~ LÜTFEN ONA İNANMA ! ~

192 105 13
                                    

Kolumdan çekiştiriyordu,beni mekandan çıkardı.Sinirimden ağlamaya başladım abim neden bana inanmıyor ?

Bartu gözlerini gözlerimden kaçırdı ve "sana inanmıyorum"diye bakan gözlerini yere dikti ve konuşmaya başladı.

Kollarımı tuttu ve
-"Sakin ol,tamam mı?"

Kollarını hızla iterek,
-"Olamıyorum, olamıyorum işte!"

-"Asena bak,Bersu'ya bağrıp çağırmışsındır belki o sinirle tokat atmış bile olabilirsin"

"Ya sen ne diyorsun ben o kızı dövmedim sen Bersu'nun bana dediklerini duysaydın böyle diyemezdin"dedim.

Bartu bile bana inanmıyordu insana sevgilisi bile inanmıyorsa kim inanabilirdiki Bartu'nun yanından koşarak ayrıldım.

Bartu,
"gitme!"diyerek peşimden seslendi fakat onu dinlemedim.Kimseyi umursamıyordum sanırım benide umursayan yoktu.

Gözlerimdeki yaşlarla yavaş yavaş adımlar atıyordum.Ellerimle yanağıma doğru akan damlaları sildim.

Ne yapmalıydım bilmiyorum.
İnsana en çokta yapmadığı bir şeyden dolayı suçlandığı vakit koyuyor,zor ve acı.

Kimsenin umrunda değilim şuan, beni tek düşünen kişinin yanına gitmeyi düşünüyordum,tabiki bu kişi rahmetli annemden başkası değildi.

Mekanın cennet olsun temiz yürekli kanatsız melek.

Bu hayattaki tek adil şey herkesin ölecek olması,gerisi adil değil.

Mezarlığa kadar yürüyerek geldim
"Selamunaleyküm Allahın selamı üzerinize olsun"diyerek mezarlıktaki meftaları selamladım ve daha sonra "Zübeyde Güneş" yazan yere doğru ilerlemeye başladım biraz daha ilerleyince annemin mezarının başında 15-16 yaşlarında bir erkek çocuğunun olduğunu fark ettim.

Çocuk yere çömelmiş ve ellerini açmış dua ediyordu.

Bu kimdi ki ?

Annemin bildiği,fakat benim bilmediğim bir akrabamız mı vardı yoksa?
İşte bunların cevabını öğrenmek için çoçuğun yanına geldim.

"Merhaba"diyerek yaklaştım.

Çocuk benden çekinmiş gibi bir tavır sergiliyordu.

"Şey ben sahipsiz sanmıştım"dedi.

"Kim,kim sahipsiz?"

"Özür dilerim,çok özür dilerim kötü bir amacım yoktu,mezarının üstünde otlar büyümüş ailesi olsa gelir koparır diye düşünmüştüm"diyerek sürdürdü.

Ne akıllı bir çocuksun sen,evet annemi biraz ihmal etmiştim.
Çocuğun gözünün içine bakarak gülümsedim ve "ozaman otları koparmakta bana yardım edermisin?"dedim.
Çocuğun yüzünde gülücükler belirdi "yani bana kızmadınmı?"dedi.
"Ne kızması şapşik"dedim burnuna hafif dokunarak.

İkimiz birlikte mezarlık temizliği yapmaya başladık.

Çok geçmeden işimiz bitti artık annemle dertleşebilir ve sohbet edebilirdim.
Ama ilk önce bu çocuk neyin nesin öğrenmem lazımdı.

"Eee adın ne senin?"dedim.
Çocuk başını kaldırarak "Gürkay"dedi.

Konuşmasının bitmesini bekledim,kendini bana tanıttıktam sonra ismimi söyleyiverdim.

"Benim adımda Asena,tanıştığıma memnun oldum"dedim.

Çocuk gülümsedi ve hiçbir şey söylemedi.

"Annen baban yokmu?"dedim.
Bu soruyu sormaz olaydım Gürkay' ın anne ve babası kimliği belirsiz kişiler tarafından 3 sene önce öldürülmüş.Anne ve babasının hâla katillerini bulamamışlar.Kısa ve öz bir konuşma sergilemişti bana karşı.

GÖZYAŞI DENİZİ( SESSİZLİK YEMİNİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin