Bıkkınlıkla tekrar ettim." Hayır Emir ben gerçekten iyiyim."
" Emin misin Afra, şuan kasendeki erimiş dondurmayı çatalla yemeye çalışıyorsun." " Olabilir, sonuçta doğasında o bir dondurma. "
" İyi de onu doğasında da kaşıkla yemiyor muyuz ?" Oflayarak çatalı fırlattım. Olmuyordu, unutamıyordum. Birdenbire nasıl değişebilirdi insan? " Emir, dedim. Bir insan en çok nerede eğlenebilir?" Eğlenmeye ve kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı. Emir birdenbire ayağa kalktığında ödüm kopmuştu. Bana baktı ve gülümsedi.
" Sanırım ben seni eğlendirebileceğim iyi bir yer biliyorum."Durdu ve bağırmaya başladı. " Afra çeksene hadi çeksene!" Emir atlı karıncanın önüne geçip poz vermiş ben de onu çekiyordum. Çektiğim 263849 fotoğrafın hiçbirisini beğenmeyip, beni çıldırtmıştı. " Afra burda yakışıksız çıkmışım, Afra burda arkamda burnunu karıştıran bir çocuk var, Afra elini kameraya koymuşsun! Bir insan elini nasıl kameraya koyup fotoğraf çekebilir?" Belki de haklıydı, umursamamıştım. Ruh halim bozuktu sonuçta.Emir beni doğruca lunaparka getirmişti. O benim tek ailemdi. Onunla çılgınlar gibi eğleniyorduk. Atlıkarınca maceramız bittiğinde karşıda pamuk şeker satan adamı görmüştüm.
" Emiiir, bana pamuk şeker alsana. " Bana baktı ve haince sırıttı. " Eğer tüfekle ördek vurma oyununda yaptığım skorun yarısını yapabilirsen beş tane pamuk şeker alırım. " Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Beş demişti, beş tane demişti, beş tane pamuk şeker demişti. Oh my tanrım! Ona tamam diyip, koşarak bahsettiği standın önüne gelmiştim. Oyun başlamıştı.Bir kez Emir vuruyordu, sonra silahı bana veriyordu. Adil ilerliyorduk. Taa ki oyun bitene kadar.Oyun bittiğinde, tüm ördekleri vurduğumuz için kocaman bir ayı kazanmıştık. Hem ayım olmuştu, hem de pamuk şekerim. Emir puflayarak yürüyordu.
" İnanamıyorum Afra , gül gibi çocuğu şu koca ayıyla ele güne maskara ediyorsun. Hem , neden ben taşıyorum? Bir iddiaya giriyoruz ben kazanıyorum ama hem ben taşıyorum hem de pamuk şekeri ben alıyorum . E ben bu iddiadan ne anladım? " Kocaman bir kahkaha patlattım. O sırada yanımızdan tabiri caizse taş gibi bir kız geçtiğinde hızla dönüp Emir'e baktım. Ayının arkasına saklanmaya çalışıyordu. Gerçekten de kamufle olmuş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanardağ
Romance"Bazen yüreği sıkışıp, boğazına kadar yükseliyor ve nefes almasını engelleyecek bir yoğunluğa erişiyordu. Sanki bir an daha geçerse patlayacakmış gibi hissediyordu kendini, sanki bir yanardağ oturuyordu göğsüne. Bir iç çöküntüsüydü bu."