♛16♛

309 45 2
                                    

Hiçbir şey göremeyen gözlerimi yumdum ve yumuşak zemine sahip olan yatağın bana huzur vermesini bekledim. Olmadı...

İçimde yine o çok bildiğim ve alışık olduğum bir his vardı. Yine bütün
vücudumu sarmıştı. Yalnızlık...

Hoseok gittiğinden beri tam tamına 1 hafta geçti. Ve bugün 8. Gün başlangıcı...Ama nedense 8.senemin başlangı gibiydi. Kahretsin ki, hiç tatmak istemediğim duygulara çoktan tatmış ve kapıldığımı fark ettim.

Aşkın oltasına takılmıştım...

O, zaten benim biasımdı. Ama şu anki hissettiklerim sadece biasım olduğundan değildi, hissettiklerim hayranın idolüne karşı beslediği hislerden değildi. Her insanın bir kez ki bile olsun hayatta tattığı aşk'tı bu.

O gün, bana söylediği "seni seviyorum" kelimesi beni inandırmamıştı. Sadece beni o an o çatıdan indirmek istemişti. Bu evde kalması da beni sevdiği için değildi, görme engelli olduğum içindi.

Çünkü, sağlıklı ve varlıklı olan bir  insan neden görme engelli birini sevmeyi tercih etsin ki?

O iyi biriydi ve böyle davranmasını gayet normal karşılıyordum. 

Sol kolumdan yükselen ses beni irkitmişti .Neydi bu ses diyecektim ki seslendirmeyi duyduğumda gülemeden edememiştim.

"Umudun arıyor"...

Kendini böyle kaydetmesi son derece normaldi.Neden kalbim hızlansın ki...sevdiğim için? evet...

Elimi yerini ezberlediğim tuşlarda gezdirdim ve cevaplaya bastım.

"Y/n"...

Sesindeki kadifemsi tonu içimi okşatmış beni bir hoş bırakmıştı ortalığa.

"Hoseok"..dedim aynı şekl,ilde. Gülümsemem sebepsizce genişliyordu. Belki de sesini özlediğimdendi...

"Nasılsın?" derin bir nefes alıp başımı yaslandığım koltuktan eğerek yayılıp uzandım.

"İyiyim"...belki

"Emin olmalı mıyım?" diye sorduğunda sessizce iç çektim. İnsan kötü olsa bile bu çocuğun böyle davranışlarından sonra kötü olmasının imkanı yoktu.

"Evet emin olabilirsin" 

"Ahh ne yapıyorsun peki?"

Elimi koltuktan sarkıtmayı bırakıp göğsümün üzerinde birleştirdim.

"Uzanıyorum" diyebildim. Başka ne diyebilirdim ki? "Peki sen?...sen ne yapıyorsun?"

"Bende uzanıyorum"...

Uzun diyebileceğim kadar bir sessizlik oldu sadece nefes alışverişlerimizi duyuyorduk. Sanki konuşacağımız konu tükenmiş gibi... hâlbuki başlamamıştık .

"Ee?" Demesiyle güldüm. Sanırım yeni çıkmaya başlayan iki ergen gibi konuşuyorduk. Duyduğuma göre hep böyle olurlarmış...Cidden hep mi?

"Ne zaman ge-...ne zaman bitti işin"demek istediğim tek bir şey vardı ki dilden çıkmıyordu.

"Daha yeni bitti" kısa nefesimi derin nefes ile tazeledim.

"Yoruldun mu?" ince çıkan sesimle boğazımı tazelerken Hoseok'un gülümsediğini anladım.

"Her zamanki gibiyim"...yorgunluğunu gülümsemesile belli etmeyen umudumuz...

"Peki sen? Evden çıkıp dolaşmalısın, dünyanın sonu değil ya sopadan yardım alabilirsin.Biri gerekmiyor" dediğinde biraz da olsun kırıldığımı hissettim. Sebebi ise, dışarı çıkmam için birinin gerekmemesiydi...

Haklıydı, yalnız çıkabilirdim ama ben istemiyordum, bu sefer sana alışmıştım.Şimdi ise kaybetmiş gibi hissediyordum.

"Haklısın çıkmalı-"bir dakika...

Evden çıkıp dolaşmadığımı nereden biliyordu?

Peki ya neden aklım böyle soruların cevabına umut bağlıyordu?

"Çıkmalıyım evet"...diye yarım bıraktığım cümlemi tamamlamış oldum.Aslında bilip bilmediğini direk sorabilirdim ama alacağım herhangi bir cevap beni mutlu edebilir veya tam tersi, üzebilirdi de. En iyisi olan,susmaktan yana kullandım tercihimi.

Ama tek bir şeyi sormak istiyordum...Sadece tek bir şey...

"Hoseok"dedim bir çırpıda

"Efendim prenses"dudaklarım yukarı kıvrılırken dilimin ucunda olan harfleri toparlayıp cmle halinde sundum sonunda.

"Yanıma gelecek misin?"

Bencilce...

Kesinlikle bencilce davranıyordum. Sebebi ise....boşverin galiba şuan kendimi avutmaya devam ediyorum...

Ben hızlanan kalbimi durdurmaya çalışırken hoseok'tan gelen yanıtla tamamen duracağını hiç düşünmemiştim.

Alacağım yanıt kesinlikle bu değildi, bu olmamalıydı.

"Geç oldu prenses, artık uyuma vaktin geldi.Ben de uyumalıyım..."

Ardından gelen saniyelik sesler...Dıt,Dıt,Dıt...

Bu cevabı beklemediğimden dolayı mıydı yoksa bencilliğimin karşılığında verilecek en güzel cevap olduğu için miydi kulaklarıma kadar inan gözyaşlarımın sebebi?...

Hoseok'tan...

  "Geç oldu prenses, artık uyuma vaktin geldi.Ben de uyumalıyım..." ardından bi anlık boşluğa gelip telefonu kapattım. Bunu neden yaptım bilmiyorum, kaba olduğundan kesinlikle eminim ve üzüldüğünün de...ama bunu yapmamın tek nedeni vardı...sanırsam ona artık dokunup sohbet edemeyeceğimdendi...

Havanın sıcaklaştığı mevsimin gecesinde rüzgarın yüzüme çarptığını hissettiğimde telefonuma cebime koydum ve son kez penceresine baktım...Işık sönmüştü...Şimdi sıra hergün yaptığım gibi gecenin geç saatine kadar onu kontrol ettikten sonra arkamı dönüp eve gitme vaktiydi... 

~

Kahvaltımı yaptıktan sonra sofrayı sonunda kaldırabilmiş ve kendimi koltuğa atabilmiştim.Elime şans eseri gelen kumandayı garipsesemde bir değişiklik olsun diye televizyonu açmaya çalıştım. Açma tuşunu bulduğuma ve açtığıma dair ses çıkınca gülümsemem kulaklarıma kadar çıktı ama bu sadece saniyelikti çünkü duyduğum haber beni altüst etmişti...

Yᴏᴜ Aʀᴇ Mʏ Hᴏᴘᴇ • JHS ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin