Multimedya: Ilgaz'ın açtığı şarkı
***
Yüzüme vuran ışık gözlerimi alıyor, başıma keskin bir ağrı veriyordu. Bu ufaklık yine ben uyurken neler karıştırıyordu? Uzunca bir süre ışığın kapanmasını beklesem de olmamıştı. Tam gözlerimi aralıyordum ki adımı işittim.
- Ilgaz , evlat ?
Efendim ufaklık diyecektim ki denileni duymamla gözlerimi korkuyla açmam bir oldu. Yanıma baktığımda Afra sarılmış, uyuyordu. Kafamı kapıya doğru hızlıca çevirdim ve ani bir şok geçirdim.
Dedem gelmişti !***
Bir süre öylece dedeme bakakalmış, bu bakışma sanki aşkı memnu finali gibi gitgide tehlikeleşiyordu. Ayağa kalktım ve durumu toparlamaya çalıştım.
- Dede , senin burada ne işin var?
Bu yaptığım beni daha da dibe sokuyordu. Sanırım birazdan beni öldürecekti. Korkmadım desem yalan olurdu.
- Haklısın evlat, birdahakine gelmeden önce haber veririm.
Önümde üç şık vardı; ya dedem ergenlik günlerine dönmüş, bana trip atıyordu. Ya gerçekten bunu içten söylemişti, ya da beni öldürecek ve vicdanı rahat etsin diye öldürmeden önce iyi davranıyordu. Hızlıca düşündüm, üçüncü şıkkın olma ihtimali çok daha fazlaydı. Korkuyla geri geri gitmeye başladım.
- Dede beni dinlemelisin.
Bana inanmayarak baktı.
- Dinlenecek bir şey yok , herşey ortada.
Elimle kafama vurdum, Afra hala hayvan gibi uyuyordu. Böyle bir durumda kalkıp durumu toparlaması gerekmez miydi?
- Dinle beni, hiçbirşey göründüğü gibi değil bak açıklayabilirim.
- Ulan seni ikinciyle basan ilk karı mıyım ben kendine gel!
Gülmemek için kendimi zor tuttum, sanırım haklıydı. Ama yine de bozuntuya vermedim.
- Üzerine bişeyler giy ve aşağı in evlat, hemen.
Konuşmadım, can güvenliğim tehlikedeydi. Dedem aşağı indiğinde derin bir nefes aldım. En azından beni arkamdan vurarak öldürmeyecekti. Üzerime ne bulduysam giydim ve tabiri caizse koşarak aşağı indim.
Aşağı indiğimde dedem karşıdaki tekli koltuğa oturmuş, düşünüyordu. Gidip karşısına utana sıkıla oturdum. Bir süre sonra konuşmaya başladı.
- Onu gerçekten seviyor musun evlat?
Sorusu beni şaşırtmıştı, düşündüm. Onu gerçekten seviyor muydum? Onum için herşeyi yapabilir miydim?
- Evet Dede, onu gerçekten seviyorum.
- Bak evlat, bir kadına dokunmadan önce iyi düşün. Kadın duyguları saftır, kötülük barındırmaz. Sadece bir zevk uğruna bir kadının geleceğiyle oynayamazsın. Zaten bir kadını seviyorsan, geleceğini düşünürsün. Ona belli güvenceler olmadan yakınlaşamazsın. Kadın olmak çok zor bir iştir evlat. Kadın karnında bir yaşam yaratır. Sana anne olur, karnına sığınırsın, sana sevgili olur, göğsüne sığınırsın. Sana kardeş olur, omzuna sığınırsın, senin kızın olur; büyüyene kadar o sana sığınır, yaşlanınca sen onun evine sığınırsın. Seviyorsan evleneceksin, hiçkimsenin daha kadınlaşmamış küçük bir kızın geleceğiyle oynamasına izin vermem, bu sen de olsan dahi. Sana düşünmem için süre vereceğim otur düşün, eğer onu düşündüğünde bunları göze alabilecek gücü kendinde biliyorsan , evlen. Eğer bu dediklerim senin için ağır geliyorsa bu ilişkiyi kimseye bir zarar gelmeden bitir. Ben gidiyorum, kafanı topla, otur ve düşün. Bunlar çocuk oyuncağı değil, seni arayacağım evlat.
Konuşması bittiğinde oturduğu koltuktan yavaşça kalktı ve kapıya doğru ilerledi, hemen arkasında usulca onu takip ediyordum. Kapıya gelip , açtığımda dedemin dışardaki Mercedes'ini gördüm. Şoförü bizi görünce arabadan indi ve kapıyı açıp dedemi beklemeye başladı.
- İyi düşün evlat, her kararının arkasındayım.
Sonra arkasına bile bakmadan arabaya bindi ve az sonra gözden çoktan kaybolmuşlardı. Kafam karışıktı. İçeriye girdim. Mutfağa geçip bir bardak viski doldurdum, tvye geçtim ve rastgele bir kanal açtım. Sıradan bir şarkı çalıyordu. (multideki şarkıyı şimdi açın)Bir sigara yaktım ve düşünmeye başladım. Bir yandan da sözlerini dinliyordum, hoşuma gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanardağ
Romance"Bazen yüreği sıkışıp, boğazına kadar yükseliyor ve nefes almasını engelleyecek bir yoğunluğa erişiyordu. Sanki bir an daha geçerse patlayacakmış gibi hissediyordu kendini, sanki bir yanardağ oturuyordu göğsüne. Bir iç çöküntüsüydü bu."