3. Bölüm ''Olamaz Altuğ''

884 45 0
                                    


Merhaba, üçüncü bölümle geldim. Lafı uzatmadan keyifli okumlar dilerim.

***

EYMEN KARAASLAN

Eymen kapıyı kapatıp Emre'yle beraber evinin salonuna geçerken kendilerini karşılayan yardımcısına gülümseyip bugün erken çıkabileceğini haber verdikten sonra yukarı kattaki odasına çıkıp üstüne rahat bir şeyler giydikten sonra banyoya gidip yüzünü soğuk suyla yıkadı.

Kulağından Miray'ın Yusuf'la görüşeceğini söylemesi gitmiyordu. İçini resmen o çocukla ela gözlüsünün baş başa buluşacak olması kemiriyordu. Derin bir nefes alıp banyodan çıktı telefonunu alıp aşağı kata indi ve çoktan solonda koltuğa kurulan Emre'nin karşısına oturdu.

Başını sağa sola sallayıp düşüncelere daldı. Ne eksikti kendisinde anlamıyordu. Miray neden kendisine aşkla bakmıyordu. Bakıyordu da göremiyor muydu? Kapalı bir kutu gibiydi sevdiği. Azra'ya bile ne hissediyor söylememişti. Eymen bilse ki kendisini abi olarak sevmiyor bugün açılırdı ona ama ya geri teperse diye korkuyordu. Bunca yıl sabretmişti biraz daha sabredebilirdi. Hoş yirmi sekiz yaşındaydı ve daha ne kadar beklemeliydi onuda bilmiyordu.

Miray avuçlarımdan kaçar diye beklemişti ama zaman gelmişti artık. Bu saatten sonra Miray'a daha yakın davranacak onun duygularını çözecekti. Mesela şu Yusuf'la görüşmesinden başlayacaktı işe. Açık açık kıskandığını belli edecekti. Miray'ın okulu bitmek üzereydi artık çekineceği bir durumu yoktu. Meleği büyümüş olgunlaşmıştı. Bir evet derse aşkına karşılık bulursa uzatmadan evlenmek istediğini de söyleyecekti ama daha o aşamaya gelememişti.

''Ben o Yusuf'un ağzını burnunu kırmasını bilirim de ucunda sen üzülürsün diye tutuyorum kendimi ela gözlüm.''

Kendi kendine mırıldanıp dudaklarını dişlerinin arasında ezdi. Başını kaldırdığında ne zaman ayağa kalkıp pencerenin önüne gittiğini anlamadığı Emre'yle göz göze geldi. Emre'de en az kendisi kadar düşünceliydi.

''Ne o ne düşünüyorsun?''

Emre mavi yeşil olan babasının kopyası gözlerini hem abi hem de dostu olan Eymen'e çevirip gülümseyerek karşısına geçip oturdu.

''Ne biliyim öyle daldım. Abi tek yaşamak iyi güzel olacakta ya ben anneme babama da çok alıştım e babaannemle dedem desen hemen karşı dairemizdeler onlardan ayrı evde nasıl olacak bilmiyorum. Sen zorlandın mı ayrı eve çıktığında.''

Eymen gülerek geriye yaslandı. Emre'nin yaşlarındayken oda ailesiyle yaşıyordu ayrı eve çıkalı bir kaç yıl olmuştu ama ona rağmen her akşam kendi evinde değildi. Hala bir ayağı ailesinin evindeydi.

''Zorlandım tabi. Bir kere sen tek çocuksun ama bizim evde Ege, Ekin annem babam var ve evde hep bir hareketlilik oluyordu. İlk başlarda kendi evimde yalnız sessiz olmak tuhaf geldi ama alıştım. Hem zaten biliyorsun orada da sürekli kalıyorum aksi halde annem bir küserse var ya aylarca bakmaz yüzüme.''

Emre Leyla ablasının o küsmüş halini düşünüp güldü. Akşam eve gittiğinde kendi annesini eğer kırdıysa mutlaka özür dileyecek olmazsa bu ayrı ev işini biraz daha erteleyecekti.

''Açıktım ben Emre sen?''

''Valla bende acıktım.''

''Kalk hadi seher abla çıkarken söyledi yemekleri yapmış yiyelim.''

İki dost aralarında yaş farkı olmasına rağmen oldukça birbirine bağlıydılar ve çok iyi anlaşıyorlardı. Emre, Ege, Eymen ve bu sıralar içlerinde olmasa da Altuğ ayrılmaz dörtlüydüler.

AŞKIN ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin