~ İNAN Kİ ÇOK YORULDUM ~

117 52 18
                                    

Babamın hatırladıkları maalesef ki o adamlara ulaşabilmek için yeterli bilgiler değildi.

"Bulucam,sana söz veriyorum o şerefsizleri bulucam"
Dedi hırslı bir şekilde.Ona güveniyordum,çünkü o koskocaman Refik Başar'dı,en önemlisi benim babamdı.

Onu destekler şekilde kafamı salladım.

Ortam sessizliğe bürünmüştü ve o sessizliği ben bozdum.

"Benimle annemin kabrini ziyaret etmeye gelir misin?"
Vereceği cevabı beklemeden ısrar etmeye başladım.
-"nolur baba nolurr"

Hızla yüzünü yüzüme çevirdi,aniden böyle bir şey söyleyeceğimi tahmin etmiyor olmalıydı.
Susuyordu,cevap vermesini bekledim, cevabınıda merak ediyordum açıkcası.

Sağına soluna bakınıverdi,sonrada yüzüne ufak bir tebessüm yerleştirdi ve"tabi kızım,tabi gelirim"dedi.

Sanki o an mutluluktan havalara uçtum, kanatlarım olsa uçardım,
sıkıca elini tuttum 'annem çok mutlu olacak'düşüncesi beni dahada mutlu ediyordu.

"Hadi kalkalım" diyerek ısrar ettim defalarca,sonunda ısrarlarıma dayanamadı ve hemen kalkmak zorunda kaldı.

Arabaya binmiştik gideceğimiz yeri el kol işaretleriyle tarif ediyordum.İşaret dili falan mı öğrensem iyi beceririm ben o işi.

"He şimdi sağa dön"
"Evet evet şimdi dümdüz ileri"

Mübarek ağzımda durmuyordu,ilk defa bu kadar konuştuğumu kabullendim,aslında çok konuşan biri değilim yani herhalde değilimdir, değilimdir ya.

"Baba,beni kırmadığın için teşekkür ederim,acaba annem hayatta olsaydı seni görünce ne yapardı?"

Evet bunu içimden geçirmedim babama sordum.
Gerçekten iki defa düşün bir defa söyle sözü sanki bana hitaben söylenmiş ancak ben bunu hiç mi hiç uygulamayan bir insanım.

"Neyse sen bunları düşünme,ha bak geldik zaten"

Konuyu ört pas etmesindeki nedeni her ne kadar çözememiş olsam bile bunları bilmeminde bana pek fayda sağlamayacağınıda biliyordum,bu yüzden konuyu üstelemedim.

Geldik geldik yuppi!
Lunaparka gelmiş çocuklar gibi seviniyordum.Burası lunapark değildi belki ama,en kıymetlimin eviydi.
Buraya babamla gelmemin mutluluğuda vardı içimde,bambaşka bir duyguydu,acayipti,bi yandan anlatılmayacak derecede bir sevinç vardı içimde,bi yandanda garip bir üzüntü.Keşke annem ölmeseydi de hiç buralara gelme ihtiyacı duymasaydım.

Ne kadar masumduk değil mi?
Annesi ölmüş, babasıyla annesini ziyarete gelmiş bir kız çocuğu.

Babam bir şeyler söyleyecek miydi acaba anneme?Hayattayken söyleyemediklerini dökecek miydi şimdi?
Merak bombası gibi oldum resmen.Merakım giderilmesse her an patlayabilirmişim gibi hissediyordum kendimi.

Ağır adımlarla ilerliyorduk ben önde babam arkada,annemin mezarına yaklaştıkça adımlarımı hızlandırıyordum.
"Geldik,geldik annem" dedim gözlerim dolarken.
Babam dik duruyordu,benim gibi böngecek ağlamadı tuttu kendini biliyorum.

1-2 dakika sadece mezarına bakmakla yetindik,o sessizlik benim
"Bak sana kimi getirdim anne?"dememle bozuldu.

"Babamı getirdim,her gece yatmadan önce anlattığın adamı,merhametini,dürüstlüğünü öve öve bitiremediğin adamı getirdim.
Anne,ben babamı eğer bugün affettiysem bu senin sayende,
Hiç unutmam,bir gün bana dedin ki,bir babalar günüydü tam hatırlamıyorum 9-10 yaşlarındaydım herhalde,
"Kızım senin baban çok iyi bi adam,şimdi bize yaptıklarını göz önünde bulundurup onu gözünde 'sorumsuz bir baba'olarak görme, biliyorum o böyle bir adam değil,o yoksulu doyuran,kadınını sahiplenen, gönlü güzel adam,en önemlisi,o senin baban"

GÖZYAŞI DENİZİ( SESSİZLİK YEMİNİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin