♛2♛

508 64 4
                                    

"Dur yavaş düşebiliriz"yerinde zıplaya zıplaya beni onların odasına götürüyordu.

"Hayır olmaz duramam.Onlarla daha yakından tanışacağız.Belki uzun bir sohbet içerisinde olacağız.O yüzden hadi"

Onu uyarmama rağmen beni dinlemedi ve odaya girdi.

"Sanırım görevli sizi başka bir odada bekletmiş.Biz de sizi bekliyorduk."duyduğum ses Yoongi'ye aitti.

"Öyle oldu" diye onaylayan Ha Na elimi daha da sıkı tuttu.

"Siz hep böyle mi gezersiniz?"bu seste Jungkook'a aitti.

"Beraber dışarı çıktığımızda kol kola oluruz" dediğinde başımı sallayıp onayladım.

"Sonunda gelmiş melekler" neşeli çıkan sesin sahibi de tabi ki Hoseok'a aitti.

"Böyle otursanıza"diyen Namjoon'a karşılık itaat edip Ha Na'nın beni oturmasını bekledim.Yumuşak zeminle buluştuğumda gülümsedim ve eteğimi kontrol ettim.Bunu biri fark etmiş olacak ki bir yastık kucağıma koyuldu.

"Böyle daha rahat olursun"diyen Jimin'in sesinin geldiği yöne doğru başımı eğip teşekkür ettim.

"Birşey ister misiniz ? yiyecek içecek felan" Ha Na'nın birşey demesini beklerken sadece güldü.

"Hayır teşekkür ederiz" diye dile getirdim.Bir süre sessizliğin ardından Taehyung konu açtı.

"Ne zaman oldu?"dediği şeyi idrak edince cevaplamak için nefesimi tazeledim.

"10 yıl önce bir trafik kazasında"anladıklarına dair sesler çıkardılar .

"Peki hep mi böyle kalacaksın, bir tedavisi var mı?"Sorulan soruya karşı sessiz kaldığımda Ha Na'nın araya girdiğini fark ettim.

"Aslında şey, bir teda-"cümlesini kurmasını engellemek için elimde olan eli sıktım.Ha Na'da ne demek istediğimi gayet iyi anlayıp sustu.Bende birşey anlamasınlar diye bir cümle kurup geçiştirdim.

"Ömrümün sonuna kadar böyle yaşamak zorundayım" bir tedavi vardı ama imkanım olmadığından ve korkum olduğundan dolayı böyle yaşamak zorundaydım.

"Ah herneyse o zaman tanışmaya geçelim"diye hoseok'un neşeli sesi beni kendime getirmişti.

"İlk senden başlayalım.Kaç yaşındasın ve nerelisin?"cevaplamak için nefesimi tazeledim.

"24 yaşındayım ve buralıyım.Doğduğumdan beri Seoul'deyiz."onların yüz ifadelerini görememek beni üzmüştü.Şuan onları görebilmek, her ayrıntısını incelemek istiyordum.Başka ne isteyebilirdim ki?

"O zaman sonraki aşamaya geçelim" Hoseok dediği cümlenin ardından yanımda bir çöküntü oluştuğunda birinin oturmuş olabileceğinin kanıtına vardım.

"Şimdi bizi tanıyacaksın"bu hoseok'un sesiydi.

Elim havalanınca irkilsemde bir saniye sonra kendime geldim.Avucuma yerleştirilen yüz gülümsememe neden olmuştu.

Tek elimi dikkatli bir şekilde yüzünde gezdirdim.Göremediğim için parmaklarımla her santimini ezberlemeye çalıştım.Gülünce ortaya küçük gamzeleri çıkana kadar...Oldukça sevimliydi.

Yüzü bitince saçlarında gezintiye çıktım.Oldukça yumuşaktı.Saçı biraz karıştırmış olabileceğimi düşünüp düzeltmeye çalıştığımda elim avuçların arasına esir olarak alındı.

"Sorun değil, umarım gözünün önünde canlanmışımdır"demesine karşılık içten gülümsedim.Birşey diyemeyecek kadar utandığımda yanımdan biri kaldırmış olacak ki herşey hızla olduğu için yüzüme soğukluk esti.

"Sıra bende"diye kıvranan bir Taehyung'un karşımda oturduğunu fark ettim.

Sırayla herkesin yüzlerinin her santimini ezberledim.

"Sana gamzelerin çok yakıştığını düşünüyorum Namjoon"dediğimde güldüğünü duydum.

"Teşekkür ederim ama keşke bir de sen kendini görebilsen" dediğinde anlamaz bir şekilde kaşlarımı çattım.

"Ovvv çok güzel değil mi?"diyen Jimin'i duyduğumda güldüm

"Ah şuna bak utanınca yüzü nasıl da kızarıyor" o an bütün saçlarımla yüzümü kapatmak istedim.Bu utanç konusunda ne yapabileceğimi hiç bilmiyordum.Saçlarım yüzümü kapatıyormu hiçbir şey göremiyordum.

"Ha Na nerde?"yanımdaki boşluğu hissedince HaNa'nın yanımda olmadığını fark ettim.

"Ah şey geldim.Hadi gidelim artık biz"nefes nefese kaldığını fark ettiğimde biraz koştuğunu veya birşey sakladığını anladım.Ha Na koluma girerek beni kaldırdı.

"Umarım tekrar görüşürüz"diyen Jimin'in nerede olduğunu algılayamasamda gülümsedim ve başımı salladım."Kendinize iyi bakın"deyip odadan çıkmıştık...

"Umarım seni mutlu edebilmişimdir"diyen Ha Na'ya kahkaha attım.

"Tabikide ettin.Şimdi gidecek olmaz biraz beni üzdü ama bu günü asla unutmayacağım.Umarım ilerde tekrar karşılaşırız"dedim ve onun için yaptığım bilekliği kutudan çıkartıp uzattım.Elimden aldığında şaşkın olduğunu gösteren bir ses çıkardı.

"Ama bu çok güzel y/n bunu nasıl yaptın?"gülümsedim

"Hissederek"diye cevapladım.O sırada Ha Na'nın annesi seslendi.

"Ha Na hadi kızım gitmemiz gerek artık."dediğini duyduğumda yanımızda olduğunu anladım.

"Y/N kızım seni bayağı idare edecek yiyecekler koydum dolabına.Sevdiğin herşeyden yaptım.Ramenler her zamanki yerinde tıkabasa dolu.Afiyetle ye kızım."diyen Ha Na'nın annesine karşı mahcup bir şekilde gülümsedim.

"Size de zahmet ettim.Kusura bakmayın ve teşekkür ederim.Tanıştığımızdan beri beni yalnız bırakmadığınız için"dediğimde Ha Na'nın annesinin kollarını bedenime sarılı hissettim.Sarılmasına karşılık verdiğimde geri çekildi.

"O nasıl söz öyle kızım.Tabikide her ihtiyacını karşılayıp yalnız bırakmayacaktık.Bunlar bizim içimizden gelendi.Ama affet bizi,seni burada böyle bırakıp gitmek istemezdik.Alışmıştık"yanaklarımda hissettiğim ıslaklığı fark edince ağladığımı fark ettim.Elimle silip gülümsedim.

"Sorun değil.Gitmeniz gerekli.Herşey için çok teşekkür ederim."annesi bir kez daha sarıldı.

"Kendine iyi bak yavrum,mutlaka seni ziyarete geleceğiz."gülümsedim ve başımla onayladım.Ha Na , annesi ve babası bana sarılıp gitmişlerdi.

Ve evim yine sessizliğe bürünmüştü.Taa ki bir ses duyana kadar.Telefon çalma sesi gibiydi.

Ha Na telefonunu burada mı unutmuştu?

Sese doğru ilerleyip sonunda elime gelen telefonu kulağıma doğru götürdüğümde açılmıştı.

"Merhaba y/n"duyduğum şeyle yutkundum.

"Hoseok?"


Düzenlendi

Yᴏᴜ Aʀᴇ Mʏ Hᴏᴘᴇ • JHS ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin