———
Evden çıktıktan sonra hiçbir şey konuşmadan onun arabasına binip yola çıkmıştık. Yolda geçirdiğimiz süre arttıkça etraftaki evler azaldıkça içimi bir korku kaplıyordu.
Belki de beni evde öldürürse yakalanacağını düşündüğünden ıssız bir yere gidiyorduk. Paranoyak biri olup çıkmıştım. Baran'ın ne iş yaptığını her zaman farkındaydım ama artık ona baktığımda potansiyel bir katil görüyordum. Her an birine zarar verebilecek bir katil.
Amacın beni vicdan azabından öldürmek mi? diyerek kafasını iki saniyeliğine bana döndürdüğünde ona korkaklığımı belli eder şekilde irkilerek cevap verdim.
"Hala seni öldüreceğime inanıyorsun."
"Çünkü her şey daha dün yaşandı." Kendimi tutamayıp ona hep bundan bahsediyordum.
"Sana açıklamamı yaptım."
"İnan bana açıklamadığın tonlarca şey var daha."
"Onlara da sıra gelecek." deyip arabayı toprak bir yola sürdü. Kapıyı açıp kendimi atsam ne kadar yaralanırdım?
İleride gözüken iki katlı ev ağaçların arasına sıkışmış bir halde bize göz kırpıyordu. Bu kadar uğraşı niçin veriyorduk hala tam anlamıyla çözememiştim. Beni öldürmek isteyen birileri vardı. Konu babamla alakalıydı ve Baran beni korumak için bazı işlere kalkışmıştı. Evlenecek olmasını saymıyorum bile. Bu on sekiz yaşında bir çocuğun yaşabileceği şeyleri aşıyordu. Ben en fazla Baran beni arkadaşlarımdan kıskanır ya da ben onu kıskanırım falan sanıyordum. Yani bir ergen nasıl aşk yaşarsa amacım aynısını yaşamaktı.
Evin kapısının önünde durduğumuzda beni beklemeden "Hadi in." diyerek arkadaki çantayı alıp aşağı indi. Bir süre araba sürmeyi bilmeyen biri olarak arabayı kaçırmayı düşünmüş olabilirdim.
Ben de onun yanında yerimi aldığımda kapıyı açıp içeri girmemi bekledi. Normal bir şekilde döşeli evin içine adım attığım gibi arkamdan içeri girip kapıyı kilitledi.
"Aç mısın?" dediğinde yüzümü ona dönüp kafamı hayır anlamında sallayarak evi incelemeye devam ettim.
Aynı anda iki el belimi sarıp beni ona döndürdü. Yüzü tam karşımda dikkatle beni inceliyordu.
"Nasıl bu kadar zayıflayabildin?"
"Stres ya kilo aldırıyor ya da zayıflatıyor işte." diyerek yüzümü ondan başka yere çevirip umrumda olmadığını ona belirtmeye çalıştım. Stresimin sebebi oyken bu neyin havasıydı acaba?
"Bu işin sonunda kendimi öldürmeyi düşünüyorum." Yüzümü aniden ona döndürdüm. Bana konuşmadığı yeri izlemesinden belli oluyordu.
"Neden?"
"Efendim." diyerek gözlerini gözlerime çıkardı.
"Neden kendini öldürmek istiyorsun?"
Duyduğuma şaşırmış bir yüz ifadesine sahipti.
"Beni affetmeyeceksin. Sensiz yaşamamın bir anlamı yok."
"Yapmasaydın o zaman. Bunları yapmasaydın seni affetmeyeceğim bir şey de olmazdı."
"O zaman da sen ölürdün. Sonuç yine benim ölümüme çıkıyor."
Kendi ölümünden bahsetmesi kalbimin acıyla sızlamasına neden oluyordu. Çok seviyordum. Belamı da onu bu kadar sevdiğim için bulmuştum zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şahdamar [Texting]
Short StoryBilinmeyen : Şahdamar, şahdamar, şahdamar Bilinmeyen : Rengim sensin ahengim sen Bilinmeyen : Gökkuşağınım ben senin. Bilinmeyen : Şahdamarımsın, candamarımsın. Bilinmeyen : Anla artık tek aşkımsın. Bilinmeyen : Hayatımın tek pınarısın. Bilinmeye...