirlerin geleceğini söylüyordu. Muhtemelen tanımadığı birileriydi.
"Kim?" diye sordu kısaca.
"Karşı komşumuz olan Min'ler canım. Onların senden biraz büyük bir oğulları olduğunu duydum."
Küçük Jimin kaşlarını çattı, kendine biraz düşünme şansı tanıdı. Min ailesi'ni tanıyordu. Bir keresinde Jungkook ve Taehyung onlar hakkında konuşurken oğullarının adının Min Yoongi olduğunu öğrenmişti. Ama Taehyung, "Çocuk hastaymış," demişti, baş parmağını şakağına yaklaştırıp döndürmüştü. "Deli yani!" demişti. Arkadaşlarıyla olan konuşması aklına gelince çatılan kaşlarını düzeltti ve hızlıca konuşmaya başlamıştı.
"Anne! Anne! Lütfen onlar geldiğinde ben burada olmayayım!"
"Oda ne demek Park Jimin?"
"Anne, Min Yoongi!"
"Ne olmuş Min Yoongi'ye?" derken elindeki bıçağı tezgaha bıraktı annesi. Sevimli oğluna neler olduğunu çözmeye çalışıyordu çünkü Jimin, her zaman sevecen bir çocuk olmuştu. En mutlu olduğu zamanlar eve misafirlerin geleceği zamanlardı. İnsanlarla kaynaşmayı severdi.
Jimin etrafına baktı ve birinin(?) onları dinleyip dinlemediğini kontrol etti. Sonra paytak adımlarla annesinin yanına gitti. Eliyle onu kendi boy hizasına çağırdı. Annesi merakla eğildiğinde, Jimin fısıldayarak,
"Onun deli olduğunu söylüyorlar." dedi. Bayan Park'ın güzel kahverengi gözleri anında büyüdü ve oğluna baktı.
"Park Jimin! Bunları nereden duyuyorsun sen?"
Jimin utançla başını eğdi ve sağ ayağıyla kaşmir halıda daireler çizmeye başladı. Yanakları ve dolgun dudakları aşağıya sarkmıştı. (HAYAL ETMEYİN1!!2!2!2!2)
"Taehyung ve Jungkook söyledi."
Bayan Park derin bir nefes alıp verirken parmaklarını burun kemerine yerleştirmişti. "Aish, şu çocuklar! Anneleriyle konuşmalıyım."
"Anne, hayır!"
Bayan Park tezgaha bıraktığı bıçağı geri aldı ve yarım bıraktığı akşam yemeğine geri koyuldu.
"Park Jimin, hemen şimdi odana gidiyorsun ve üzerine güzel kıyafetler giyiyorsun. Sonrada misafirlerimizi güzel bir şekilde bekliyorsun." dedi ve devam etti. "Küçük bir uyarı; bu bir istek değil."
Annesinin sesindeki ciddiliği duyan Jimin, koşar adımlarla merdivenleri tırmandı ve odasına girdi. Çokta özenmesine gerek yoktu aslında. Bir pantolon, bir gömlek yeterli olurdu. Şuda su götürmez bir gerçekti ki, Park Jimin 10 yaşında olmasına rağmen mükemmel bir tarza sahipti. Aslında tam olarak 10 yaşında sayılmazdı, dolu dolu 9 yaşındaydı fakat boy kompleksi olduğu gibi yaş komplekside vardı. (Daha veletsin aqü bu ne tavılar)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
alone,sick,lover | yoonmin
Fiksi PenggemarMin Yoongi hep yalnız ve hastaydı. Park Jimin ise aşıktı. #Yan çift vkook#