♛28♛

327 40 0
                                    

Tam olarak kaç saat geçti bilmiyorum ama uzun süredir koridorda beklediğim kesindi. Çünkü üyeler artık ayakta bile uyuklamaya başlamışlardı.

Bedensel olarak yorgunlardı ve uykuları gelmesi normaldi. Ama benim ruhsal olarak yorgunluğum vardı ki bu beni uykusuz bırakıyordu.

Yorgundum, içeri girdiğinden beridir düşüncelerim beynimi bu saniye bile olsun rahat bırakmamıştı.

İlk önce iyi ihtimallerden başladım ve sonucum kötü ihtimalle bitti. Ne düşünürsem düşüneyim kötü ihtimaller aklımdan çıkmıyordu ama yine de inancımı yitirmiyordum. Korkuyordum ama inanıyordum.İnanmak zorundaydım çünkü. 

Bacağımda hissettiğim ağırlık gözlerimi sahibine çevirdi.

"Hyung , yorgun gözüküyorsun. Yemekte yemedin, yemekhaneye inmeye ne dersin? " Jimin'e karşı dudaklarım bir santim kıvrılmıştı. O da, beni düşündüğü içindi.

"Yemek istemiyorum" deyip başımı yine duvara yasladım.

"Özür dilerim hyung ama Noona gözlerini açtığında seni böyle görmemeli. Yemek zorundasın ve uyumalısında gözlerin kötü durumda. " Derin bir nefes alıp gözlerimi ona çevirdim.

" En azından onun ameliyattan sağlam çıktığını görmek istiyorum.Ondan sonra yemek yiyip , uyuyabilirim. "Kabullenmiş bir şekilde nefesini dışarı verip elini bacağımdan çekti.

"Peki hyung zaten yemek vakti yakın" dediğinde kaşlarımı çatıp ona baktım. Gözlerinin bir yere dikili olduğunu görünce bende o tarafa çevirdim.

Kapı açılmıştı ve doktor bu tarafa doğru geliyordu. Hızla yerimden kalkıp yolu yarıladım.

"Nasıl geçti?" İçimdeki fırtınalara rağmen bu kadar sakin çıkan sesim beni şaşırtmıştı doğrusu.

Belki de sadece az sonra duyacağım şeylerden sonra duruma göre patlamaya hazır bir bombanın önceki sessizliğini yaşıyordum şuan.

"Göz küresi tamamiyle hasar gördüğü için yeni bir göz küresi nakledildi. Görme sinirinin kaynaşması gerekecek. Ameliyatta zorlandık ama hiçbir sorunu yok,en azından şimdilik.Şimdi, göz küresinin görme siniri ile kaynaşmasını bekleyeceğiz"birkaç saniye bana bakıp vereceğim tepkiyi bekledi ama istediğini bulamadığından dolayı arkasını dönüp gitmesini görebilmiştim.

Ardından kapının tekrar açılıp sürülen sedyeyi gördüğümde ancak kendime gelebilmiştim ama bu kısa sürdü çünkü gözlerinin bağlı olması beni duraksatmıştı. Normaldi bu ama yine de endişelenmiştim.

Onunda sadece önümden geçip gitmesine izin vermiştim, kendimden habersiz...

Kolumdan tutulup çekilince yine kendime gelmeyi başardım. Sürüklenen tarafı idrak ettiğimde bunun onun alınacak olan odasına doğru ilerlediğimizi gördüm. Hemşireler oda ya girip kapıyı kapattıklarında sanki tokat yemiş gibi hissetmiştim ama neyse ki pencere vardı.Yan dönüp baktığımda perdelerin kapalı olduğunu gördüm.Resme şuan hayatımı sorguladım...

Kollarımı önümde birleştirip sırtımı duvara yasladım ve içeriden çıkıp bilgi verecek olan hemşireleri bekledim. Bunun dışında gözlerimi önüme çevirdiğimde karşımda çocukların hepsini gördüm. Kimi uykusundan uyanmış kiminin de uyuklaması gitmiş hepsinin dikkati içerideki odadaydı. 

Çocuklar onunla fazla vakit geçirmese bile 5 dakikalık tanışma onu kalplerine bağlaması yetmişti.Tabi o 5 dakika boyunca kalbime bağlanan şey bambaşka bir şekilde bağlanmıştı.

Çocukların benim ve onun için gösterdiği ilgi,endişe anlatamayacağım kadar güçlü bir duyguydu. Onlar benim ailemdi ve her zaman da öyle kalacaklar.

