~ EYVAHH,UÇURUMA GİDİYORUZZ~

272 136 11
                                    

Annem vefat ettikten sonra hayatın beni yalnız bıraktığını düşündükçe
sinir krizi geçiriyorum.
Eşyaları yerle bir ediyorum koltuğun arkasına geçip sebepsizce kollarıma jilet vuruyorum.Bende biliyorum kendimdeki bu bir anlık değişimi,ama ne yaparsam yapayım kendime engel olamıyorum.

Avare avare dolaşıyorum, hiçbir şey yapmak istemiyorum,sadece anneme sarılmak,onun kokusunu doya doya içime çekmek istiyorum,çok değil 5 dakikacık.

Şuanda onu 5 dakika dahi olsa görmek için neler vaadetmezdim ki.

Mezarlığa gidiyorum annemle sohbet etmek,dertleşmek istiyorum.
Benimle konuşmayacağını biliyorum, sorduğum sorulara cevap vermeyeceğinide ama dayanamıyorum gitmek için adeta can atıyorum.
Sanki benim bir parçamı koparıp toprağa gömmüşler gibi hissediyorum.Dayanamıyorum,acı çekiyorum, gözlerimdeki son damla gözyaşlarını akıtıyorum, gözlerimde gözyaşı kalmıyor ağlamaktan.

En kötüsü,ağlamaya alışıyorum.

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆

Mezarlığa gelmiştim yavaş yavaş yürüyordum Zübeyde Güneş yazan yere doğru.
Annemin isminin yazıldığı yeri ellerimle okşadım.
Toprağını avcuma aldım ve sıkmaya çalıştım, dualar ettim.

Anne,sence ben napıyorum?

Ne yaparsam yapayım kendime zarar veriyorum, ağlıyorum zarar veriyorum, kollarımı jiletliyorum yine zarar veriyorum.

Ben hiç hayatımızın bu noktaya geliceğini tahmin etmemiştim,bi nevi son noktaya sürüklendim,ve şimdi geri gitmek için bu uçurumun eşiğinden kurtulmam gerekiyor.Kurtulmam içinde çabalamam,ama ben bu yolda yalnızım,ve sensiz bu yolu başaramayacağım gibi gözüküyor.

O sırada arkamda birinin olduğunu,
-"nerden biliyorsun bu yolda yalnız olduğunu?"
diye bir ses duyduğumda anladım.

Ayağa kalkmak ve arkamdaki kişinin kim olduğunu öğrenmek için ellerimle topraktan yardım aldım ve ayağa kalkmayı başardım.

Bu kişi Bartu'ydu,bana yalnız değilsin diyen kişi.
Elindede güller vardı,
Selamsız sabahsız daldım sorguma sualime,
-"senin ne işin var burada beni nerden buldun?"dedim.

Bartu kısık bir sesle "başka gidecek yerin yokki" diye cevap verdi.Bir şey söylemedim haklıydıda.Elindeki gülleri annemin mezarına bıraktı dua etti.

Ben annemle konuşup dertlerimi anlatıyordum.Oda birden söze atıldı ve"Zübeyde teyze gözün arkada kalmasın kızın bana emanet"
dedi ben hiçbir şey söylemedim. Şaşırdım,nasıl yani ben ona emanetim, ne demeye çalışmıştı.

5-10 dakikaya oradan ayrıldık.Bartu arabasıyla gelmişti,arabasına bineceği sıra benim onu takmadan yürüdüğümü fark etti."Atla"dedi ama ben cevap bile vermeden yürümeye devam ediyordum.Bartu benim kısa zamanda da olsa inatçı olduğumu çözmüştü.
-"tamam ozaman,Asena Hanım'ın inatçılığı tuttu yine" dedi ve arabasını orda bıraktı peşimden geldi.

Nasıl yani?Bartu benimle yürüyecek miydi,evet öyle görünüyordu.Yine trip atıyordum ve sorduğu sorulara cevap bile vermiyordum çünkü Allah kahretsin ki
bir günümü maffetmişti.Bartu sessizliğime dayanamadı.

-"Asena bak bildiğin gibi değil ben o kızla 3 ay önce ayrıldım belli ki beni hâlâ unutamamış o yüzden öyle söyledi benim o kıza karşı en ufak bir duygum falan kalmadı"

dedi ve içimde bir sevinç meydana geldi,nedense çok sevinmiştim ama belli dahi etmedim çok ciddi bir şekilde"banane napayım ayrıldıysanız kızın söyledikleri kalbimi kırdı yoksa ayrıldınız ayrılmadınız beni hiç alakadar etmez!"dedikten sonra Bartu
söze atıldı.

GÖZYAŞI DENİZİ( SESSİZLİK YEMİNİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin