Medya da Tayyarcılara gelsin. ^.^
"Şimdi o Daniel ile ne alakan olduğunu anlat." Yoongi Bey, gözlerinin içine bakarak gülümsediğim gerçeğini görmezden gelip, geri çekilirken sordu. İşte, yine başladığımız yere geri dönmüştük.
Derin bir nefes alıp, arkama yaslandım. Ben, burada ona bir adım atmak isterken, onun aklının hala aramızı bozacak şeylerde olması beni üzüyordu.
"Ki, aramızda bir soru işareti kalmasın ve ben de sana güvenip, geçmişimi anlatabil-" Yoongi Bey, yüzüne yerleştirdiği küçük gülümsemeyle konuştuğunda, lafı benim tarafımda olan cama tıklatılmasıyla kesildi.
Hızla dönüp, kimin tıkladığına baktığımda artık şaşırmıyordum.
Chanyeol, Hyuna'nın elini tutmuş, bize tüm dişlerini gösterecek şekilde sırıtırken, eliyle camı açmam için, cama tıklamaya devam ediyordu. Hyuna da elini Chanyeol'den kurtarmaya çalışıyordu.
Yoongi Bey, sinirle nefesini dışarı vererek, şoför koltuğunun kapısında bulunan kumandadan camı açıp, kapıları kilitledi.
"Ne var?" Kafasını yüzüme yaklaştırarak Chanyeol'e doğru sorduğunda, daha yeni yaşadığımız yakınlaşma ve yüzünün yüzüme yakın oluşu, yanaklarımı kırmızı kesmeye yetmişti.
"Ee, Yoongi Bey, siz Joohyun'u eve götürürken, beni de eve bırakırsınız diye düşünüyorum. Misafirimiz var da." Kocaman sırııtp, diğer eliyle Hyuna'yı göstermişti.
"Yoongi Bey, ben gelmek istemiyorum. Bu ayı beni zorla getirdi!" Hyuna, Chanyeol'ün omzuna bir kaç kere vurunca gülmemek için yanağımın içini dişledim. Aslında çok iyi çift olurlardı.
Yoongi Bey, kendi kapısını açıp, dışarı çıktı. Chanyeol ve Hyuna'nın birbirine tutkallanmış ellerini birbirinden ayırdı.
Hyuna ise yüzündeki ışıltılı gülümsemeyle Yoongi Bey'e bakmış, eğilerek selam verip, iyi akşamlar dileyerek topuklu ayakkabısının çıkardığı tok seslerle uzaklaşmıştı. Yoongi Bey de ona 'küçük' gülümsemesi yerine bildiğin sırıtarak karşılık vermişti.
İçimde bir yerler ezilmişti. O, istediği gibi hareket edip, beni umursamazken; benim her hareketime karışıyordu ve ben de buna izin veriyordum.
"Joohyun, arka kapıyı aç." Cama doğru eğilip, kollarını cama dayayıp, kumandayı işaret etmişti.
Emir vermesinden de hoşlanmıyordum. Oflayarak kumandaya uzanıp, kapıyı açtım. Açmamla Chanyeol içeri itildi. Ne yani, Yoongi Bey, Chanyeol, sırf Hyuna'ya bulaştı diye mi böyle davranıyordu?
"Joohyun da yanıma gelsin o zaman." Ben de kafamla onaylayarak, kapımı açtığımda kapı hızla kapandı. Yoongi Bey, arabanın çevresini dolanarak kendi yerine oturduğunda arabayı çalıştırdı.
"Tek başına otur da, aklın başına gelsin." Hyuna için böyle davranıyordu! Nefesimi sıkıntıyla dışarı verip, kollarımı çaprazladım ve camdan dışarıyı izlemeye başladım. Yanına oturmak istemiyordum. Belki de bu yaptıklarına rağmen, bir parça daha yanında olmak isteyen kalbimden kaçıyordum.
Yoongi Bey'in telefonu yaklaşık iki dakikadır sessiz olan arabanın, sükunetini bozmuştu.
Telefonun eline alıp, ekrana baktıktan sonra, hemen aramayı cevapladı.
"Alo Hyuna, bir şey mi oldu?.. Tamam, dinlenebilirsin... ama yarın seni daha dinç ve daha verimli görmek istiyorum... tamam... iyi akşamlar." Yoongi Bey, içinde bulunduğu ortamı unutmuş, bir eliyle arabayı kullanırken, dudaklarımı dişliyordum.