Kapı sesini duyduğumda bakışlarımı içeriden çıkan hemşirelere kaydı. Beni fark ettiğinde yönünü buraya doğrultup önümde dikilip bilgi vermek için konuşmaya başladı.

"Hastamız Y/N , doktorumuz sayesinde gayet başarılı bir ameliyat geçirdi ama sonucu bu kadar başarılı olur mu bilmiyoruz. Bu yüzden uyandığında test yapıp gözlerinin kaynaşmasını bekleyeceğiz.Şuan ki durumu gayet iyi merak etmeyin." anladığıma dair ses çıkarttığımda dönüp giderken sesimle durdurdum.

"Acaba içeriye girebilir miyiz?"dediğime bana ve arkamda 6 çift gözlerin sahibine baktı.

"Yeni çıktığı için şu anlık olmaz ama 2-3 saat sonra içeriye  girebilirsiniz."gülümseyip başımı eğdiğimde aynı şekilde karşılık verip gitmişti.

Çocuklara döndüğümde güler yüzlerle karşılaştım.Soran gözlerle onlara baktığımda anlaşılıp cevabımı almam uzun sürmedi.

"Gayet iyi bir doktor bulmuşuz. Bu güne kadar böyle korkmak şuan bana çok gereksizce yaptığımızı düşündürttü."Diyen Yoongi'nin ardından Namjoon konuştu.

"O iyi ve iyi olacak.Görecek Hoseok, biz buna inanıyoruz.Şimdilik endişelenip korkmayı geride bırakalım."başımı hafif sallayıp onaylarken Jimin ve Tae gelip koluma girdi.Onlara neler oluyor anlamında baktığımda güler yüzlü bir şekilde cevap almıştım.

"Yemek zamanı" gözlerimi devirip gülümsedim ve elimi kaldırıp "Hadi gidelim!" dediğimde hep birlikte yemekhaneye inmiştik.

Masaya yerleştiğimizde tae jimin ve jungkook masayı doldurmuştu ve herkes yemeğe başlamıştı.

"Hyung,hani yiyecektin?"Jimin'in sorusuna karşılık gülümseyip bir lokma aldım.

"Aslında ben sizlerle bir şey konuşmak istiyordum" dediğimde bütün gözler bana dönmüştü.Derin bir nefes alıp sözle başlamak için dudağımı yalamıştım bile ama söze bir türlü başlayamamıştım. Çözün neresinden tutup söyleyecektim ki?

"Seni dinliyoruz"diye dile getiren Namjoon beni kendime getirmeye çalışmıştı ama cidden nasıl başlayacağımı bilmiyordum.

"Aslında ben sizden bir şey istiyorum" olabilir miydi? Doğru başlangıç?

"Evet?" derin bir nefes alıp elimdeki çubukları bıraktım ve arkama yaslandım.Söylemeliydim olumsuz yanıt alacağımı düşünmüyordum ama onlardan böyle bir şey istemek biraz utanç vericiydi.

"Ben, gittiğimde onun yalnız kalmasını istemiyorum" sanırım bunu sona saklamalıydım?

"Biz varız ya hyung?" diyen Jungkook'a gülümsesem de demek istediğimi tam idrak ettirememiştim.

"Demek istediğim,O gözlerini açtığı andan itibaren yanında olmanızı istiyorum. Evi daha tam olarak tamir edilmedi ama edilse bile orada güvende olmayacağını düşünüyorum. İçim izin vermiyor bir türlü.Bu yüzden sizden isteyeceğim şey, en azından o alışana kadar yanınızda kalabilir mi?"buna karşılık bir yanıt beklesem de gülümsemelerin oluşmasını izledim.Omzuma dokunan el beni kendisine çevirmişti.

"Endişeni anlıyoruz ve hatta sen gelene kadar Y/N bizim evde kalabilir." duyduğum şey gülümsememi genişletirken bir cümle daha iyice genişletmeme sebep olmuştu.

"Yengemizi nasıl yalnız bırakacağımızı düşünürsün?Onu bırakamayız tabi ki de bizde olacak,yanımızda olacak ve sen gelene kadar ona en iyi şekilde bakacağız"

Arkadaşlıktan ötesi vardır,kan bağın olmaz ama kardeş diyebildiğin vardır.Ve o kardeş diyebildiğin,hayatımda 6 kişi vardı.Onlar var iken ne benim sırtım ne de onların sırtı yere gelirdi.

Hayatta değer bilin, size değer veren kişiyi görmezden gelmeyin. Görün ki, gördüğünüz zaman hayatı güzelliklerini tatmış olursunuz...

Yᴏᴜ Aʀᴇ Mʏ Hᴏᴘᴇ • JHS ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin