-----Heyecandan yerimde duramıyordum. Baran daha önce evime gelmişti ama ilk kez sevgilim olarak bu eve girecekti. Gerçi sevgilim olduğunu bir tek biz biliyorduk. Anneme söyleyemezdim. Anlayışla karşılamazdı ya da karşılardı. Annem söz konusu olunca bazı şeyleri kestiremiyordum.
Salonda günlük dizisini izleyen annemin yanına gidip ellerimi beline sardım. Gülümseyerek bana bakıp " Ne istiyorsun yine?" dedi.
Onu durup dururken sevmek istememi niye garip karşılıyordu diyeceğimde, zaten bir nedeni vardı.
"Baran gelecek yemeğe." dedim.
"Baran? Sen ne saygısız bir şey oldun böyle. Abi diyeceksin." dedi otoriter sesiyle. Ah anne bir kere şefkat dolu sesini duysam şaşarım.
"Özür dilerim anne." deyip odama çıktım. Ben haber vermiştim, gerisi beni ilgilendirmezdi. Sevgilim buraya geliyordu. Benim bunu için heyecanlanmam lazımdı.
Aynanın karşısına geçip kendime bakmaya başladım. Şapkamı çıkarınca saçlarım her zamanki gibi karmaşık bir şekildeydi ve üstümdekiler cidden berbattı. Lekeli bir tişört ve dizi çıkmış bir eşofman altı. Evde düzgün giyinmeyi öğrenmeliydim.
Dolabımdan siyah bir pantolon ve gri bir kapüşon çıkarıp giyindim. Saçlarımı da tarayıp tekrar aynaya baktığımda biraz daha iyi görünüyordum.
Gelen zil sesiyle yüzümde kocaman bir gülümsemeyle merdivenleri ışık hızıyla inip annem daha ayaklanamadan kapıyı açtım.
Karşımdaydı. Allah gerçekten uğraşmıştı onu yaratırken. Giydiği beyaz salaş gömlek, dar siyah pantolon. Off diyordum ben ve o yan yana garip duruyorduk. Onu aşağıdan yukarıya doğru süzerken gözlerimizin kesişmesiyle orada takılı kaldım. Özlemiştim, hem de çok.
Arkama bir göz atıp annemi görünürde görmeyince boynuna atılıp kollarımı ona doladım. O da sıkıca belime sarılıp kafasını boynuma gömdü.
Boynuma doğru konuştuğu için boğuk çıkan sesiyle "Seni çok özledim." dedi."Ben de özledim." deyip daha da yakınlaşabilirmişim gibi kollarımı sıkılaştırdım. Sırtımı patpatlayıp öksürerek benden ayrıldı. Annem gelmişti.
İlerleyip "Zehra abla nasılsın?" dedi.Arkamı dönüp salona ilerledim. Onlar arkamda hal hatır soruyorlardı.
Ben koltuğa oturduğumda Baran da gelip yanıma oturdu.
"Erken söylemedi ki Cenk, yemekleri hazırlayayım. Siz oturun, ben hazırlayayım." deyip mutfağa yöneldi annem.İyiki de geç söylemiştim yoksa onunla yalnız kalamayacaktım. Gözüyle annemin gidişini takip edip elimi tutarak beni ayağa kaldırdı. O beni sürüklerken "Anne biz odamdayız." diye bağırıp onu takip ettim.
Odama girdiğimizde kapıyı kapatıp hemen kollarını yine bana sararak beni kapıya yasladı. Boynumdan başlayıp yüzüme doğru çıkıp dudaklarımızı birleştirdi. Onu gerçekten özlemiştim. Elimi yanağına koyup ona ayak uydurmaya çalıştım. Gerçekten çok özlediği belli oluyordu. Çok fazla öpüşmemiştik ama ilk kez böyle tutkuyla öpüşüyorduk. Arada sırada kendimi özletmem gerekiyordu sanırım, yoksa Baran'dan böyle öpücükler alacak gibi değildim.
Kalbim göğsümden çıkacakmış gibi atıyordu. Sevdiğim adam şuan yanı başımda beni öpüyordu. Beni bundan daha fazla mutlu edecek bir an yoktu. Tüm vücudum onun için yanıyordu. Anahtarı çevirip kapıyı kilitleyerek işimizi sağlama aldım. Annemin gelip bizi böyle basması en son isteyeceğim şeydi.
Belime daha sıkı tutunarak geri geri gidip beni yatağa yatırdı. Kesik kesik nefeslerimiz yüzümüzü ısıtırken ben altta o da üstümde, yatakta uzanıyorduk. Dudağıma yumuşak bir öpücük kondurup tekrar yüzünü benimle aynı hizaya getirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şahdamar [Texting]
Short StoryBilinmeyen : Şahdamar, şahdamar, şahdamar Bilinmeyen : Rengim sensin ahengim sen Bilinmeyen : Gökkuşağınım ben senin. Bilinmeyen : Şahdamarımsın, candamarımsın. Bilinmeyen : Anla artık tek aşkımsın. Bilinmeyen : Hayatımın tek pınarısın. Bilinmeye...