Merhaba, bölüme geçmeden bir şey söylemek istiyorum en son yaptığım duyuruya vermiş olduğunuz destek için çok teşekkür ederim. Desteklerinizi okumak bana çok iyi geldi. Eksik olmayın hep iyiliklerle karşılaşın inşallah.
Hikaye devam edecek mi merak ediyorsunuz. Yorumları okudum bir sürü güzel mesajlar aldım ve evet haklısınız zor olsa da vakit bulmakta zorlansam bile bu hikaye için onu bekleyen anlayış gösteren isteyen sizler için sonuna kadar yazmaya değer. Kısacası devam ediyoruz... Bölüm geç olsa bile gelir mutlaka gelir merak etmeyin.
Burada yazmaya başladığımdan beri böylesi aynı günde mesaj kutup dolup taşmamıştı hepinize çok teşekkür ederim. Aranızda ilk kez yorum yapan mesaj atanlar bile var ve sessiz okurlarım bile kendilerini belli edip hikaye devam etsin dedi beni nasıl mutlu etti mesajlarınız yorumlarınız anlatamam.
Tabi ki devam edeceğiz. Böylesi güzel okuyuculara finali okutmamak bana yakışmaz.
O zaman bölümle baş başa bırakayım sizi keyifli okumalar dilerim yorumlarınızı merakla bekliyorum sevgiler.❤️❤️
***
AZRA KARAASLANÖzlem miydi yoksa kırık olan yarım kalan aşkın acısı mıydı böyle içini yakan bilmiyordu artık Azra.
Ne kadar olmuştu Altuğ gideli? Tam otuz iki gün olmuştu. Otuz iki gün 14 saat...
Saatlere bakmayı bir süredir sevmiyordu. Takvimlere küstü adeta. Altuğ gittiğinden beri geçen hergüne küskündü kırgındı.
Bu denli canının yanacağını düşünmemişti. Evet o buradayken de hergün görüşmüyorlardı hatta haftada bir bile görmediği oluyordu ama burada, aynı şehirde evinin azıcık ilerisinde yaşadığını biliyordu ya o his demek ki rahat tutuyormuş yüreğini bunu anladı şu gelen. Otuz iki günde bile.
Şimdi onun çok uzakta olması yüzünü göremeyecek oluşu her geçen gün yüreğine oturmuş kalmış koca bir taş gibi ağırlığı altında eziliyordu.
Arayamamıştı. Herkes konuşmuştu biliyordu haberi kulağına geliyordu ama eli kaç kez telefona gitmiş sonra şuan sesini duyarsa özleminin daha da artacağını bildiği için arayamamıştı. Kendisini biraz toparladıktan sonra aramak istiyordu.
Elindeki kalemi dalgın bakışları arasında öylesine çevirdi kapısını tıklatıp içeriye giren kardeşinin varlığını fark etmedi bile.
Aklım dağılsın diyerek babasıyla konuşmuş ve şirkete ani bir kararla sık gider gelir olduğu için Eymen bir oda hazırlatmıştı. Sosyal sorumluluk projesiyle yoğun şekilde ilgilenirken arada babası, amcası ve Eymen'in kontrolünde işlerle de alakadar olup toplatılarak katılarak öğrenmeye başlamıştı.
"Abla... Ooo nereye daldın sen böyle kaçtır sesleniyorum."
Azra irkildi ve Buğra ne zaman odasına gelmiş hatta karşısında durmuş konuşuyordu anlayamadı.
"Ablacım sen ne zaman geldin."
Ayaklanıp öptü kardeşinin yanaklarını Buğra gülümsedi.
"Bir beş dakikadır falan sesleniyorum ama öylesine dalgınsın ki duymadın beni."
"Şu sosyal sorumlulukla ilgili bir şeyler düşünüyordum otur canım."
Buğra pekala ablasının Altuğ gittiğinden beri böyle dalgın sessiz olduğunu biliyordu. Güçlüyüm duruşu altında nasıl hüzünlü bir kadın vardı biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN ATEŞİ
Любовные романыAşkın Bedeli'nde sevilen çocukların büyümüş halleriyle dolu dolu yeni bir hikaye. Aşkın Bedeli'ni okumadan da bağımsız olarak hikayeyi okuyabilirsiniz çünkü onların hikayesi başka olacak. Eymen, Miray, Altuğ ve Azra'nın yürek burkan aşklarını, dost...