22.Bölüm Minik bir arkadaş

836 33 1
                                    




      

Merhaba, iyi geceler. Bölümün düzenlemesini yeni bitirdim hemen gecede olsa paylaşmak istedim.

Çok uzun bir bölüm geldi yine. Bölümle ilgili ufak bir bilgi vereceğim.

Emre ve Ebru'nun olduğu kısımda sonlara doğru onların yakınlaştıkları bir yer var oranın başına‼️‼️‼️ bu işareti koydum okumak istemeyen olursa bu işareti gördüğünde atlayıp Miray ve Eymen'den devam edebilir.

Son kısımda Altuğ'a yer verdim uzakta neler yapıyor bir giriş yaptım yorumlarınızı çok merak ediyorum onu özleyen okurlarım var biliyordum sizin için gelsin Altuğ'un olduğu satırlar.

Bölüm sonunda beğenmeyi unutmayalım lütfen birlikte hikayemizi bir yerlerse taşıyoruz.

Keyifli okumalar dilerim.

***
EMRE & EBRU

Kulağına ikide bir gelen kıkırtılar artık sabırını taşırdı Emre'nin kaşları çatık halde arkadaşına dönüp baktı yan yana arabaya yaslı halde durduğu Selçuk elini ağzına kapattı ve diğer eliyle sorun yok tamam işareti gibi bir şeyler yapsada durmadan gülüyordu.

"Hayır merak ediyorum buradan Mardin'e kadar gülecek misin Selçuk."

Selçuk kendini tutamayıp kahkaha attı ama Emre üstüne yürüyünce geri adımlayıp sustu gülmemek için kendini sıkan hali yüzünün şekli çok daha komikti.

"Selçuk kes sesini bak ha vazgeçtim ha vazgeçeceğim."

"Tamam be oğlum gülmüyorum, gerçekten."

Emre önüne dönüp sabır çekti. Hangi akla hizmet Ebru'ya "Selçuk bizi Mardin'e davet etti nişanlısını görmeye gidiyor bizde gidelim mi" demişti ki. Ebru hevesle kabul edip "gidelim seninle bu ilk tatilimiz olmuş olur Mardin çok güzel diyorlar tarihi dokusunu merak ediyorum." Demişti. Eh buraya kadarda sorun yoktu hatta Emre'de sevinmişti ama Selçuk tutturmuştu "ben arabamla gideceğim benimle gelin ne uçakla gitmesi ya geze geze gideriz" diye.

Bunuda düşünmüş taşınmış sonunda kabul etmişlerdi ama şimdi Selçuk'la o yol nasıl bitecekti hiç bilmiyordu.

Ebru'yu almaya gelene kadar da aslında hiç sorun yoktu ama Ebru kısa elbisesi altında topuklu ayakkabılarıyla valizini çeke çeke yanlarına doğru gelirken Selçuk gülme krizene girip "abi yenge karıştırdı galiba Paris'e değil Mardin'e gidiyoruz". Demiş Emre arkadaşına ters ters bakmıştı.

Tamam Ebru bakımlıydı hatta ona süslü dese daha doğruydu ama Selçuk haklıydı o topuklular tatlı minik elbisesiyle yolculuk nasıl yapacaktı onu geçmişti sonuçta her yerden turist gelse de Mardin'di orası şimdi ayak bastıklarında Selçuk'u karşılayanlar olacaktı tamam konakta kalmak istemeyip otel ayarlamışlardı ama gider gitmez Selçuk bırakmayacaktı "bizde yemek yersiniz madem kalmak istemiyorsunuz sonra otele götürürüm"demişti.

Yanına gelen sevgilisine sakince anlatmış daha uygun bir şeyler giyse iyi olcağını söylediğinde Ebru itiraz etmeden eve geri dönmüştü ve kendisine uygun kıyafet bakınıyor Emre'yle Selçuk'ta onu bekliyorlardı.

"Oğlum ağaç olduk be yengede çok oyalandı yolumuz uzun biz daha istanbuldan çıkamadık."

"Tamam Selçuk patlama gelir şimdi."

Selçuk pis pis bakıp sırıtınca Emre ofladı.

"Yine ne diyeceksin ağa bozuntusu söyle."

"Bak şimdi oldu mu öyle ağa bozuntusu falan ben sana sarı civciv diyor muyum."

AŞKIN ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin