8.Bölüm ''Akıl yaşta değil başta olur.''

888 35 1
                                    

      

Merhaba, iyi akşamlar umarım iyisinizdir. Yine çok uzun bir bölüm oldu bu bölüm o yüzden de biraz uzadı bölümün gelmesi . :) Umarım beğenirsiniz.

Bu arada bu bölümde biraz Azra'nın kardeşi Buğra'dan bahsettim çünkü çok ileride onunda aşk hayatı katılabilir hikayeye şuan tam karar vermedim ama içimden geldi yazdım onu biraz. :)

Birde bölüm sonunu  mutlaka okuyun. Keyifli okumlar dilerim.


***
AZRA KARAASLAN

Bir hafta daha göz açıp kapayıncaya kadar hızla geçmişti. Azra, Miray, Ege ve Altuğ bitirme ödevlerinin sunumu için okulda fazlaca zaman geçiyorlardı ve sanki bir hafta önce Altuğ'la kötü bir şekilde kavga eden Azra değilmiş gibi o konu hakkında kimse tek kelime konuşmuyordu. Eymen tüm haftayı son dakika ayarlamasıyla gelişen işinden dolayı Almanya da geçiriyordu ve giderken Emre'de onunla gitmişti.

Bugün Almanya'daki son günleriydi ve döneceklerdi. Okuldaki sunum sonrası çocuklar rahatlasın diye  hem de Eymen'le Emre onları özlediği için Eymen döndüğünde hepsini evine davet edip mangal yapalım, terasın keyfini çıkaralım demişti .

Tüm hafta ara ara Azra'yı da Altuğ'da aramıştı ama Altuğ'a bir kez ulaşmış ve mesajla ilgili onun konuşmak istemediğini anlamıştı. Bir şekilde onu konuşmaya ikna edecekti. İşten başını kaşıyamadığı şu günlerde tam bulamıyordu çözüm ama illa bulacaktı inanıyordu.

Azra ise sanki Altuğ'un sevgilisinin olması ve o son tartışmalarını yok sayıyor bu konuyu kimseyle konuşmuyordu sadece geceleri yatağında yalnız olduğunda içi yanarak kalbini sızlatan aşkına ağlıyordu.

Zordu. Azra içinde her şey çok zordu... Sevdiği adam başkasını seviyordu başkasının elini tutuyordu ve bu hala ilk günkü kadar çok seven kendisi için çok zordu. İçine attığı düşünceler her gün daha çok kanatıyordu sanki kalbindeki yarayı.

Bir haftadır arada kazada çarptığı ve sonra evine gidip tanıştığı genç adamla da telefonlaşıyordu ve Serhat evine de ziyarete gelmişti. Onunla tanışalı çok kısa bir zaman olmasına rağmen oldukça güzel anlaşıyorlardı.

Serhat'ın kendini bilen tavırları, efendi ve nazik oluşu düşünceli konuşmalarından dolayı Azra onunla konuşmakta bir zarar görmemişti ve annesiyle babasıda bu yeni arkadaşlıktan kötü bir sinyal almıyorlardı. Buğra bir tek çok hoşlanmıyordu biraz kıskanıyordu ve Serhat ne zaman ablasını arasa babasına çatıyordu.

Bazen Buğra basından beter kıskanç olabiliriyordu. Öyle baskıcı değildi özgürlüğü kısıtlayan tiplerden değilidi sevmezdi de ama fena halde kıskanıp kendi kendini yerdi.

Serhat en son bu sabah aradığında Buğra kaşlarını çatıp sinirli halde babasına dönüp  "ne alakada bu adam ablamı ikide bir arayıp duruyor ya? Hayır sanki ablamında arkadaşı mı yok dünden hazır gibi konuşup duruyor. Kimse olmasa bizimkiler bile yeter baba. Ayrıca senide anlamıyorum adam hırlı mı hırsız mı demiyorsun konuşmalarına karışmıyorsun." Demişti ama Azat elbetteki oğluna dur demeyi bilmişti.

Azat çoçuklarına aşırı düşkündü tamam onların bir dediğini iki etmez sırf onlar üzülmesin diye çoğu şeyde sabırlı bile oluyordu ama tek bakışıyla da çocukları duracakları yeri bilirlerdi. Onlarla hem en iyi arkadaş hem de gerektiğinde otoritesini koyduğu güzel bir çizgide ilişkisi vardı.

Buğra'ya gerekli açıklamayı yapıp konuyu kapatmıştı. Kızının kazadan beri yüzünün eskisi gibi gülmediğini arada dalıp gittiğini Begüm'le fark edip aralarında konuşmuşlardı. Bu durum devam ederse de doktoruyla daha önce Azra bilmeden danıştıkları gibi kızlarının psikolojik destek alması için onunla konuşacaklardı.

AŞKIN ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin