GÖZYAŞI DENİZİ( SESSİZLİK YEMİNİ)

~ SİVAS'A YOLCULUK ~

Az önce sanki bana hiç tokat atmamış ve hiçbir şey olmamış gibi bir tavır sergiliyordu.
Bağırıp çağırıyordu,bense ağzı var dili yok cümlesini sergiliyordum.Sadece susuyordum, biliyordum ki bana da konuşma hakkı doğacak ve bende konuşacağım yerde ağzımı açıp kendimi savunacaktım, beni sakın çekingen,hakkını savunamayan, mülayim bir kız olarak aklınıza kazımayın çünkü ben asla öyle biri değilim.

Hırslı, kıskanç, tuttuğunu koparan bir kızım sadece şu an benden büyük olduğu için saygı duyuyorum ve susuyorum sadece abimi dinliyordum.

"Asena çabuk holdinge gel konuşacaklarımız var !"

"Abi ben şuan holdinge gelemem"

"Nedenmiş o ?"

"Çünkü Bartuyla ben şuan Sivas'a gidiyorum"
Aniden ağzımdan kaçan cümleden sonra başımın etini yiyen bir abimin olduğunu kendisi bana tekrar hatırlattı sağolsun.

"Ne ?
kızım sen kafayı mı yedin Sivas'ta ne var,ne yapmaya gidiyorsunuz!çabuk geri dönün ben o adamla seni yan yana görmeyeceğim demedim mi?kızım sen inadına mı yapıyorsun kafayı mı yedin,insana bir defa hayvana bin defa denir"

Abim açtı ağzını yumdu gözünü,ağzına geleni söylüyordu,içimden abime
"bi durda nefes al"diye türlü türlü sinirimi belli eden cümleler saydırıyordum.

Bartu'ya karşı mahçup olmuştum neden mi? çünkü Bartu konuştuklarımızı duyuyordu.
Artık ben büyümüştüm ama hâlâ 5 yaşındaki çocuk gibi azar işitiyordum bıktım artık bu kırıcı laflardan ben büyümüştüm yada büyüdüğümü hissediyordum,her neyse 24 yaşındaki bir kıza neden bağırıp çağırılıyor.Ben çocuk değilim kendi kararlarımı kendim alabilecek yaştayım.

"Abi hemen döneceğiz lütfen bana güven,seni üzecek bir şey yapmam"

"Sakın telefonunu kapatma aradığım zaman sana ulaşabileyim,he sakın sinirimin geçtiğini falan sanma gelince senin hesabınıda alıcam o Bartu'nun da "

"Tamam abi,tamam"

Abimle konuştuktan sonra telefonu hemen kapattım iyi bir azar yemiştim.

Bartu,"noldu abin ne dedi?"

"Ne diyebilir,tabiki kızdı"

"Biraz duydum bende,bu Arda beni ne zaman sevecek bilmiyorum ki "

Diyerek hayıflandı biraz.

"Bak onu bende bilmiyorum,tek bildiğim sana karşı biraz önyargılı olduğu"

"Sırf mafya olduğumdan bana bir önyargı,bir tavırlı"
Senin abinle kafalarımız uyuşmuyor bi kere,senin abin kılıbığın teki"
Diyerekte ekledi.

"Bunuda nerden çıkarttın ?"

"Hatırlasana,Bersuyla kavga ettiğinizde sana değil nişanlısına inanmıştı,bu kılıbıklık değil de ne?"

"Of şunu hatırlatmasan olmaz değil mi?"

"Sanırım olmaz"dedi tebessümle.

"Sen üzme kendini,ben sana her daim güveniyorum"

İstemeden de olsa Bartu 'nun bunu söylemesinin ardından suratıma bir tebessüm yer etti.

"Bende,bende sana her daim güveniyorum"

Arka koltuğa döndüğümde Gürkay'ın uyuduğunu gördüm.

"Bartu,Gürkay uyumuş"

"Üstüne bir şey ört istersen"

"Şu kapşonumu üzerine örteyim
Gürkay'ın üzerine gri kapşonumu örttükten sonra önüme döndüm ve Bartu'nun yüzüne bakarak "Bartu, annenin ve babanın bizim Sivas'a gittiğimizden haberi var mı?

" var ama yok"

O nasıl bir cümle?

"Ya Sivas'a gittiğimden haberleri var ama tek gittiğimi biliyorlar onlara bir iş için gittiğimi söyledim"

"Anladım"

"Bartu şarkı açsana"

Kendi zevkim olmayan şarkılar açınca şarkıyı değiştirmek için hamle yaptım ama Bartu elimi hafifçe tutup
"Bu şarkıyı bir dinle,ben çok seviyorum sende seveceksin dinlesen"

Sarıl Bana - Resul Dindar &Öykü Gürman

Dışarıya gözetlerken şarkının bize uyum sağlamasına hayran kalmıştım.

Vazgeçmedum sevmekten,korkmam inan ölmekten...

Fikirlerinizi ve eleştirilerinizi gerek sosyal medya üzerinden gerekse yorumlarda belirtebilirsiniz.
Sizleri çokkk seviyorummm.
🌹🌈💞

Instagram 👉iremsudiebiri