30. Bölüm "Özleminden yandı yüreğim."

1.1K 34 0
                                    

      

Merhaba iyi geceler. :) Yeni bölümümüz geldi bu hafta ne güzel oldu böyle peş peşe iki bölüm paylaştım değil mi? inşallah bu hız devam eder bol bol dua edin lütfen bana. :)

Bölüm benin içime çok sindi özellikle Azra ve Altuğ'un ilk karşılaşma anlarını çok severek yazdım. İlk adımı attılar  bakalım artık gerisinden neler olacak ben devamını yazmak için sabırsızlanıyorum. :)

Umarım beğenirsiniz. Küçük bir not bu bölüm Serhat'a çok kızabilirsiniz benden söylemesi. 🙈

Keyifli okumlar dilerim.

Geçen bölümde göstermiş olduğunuz ilgi alakadan dolayı teşekkür ederim bu bölümde de o güzel yorumlarınız, olaylara dair  düşüncelerinizi ve oylarınızı merakla bekliyorum  sevgiler.❤️

***
AZRA & ALTUĞ

Gök gürültüsünün o kuvvetli sanki göğü delecekmiş gibi çıkan sesiyle Altuğ sıçrayarak derin uykusundan uyandı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gök gürültüsünün o kuvvetli sanki göğü delecekmiş gibi çıkan sesiyle Altuğ sıçrayarak derin uykusundan uyandı.

Vücudunda hissettiği ağrı öyle kuvvetliydi ki parmağını oynatacak hali yoktu. Kaba bir öksürük ciğerlerini çıkarmak istercesine peydah olunca gözleri dolarak üst üste defalarca kez öküsürdü halsiz bedeni yeniden yatağa sırt üstü düştü. Çok fena hastalanmıştı. Dün daha iyiyken bugün sabah işe gitmek için yataktan kalkamamıştı ve saat akşam üzeri olmasına rağmen hala yatıyordu. Tek lokma bir şey yememişti.

Kalkacak hali yoktu ki yemek hazırlayabilseydi kendine. Annesini aradı yüreği. Şimdi evinde olsaydı annesi çorbasını yapmış baş ucunda alnına dokunup ateşini ölçüyor olurdu. Az yememişti emekli hemşire olan annesinin elinden iğne serum.

Oflayarak döndü yatakta baygın gözlerini yarı açıp neredeyse bir duvarı kaplayacak kadar geniş camdan dışarıya baktı. Şimşek çakıyordu gök gürüldüyor ve yağmur şakır şakır camı kırmak istercesine yapıyordu.

Hasta haline rağmen zorlukla gülümsedi. Her yağmurda Azra'yı hatırlıyordu onun yağmur yağdığındaki heyecanı sevinci görülmeye değerdi.

Telefonuna uzandı yeniden öksürük krizi tuttu. Boğazı acıyor kulakları ağrıyordu. Üst üste öksürdü baş ucundaki suyundan zorlukla bir kaç yudum aldı.

Yabancı bir ülkede kimsesiz olmak kötüymüş bunu ilk defa bu kadar net anladı. Şimdi kendi evinde olsaydı annesi evde olmasa bile yanına koşup gelecek bir sürü tanıdığı vardı.

Telefonundan Büşra'nın numarasını buldu çünkü aklına bir tek o gelmişti. İş yerinden kimseyle samimi değildi en azından Büşra vardı da onu arayıp yardım isteyebilirdi. Koluna girip bir doktora götürse yeterdi. Yemek için dışarıdan bir şeyler söylerdi.

Büşra Altuğ'un aradığını görünce yüzünde kocaman gülümsemesiyle açtı telefonu. Part time bir iş bulmuştu çiçekçide çalışıyordu ve iştem yeni çıkmış yağan içimden  yağmurda söylenerek otobüs beklerken Altuğ'un araması mutlu etti.

AŞKIN ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin