♛26♛

352 43 5
                                    

    Arabayı bagaja park ettiğimde geldiğimizi anlamış olacak ki kemerini çıkardı ve elini kapıda gezdirdi.

   Aslında onu restorana götürecektim ama en son konuştuğumuz konu üzerine yiyecek iştah ikimizde de kalmamış eve gelmek istemişti.

   Kapıyı açtığında nefesimi sıkıntılı bir şekilde dışarı verip arabadan indiğimde onun tarafına geçip boşta olan elini tuttum ve yönü olmayı tercih ettirdim.

   Eve girdiğimizde herkesin salonda olduğunu ve hepsinin gözü üzerimizde olduğunu gördüm. Hepsi merakla bakıyordu.Normaldi. Hastaneye gitmek için sabah çıktığımız eve neredeyse akşam olmuş bir şekilde eve dönmüştük.

   Elimdeki kıpırdamayı fark ettiğimde hala elini tuttuğumu fark ettim. Kolumu çekiştirdiğinde de birşey söylemek istediğini anladım.

   "Beni odaya götürebilir misin?" Yutkundum ve kısık çıkan sesine görmese bile kafamı salladım. Çocuklara 'geliyorum' mesajını ifademle verip onu odasına götürmek için hareketlendim.
 
   Merdivenlerden yavaş ve dikkatli çıktıktan sonra odamın kapısını açıp içeriye geçmesini ve yatağa oturmasını sağladım.

    Ben onun asık suratına bakarken o başını yere eğip konuşmak için dudaklarını aralamıştı.

  "Ben biraz uyumak istiyorum" dediğinde terleyen ellerimi sallayıp ceketime sürdüm. Başımı salladığımı fark ettiğimde kendime göz devirdim.Onayladığımı göremiyordu ki!

  "Tabi üzerini değiştirmek istersen kıyafetlerini getirmiştim?" Soru sorar gibi cümlemi kurduğumda anlamış olacak ki yanıtı almıştım.

   "Değiştireceğim" Dolaba ilerleyip açtığımda dün o uyurken evden getirdiğim kıyafetleri düzdüğünüm dolapta gecelik aradığım.

Aradığımı bulduğumda yatakta oturan meleğime ilerledim ve yanına geldiğimde önünde eğilerek onun yüzünü görmek istedim.

Asıktı... hiç olmadığı kadar.

Elimdeki geceliği elinin üzerine bıraktığımda bunu algılayıp avucunun içiyle kavramıştı.

" Ben aşağıda olacağım. Bir şey olursa veya bir şey istersen seslenmen yeterli. Kulağım sende olacaktır"dediğime karşılık sesi ile yanıt vermesini beklemiştim ama aksine sadece kafasını sallamıştı.

Ona anlatmıştım ama hala anlatacağım çok şey varmış gibi hissediyordum. Sanki daha hala konuşmamız gereken çok şey varmış gibi.

O üzgünken binlerce kelime döküp moralini düzeltmek istiyordum ama bu konuda yapabileceğim bir şeyim yoktu. Askere gidiyordum ve iki yıl olmayacaktım. Bunun yarattığı üzüntü etkisini nasıl tersine çevirip moral verebilir mutlu edebilirdim ki?

Bazen, bazı şeylerin gerçekten çözümü olmazdı. Ve bu da bunlardan biriydi. Ben de , o da kabullenmiştik buna.

Odadan çıkıp aşağı indiğimde yine gözler bana döndü. Gidip koltuğa oturdum ve başımı arkaya yaslayarak gözlerimi kapatıp efendimiz sesli şekilde dışarı verdim.

Her türlü , moralimin bozuk olduğu anlaşılıyordu.

"Hyung" yine Jimin'in o kadifemsi sesini duyduğumda nefesimi tazeledi ve gözlerimi açtım ama yanıt vermek için hiçbir girişimde bulunmadım.

"Ne oldu? Sonuçlar çıktı mı? Görebilecek mı?" Bu sefer Jungkook araya girerken diğerleri olduğum koltuğa toplanmış biraz sonra ağzımdan çıkan kelimeleri bekliyorlardı.

"Hoseok bir şey söylesene"

"Sonuçlar daha sonra belli olacak" dedim

"İyi güzel ama sen neden böylesin?" Başımı kaldırıp Yoongi'ye baktım. Bakışlarımdan anlamış olacak ki dudaklarını yalayıp gözlerini kısarak başını sallamıştı

Yᴏᴜ Aʀᴇ Mʏ Hᴏᴘᴇ • JHS ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin