♛12♛

347 49 2
                                    

"Ahahah"

"Ne?"

"Gıdıklandım"

Çıkardığı sesten gülümsediğini hissetmiştim. Gülümsediğinde ortaya çıkan gamzesini herşeyden çok onu görmek istiyordum. Ama sadece istiyordum. Yapabileceğim başka bir şeyim yoktu çünkü.

"O zaman bilerek gıdıklayalım hep böyle gülecek isen"

Onu engellemek isterdim ama göremediğim için beni gıdıklamasına engel olamamıştım.

"H-hobi d-du-yaaaaah"

Ayağıma takılan her ne ise onun yüzünden sanırım koltuğa ve üzerime de Hoseok düşmüştü. Yüzümde hissettiğim sıcak nefesi fazla yakınımda olduğunu gösteriyordu ama göremedim için utanamıyordum da. Ama dudaklarıma doğru verilen nefesi tüylerimi diken etmeye yetmişti.

"Çok.... güzel kokuyorsun"açık kalan göz kapaklarımı kapattım ve gülümsemeye çalıştım. Üzerimde olması, kalbimin hızlı atmasının sesini duymasını kolaylaştırır mıydı?

"Sende"diyebildim. Ve şuan kör olmama ilk defa şükrettim. Şu anki halimizi görsem benden kırmızı elma olmazdı galiba.

"Kalkacak mısın?"

Demeli miydim dememeli miydim? Veya şansımı bulmuşken sarıp sarmalasa mıydım? Eminim şuan kör olmasaydım dudaklarını esir almış olurdum. Ah, ama böyle yapma şansım hiç olmayacaktı. 

"Şey.." dedikten sonra üzerimdeki yükün hafiflediğinden dolayı üzerimden kalktığını anladım.

Bir süre sonra elime dolanan eller sayesinde ayağa kalkmıştım. Her ne kadar göremesem de üzerimi düzeltmeye çalıştım.

"Dışar-" telefonuna gelen bildirim sesi ile cümlesi yarıda kalmıştı.

Bir süre sessizliğin olmasının sebebi telefona bakıyor olmasıydı.

"Bence bu kadar dans yeterli, geç oldu. Uyumak ister misin?"derin bir iç çekip kendimi yokladım. Hoseok uzun  vakittir benimle ilgilenip bana dans öğretmeye çalışıyordu. Çünkü ben istemiştim. Bütün talimatları söylemişti yapamadığım yerde de beni hareket ettirerek göstermiş olmuştu.Dans etmek dileklerimden birisiydi ve benim bir dileğimi gerçekleştirmişti.

"Evet uykum geldi. Bugün için teşekkür ederim Hoseok. İyi geceler"

Nerede olduğumu anlayıp odama doğru yavaş adımlarla ilerlerken duyduğum ses durmamı sağladı.

"Yardımcı olabilirim" demesiyle gülümsedim ve kafam ile nazikçe iki yana sallayarak reddettim.

"Teşekkür ederim biliyorsun kendim gidebilirim " birkaç adım sonra attığım adımım boşa gittiğinde belimde hissettiğim baskıyı daha yeni fark etmiş, Hoseok'un kucağında olduğumu anlamıştım.

"Bu sefer ben seni götürmek istiyorum" demesiyle gülümseyip başımı omzuna koydum.

Hoseok 2 haftadır bende kalıyordu. Sabahları işi olduğu zaman çıkıyor ve işi bitince eve geri geliyordu. Bu süreç boyunca ben aç kalmayım diye önceden yemek yapıp dolaba koyuyor  ya da masaya hazırlayıp gidiyordu. Bu iki hafta içerisinde birbirimize yakınlaşmıştık. Beni sevdiğini söylediği günden beri tuhaf hissetsemde gerçekten yanımda olduğu için mutly olmuştum. Beni düşünüyor ,bana yardımcı oluyordu.

Boş olduğu günler arkadaşlarından vakit ayırıp benimle ilgileniyor beni dışarı çıkartıp gezdiriyordu. Ben duyuyor ona söylüyordum , o da görüyor bana anlatımı ile hissettirmeye çalışıyordu.

Yani o benim gözüm olmuştu. Ben onun sayesinde görebiliyordum. İdol olan bir adam benimle böyle olduğu için şanslı olmalıydım galiba. Ama şu bir gerçek ki, onun gitmesini hiç istemiyordum. Ama yanımda kalmasını istemediğim günler de oluyordu. Sebebi ise gözlerim...

Onu bana fazla bağlayıp, şimdi olmasa bile ilerde bir gün göremediğim için acı çeksin istemiyordum. Bir yanım gitmesin diyor ise bir diğer yarım da gitsin diyordu. İçimdeki bu çelişkiden hangisinin ağır bastığını bilmiyordum ama susmayı tercih etmiştim.

"Evet..." Sırtım yumuşak zeminle buluştuğunda yatak olduğunu anlamam zor olmamıştı.

"Teşekkür ederim" deyip ortaya gülücük attım.

"İyi geceler Y/n" gülümsememi yayabildiğim kadar yaymaya çalıştım. " İyi geceler hobi" güldüğünü duyduğumda ona hobi demem min hoşuna gittiğini anlamıştım. Herkes hobi diyordu ama ben deyince daha  farklı hissettiğini algılayabilmiştim. Neden olduğunu bilmiyordum ama bunun sebebini beni sevmesine yormak istemiyordum.

Ellerimle yatağı tarayıp bulduğum çarşaf sonucu tebessüm ettim ve düzgün olduğunu sandığım kadar üzerime örttüm. Açık kalan gözlerimi kapattığımda derin uykuya geçmek için kendimi hazırlamıştım ama birşeyin eksik olduğunu fark ettim.

"Hobi?" Duyduğum hışırtı ve gülme sesi ile hala burada olduğunun kanıtına varmıştım. Eksik olduğunu fark ettiğim şey de buydu, kapının kapanma sesinin olmaması. Şimdi ise normaldi çünkü Hoseok odamdan çıkmamıştı daha.

"Neden hala buradasın?" Derin nefes aldığını duydum.

" Aklıma yeni geldi de, ben yarın sabah erkenden şirkete gideceğim, biraz geç gelebilirim. Yemeğin dolapta hazır olacak. Beni beklemeden yiyebilirsin" dediğinde gülümsedim ve başımla onayladığımda kapı sesi duydum bu sefer çıkmıştı.

Hoseok'tan...

Salona geri dönüp telefonu elime alarak az önce gelen mesajı tekrar okudum.

"Hoseok Hyung artık yurda gelmelisin. Şirkete bizden ayrı geldiğin için, bir şüphe duyabilirler.Ayrıca birileri senin bir kızın evine girdiğini görürlerse bu senin ve bizim için hiç iyi olmayacaktır. "
Derin bir nefes alıp az önce cevap vermediğim mesaja şimdi cevap vermiştim.

"Biliyorum Namjoon ama sende biliyorsun. Onu bu halde bırakmayı hiç istemiyorum. Yurda da getiremem, o zaman herşey ortaya çıkar sıkıntı olur. Ama biraz daha beni idare etseniz olmaz mı? "

Sıkkınlıkla nefesimi dışarıya verdim. Gelen cevabı beklerken koltuğa yatağımı hazırlamaya koyuldum.

"Hyung daha ne kadar idare edebilirim bilmiyorum. Ama deneyeceğim."

Okuduğum yanıt ile sevinsem de hala sıkıntı içindeydim.

"Teşekkür ederim Namjoon"

"Ne demek hyung, Y/n'ye iyi bak"

Gülümsedim ve telefonumu masaya bırakarak hazırladığım yatağıma üzerimi değiştirerek yattım.

Koltuk biraz sert olsa da Y/n'nin olması beni rahatsız etmemişti. Hatta onun kokusunun işlediği koltuğa yayılarak onun kokusunda uykuya daldım...

Yᴏᴜ Aʀᴇ Mʏ Hᴏᴘᴇ • JHS ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin