🌹on dört🌹

5.8K 575 232
                                    

Selamun Aleykum. Yıldıza tıklayalım ki goncalar, gül açsın. Yorumlar can suyu, verimi bol olsun!

Faruk affettim dese de şu kasabadan geldiğimizden beri olan günlere baktığımda gözle görülür bir şekilde eskisi gibi değildik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Faruk affettim dese de şu kasabadan geldiğimizden beri olan günlere baktığımda gözle görülür bir şekilde eskisi gibi değildik. Aynı ortamda kolay kolay gözle görülmüyorduk bile. Eve epey geç geliyor bazen de gelmiyordu. Geldiği akşamlar sadece selam ve sabahtan ibaretti. Açıköğretim sınavlarına çalışmak için aşağıdaki kitap kokulu odada kalacağını söylese de ikimizde bahane olduğunu içimizden biliyor fakat ses çıkarmıyorduk. Geceleri bilerek üstümü açık bırakıyordum ama örtmeye gelmiyordu. Hasta olduğumla kalıyordum. Daha dün söz verdiğim üzere acemice de olsa kıymalı börek yapmıştım ama tok olduğunu söyleyerek yemedi. Bir dilim ya bir dilim bile yemedi. Gerçekten artık o güzel düşten bir daha göremeyecek derece düştüğümü düşünüyordum ve bu beni mecaz felan değil cidden bitiriyordu.

Üzerimdeki yorganı açıp, düşünmekten uyuyamadığım yataktan çıktım. Lavaboya girdikten sonra aşağı indim. Halının üstü kitap kaplanmış oturma odasından gelen gece lambası ışığına doğru ilerlediğimde kulağıma dolan sesle odanın dışarıda kalan duvarına yaslandım. Hoparlöre alınmış telefondan abimin sesi geliyordu.

Faruk bir cümlenin devamı niteliğinde "...yani anlayacağın Gül'ün yanında diken üstünde durmaktan yoruldum." Dediğinde boğazımda koca bir yumru oluştu. Yutkunsam da geçmedi. Başımı görülmeyecek şekilde kapının kenarından uzattım. Arkası bana dönük halde yere serdiği kitaplarla ilgileniyordu.

"Dur ben onun kulaklarını çekeyim." Diye karşılık geldi haporlörü açık telefonundan.

"Onun kulaklarını çeksen acısını ben çekerim, bilmez misin Tarık?"

Abim sustu. Gözlerim doldu. Faruk "Neyse daha fazla ondan bahsetmeyelim yoksa özlemime yenileceğim." Deyip avuçladığı birkaç kitapla ayaklandı. Abime bir şeyler söyleyerek telefonu kapattı. Koltuğa yönelip üzerine incecik görünen bir battaniye örttü. Kollarını başının altına yerleştirdi ve tavana doğru bakarken nefesini sesli bir şekilde bıraktı. Bir anlık bakışı kapı tarafına kaydı. Beni gördüğünden adım gibi emindim. Hızla yukarıya geri gideyim derken karnıma sancı saplanmasıyla kalakaldım.

"Gül," Dedi, endişeli bir sesle. Ne ara yanıma geldiğini anlamadım bile. "Bir şey mi oldu?"

"Yok," Dedim, elini çekerek. Tekrar kolumu tutup "Gül," Dediğinde "Önemli bir şey yok. Şimdi geçer. Olmayan şey değil." Diyerek konuyu kapatmaya çalıştım.

"Ne zamandan beri oluyor?"

Bir süre sessiz kaldım. Israrlı bakışları altında "Geldiğimizden beri." Dediğimde yutkundu. Yanağım ıslandı. "Biraz yatsam iyi olacak." Deyip kapıya yöneldim.

"Bana tutun. Hatta kuca-"

Devamını getirmesine izin vermeyip
"Kendi başıma gidebilirim." Diyerek sözünü kestim."Gül... Yapma." Dedi, acı çeker gibi. Sessiz kaldım.

gül goncaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin