-----
Üç gün olmuştu.Üç koca gündür onu görmemiştim.Sadece ondan uzaklaşmamıştım, günlerdir okula da gitmiyordum.Yataktan çıkmamış, günlerimi uyuyarak geçirmiştim. Annem bir şeyler olduğundan şüpheleniyordu ama hiçbir şey sormuyordu bana.Bu merakla fazla dayanmaz,o baskıcı kişiliğiyle gelip ağzımdan laf almaya çalışır diyordum ama gelip tek kelime etmemişti.
Annem de arada sırada düşünceli olabiliyormuş demek ki.Odamın kapısı aralandığında annem kapıdan kafasını çıkarıp "Baran abin geldi." dedi.
Hıh Abin.Adam ağzıma sıçmıştı, bunu bilse onu içeri alır mıydı acaba?
Durun durun bir dakika,annem az önce ne dedi?
'Baran abin geldi.'Şuan heyecanlanmam falan gerekiyordu.Heyecanlıydım da ama bunu gösterecek güç bende yoktu.
Yatakta doğrulup ayaklarımı sarkıtarak karşımdaki aynaya diktim gözümü.
Üstümde kaymış tişört, altımda dizi çıkmış bir eşofman, saçlarım yağlı ve birbirine karışmış, olduğumdan daha çirkin duruyordum.
Beni böyle beğensin diyecek halim de yoktu,kalkıp kendime çeki düzen verecek halimde.Oflayıp ayaklarım yataktan sarkacak şekilde uzandım.O an kapı açıldı. Kafamı kaldırıp bakmadım.Kim olduğunu biliyordum.Gelip başımda durdu.
"Özür dilerim."
Kuru bir özürle kurtulabileceğini düşünüyordu ama üç yılın özrü bu olamazdı.
Ben ona ergenliğimi vermiştim. Yaşıtlarım lise anıları biriktirirken ben,benden on yaş büyük bir adama olan aşkım yüzünden acı çekiyordum.
O ise beni farketmiyordu. 15 yaşında sivilceli bir veletten başka bir şey değildim onun için.Üç yıl boyunca her gün; yaşıma,kendime lanet edip durmuştum.
Belki bir kaç yaş büyük olsam beni sever diyordum.Sevmemişti.
Ya da sevdiğini kabullenmemişti.Kim kendinden on yaş küçük hem de hemcinsi olan birini severdi ki.Kafamı yana çevirip onunla göz temasımı kestim yoksa gözümden akan yaşları durduramayacaktım.
Yatağın yan tarafı çöktü.Kafası yanımda, burnunu enseme sürtüp derin bir nefes aldı.Güzel koktuğumu falan düşünmüyordum.Günlerdir duş almamıştım.Kenara kayıp kafamı ondan uzaklaştırdım.
Tekrar yanıma yanaşıp elini belime sardı."Mutsuzum Cenk." dedi kulaklarıma doğru.
'Mutsuz olduğumda gelip kokunda saklansam olur mu?'
Bunu o söylemişti.Şimdi de benim yine ona aldanacağımı bilerek diyordu bunu.
Ona kıyamayacağımı biliyordu.Bu sefer izin verdim.Elleri yine belimi bulmuş yine kokumu içine çekiyor, yine bana umut veriyordu.
Ömrümün böyle geçeceğine artık emindim.Ne benden vazgeçebiliyor ne de bağrına basıyordu.Ben ise onu kaybetmekten korkuyordum.Onu sevdiğime dair bir şey söyleyememem, onun yapamadığını yapıp onu öpmekten çekinmem hep bu yüzdendi."Beni seviyor musun?"
Ağzımdan bu cümlenin dökülmesini beklemiyordum. Kalbimin yegane sorusu istemsizce dökülmüştü dudaklarımdan."Seviyorum,hem de çok."
Onunda bunu demesini beklemiyordum. Bugün kendimizden beklenmeyen şeyleri yapma günüydü belki de."Neden böyle oldu bilmiyorum Cenk. Sana ne ara bu kadar bağlandım bilmiyorum."
Belimdeki ellerini tuttum, gevşetip onun yüzüne döndüm.Tekrar sardı belimi.Bunu yapan, benden uzaklaşmak istemeyen Barandı.
Elimi yanaklarına koyduğumda yüzünü elime yasladı."Beni bırakmayacaksın değil mi?"
Kafamı hayır anlamında salladım.
Dudakları hafifçe kıvrıldı.Ona eşlik etmeden edememiştim."Üç gün sensizliğe nasıl dayandım ben." dedi yanağındaki elimi öperek.
Üç yıl Baran,üç yıl ben sensizdim.Üç günü çok görüyorsun bana.
Elimi çekip omzuna koydum, o da belimdeki ellerinden birini yanağıma çıkardı.
Kafasını bana yaklaştırmaya başladı.Yine bir öpücük vakası yaşamak istemiyordum.Kafamı çekmeye çalıştım ama "dur." diyerek beni engelledi.
Artık dudaklarımız arasında bir mesafe kalmamıştı.Bu anı daha kaç kere yaşayıp daha kaç kere geri çevrilecektim,daha kaç kere kalbimi paramparça edecekti.
"Gitmeli-"
Dudaklarıma bastırılan dudaklarla gözüm faltaşı gibi açılmıştı.Yalnızca olduğu yerde duran dudaklar hareketlendiğinde benimde onun gibi gözlerim kapandı.
Onun bu sevgiden, yenilmişlikten başka hiçbir şey olmayan öpücüğüne karşılık verdiğimde beni yumuşakca öpmeye devam etti.Birkaç saniye sonra ayrılıp yüzüme gülerek baktı.
Biraz kısa sürmüş olsa da sonuçta beni öpmüştü.
Artık davranışlarının üstünü başka şeylerle kapatamazdı.Bende ona gülümseyince yanağımdaki elini kıvrılan dudağımın üstüne getirip o çizgide dolaştırdı.
"Sen benim her şeyimsin.Bunu unutma. Her şeyim."
Ağzımı artık açmam gerektiğini biliyordum.O bu kadar güzel cümleler kurarken ben susamazdım.
"Seni seviyorum."
Gülümseyerek beni kendisine çekip kafamı göğsüne yasladı."Sevgini her zaman hissettim.Beni sevdiğini hep biliyordum zaten."
Kafamı kaldırıp yüzüne şaşkınca baktım.
"O zaman niye-" cümlemi tamamlayamadan o atıldı.
"Çocuktun Cenk.
Bir hevestir geçer dedim. Ben sana kadar bir sürü insandan geçmişken sen aşka ilk benimle açmıştın gözünü.Seni sevdiğimi farketmeden
üç yıl,aralıksız beni sevmeni izledim."Gülerek saçlarımı karıştırdı.
"Benden gözlerini biraz olsun çekemiyordun. Bizim eve geldiğinde Sinan seni odasına her sokmak istediğinde,gelip benim karşıma oturur gitmezdin."
Utançtan yanaklarım kızarmıştı.Bunları nasıl farkettirmiştim.Kafamı bu sefer gömmek ister gibi göğsüne yasladım.
Hiç iğrenmeden elini saçıma atıp oynamaya başladı."Bana özeniyorsun sanıyordum.
Küçük bir çocuğun özendiği adamım sanıyordum.
O küçük çocuğun sevdiği adam olduğumu geç anladım.""Olsun.Geç olsun ama yine de olsun."
Vücudumu yukarı çıkarıp yüzümü yüzüne yaklaştırdım.Saçlarım yüzüne dökülüyordu.iki eliyle saçımı toplayıp arkada eline hapsetti.Bu sefer ben dokundurdum dudaklarımı dudaklarına.Bütün sevgimi dudaklar aracılığıyla aktarırken öpücüğün derinleşmesine izin vermeden geri çekti yüzünü.Saçlarım hala ellerinin arasındaydı.
İlk öpücüğün olduğunu tahmin ediyorum dedi dudağıma kısa bir öpücük kondurup geri çekilerek.
Allah kahretsin ki doğruydu.Bir Ergenin en çok azdığı zamanlarda, ondan başka hiçbir şeyi görmediğimden tecrübem yoktu.
"Her şeyimin ilki sen olacaksın."
"Ben olacağım."
----
Ben bunları öpüştürmeyecektim yaw niye böyle oldu ki?
Ne olduysa güzel oldu bence.
Bilemiyorum yani bence.
Sizi seviyorum💜
Elephantorange.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şahdamar [Texting]
Storie breviBilinmeyen : Şahdamar, şahdamar, şahdamar Bilinmeyen : Rengim sensin ahengim sen Bilinmeyen : Gökkuşağınım ben senin. Bilinmeyen : Şahdamarımsın, candamarımsın. Bilinmeyen : Anla artık tek aşkımsın. Bilinmeyen : Hayatımın tek pınarısın. Bilinmeye...