"Hyuna mı aradı? Niye beni değil de, sizi aradı?" Chanyeol, benim merak ettiğim soruları dile getirirken, ilk defa bugün bir işe yaradığını düşündüm.
"Sana ne? Hem sana numarasını verir mi?" Yoongi Bey, kollarını genleştirerek konuştuğunda daha bir sinirlenmiştim.
"Peki, size neden verdi?" Aniden ağzımdan kaçan sorularla gözlerim genişçe açıldı.
O da gözlerini benim gibi genişçe açarak, alayla güldüğünde daha çok batmıştım.
"Neden vermesin? Patronuyum sonuçta." Keyifle koltukta daha bir yayıldığında kafasını direksiyona geçirmek istemiştim.
"Siz de benim patronumsunuz, ama benden bir şey istediğinizde Jisung'u arıyorsunuz." Chanyeol, saklanan zekasını ortaya çıkardığında vereceği cevabı çok merak etmiştim.
"Sen kendini onunla mı kıyaslıyorsun?" Yoongi Bey, alayla güldüğünde dolan gözlerimi camdan dışarıya çevirdim. Bir an önce şu toplanma zırvalığının bitmesini ve eve gitmeyi istiyordum.
-
Araba, Bayan Minlerin evinin önünde durduğunda Chanyeol birden kapıyı açarken bağırmıştı.
"Ne oluyor lan orada?" Ben de merak edip, kapıya elimi uzattığımda Yoongi Bey'in kolumu tutmasıyla durdum.
"Bir şey mi oldu?" Yüzüne bakmadan arka tarafına bakmaya başladım.
"Hayır." Kurumuş dudaklarımı dilimle ıslatıp, kolunu ittirdim ve arabadan indim. Aksi takdirde onu gördüğümde teşrif eden gözyaşlarım geri gelebilirdi.
Arabadan çıktığımda tanıdık seslere ait bağırışmalar duydum. Seslerin geldiği yöne doğru baktığımda Namyoung'un arabadan Seungwoo'yu indirirken, Taehyung ile kavga ettiğini duydum.
"Kör müsün? Çocuk vardı arabada!" Namyoung bağırdığı sırada, dışarı çıkan Taeyhung'un yüzüne kapıyı kapattı.
Kapı tekrar açılıp, Taehyung gözüktü ve ellerini yakalarına koyup, silkti.
"Bıktım senden! Nasıl bir şeysin sen? Ya bir müsaade et de, anlatayım." Taehyung, omuzlarını kaldırdı ve bağırdı. Ben de onlara doğru yürümeye başladım.
Bahçede yabancı bir araba daha vardı. Yine akşam yemeği olacağını düşünmüştüm.
"Neler oluyor?" Konuşmamla, Seungwoo hızla bana doğru döndü ve tam koşacakken, arkamdaki bir yere gözünün kaymasıyla yüzündeki gülümseme silindi ve adımları durdu.
Yoongi Bey'i görmüş olmalıydı. Hızla ona doğru ilerledim ve eğilerek ona sarıldım. Tam Yoongi Bey, bu tarafa doğru gelirken, ondan ayrıldım. Bu yaşata, bu kadar çok amcasından korkması da Yoongi Bey'in sendromundan kaynaklıydı.
"Joohyun, bu geri zekalı, arabada çocuk varken zikzak yapmaya başladı. Seungwoo kusacaktı neredeyse!"
Namyoung, ayaklarını yere vurarak bağırdı.
"Seungwoo da eğlendi bir kere!" İkisi de birbirlerine bağırmaya başladıklarında Yoongi Bey, yanlarına doğru ilerledi.
"Kesin sesinizi! İçeride misafir var." Ortalarından geçerek ilerlemeye başladığında ben de yanına doğru ilerledim. Böyle bir ortamda bulunmak istemiyordum.
Bana doğru dönerek, sıcak nefesini kulağıma üfleyerek konuştu.
"İçeride sakın benim yanımdan ayrılma." Dediği şeyle kaşlarım çatılırken, elini zile götürüp, bastı.
Kapıyı genç bir çocuk açtı. Bu çocuğu bir yerlerden tanıyordum.
"Hoş geldin, Joohyun. Seni ağırlamayı bekledim ve kapıyı kimseye açtırmadım." Bu çocuk, Yoongi Bey'i göremiyor muydu?
Merhaba, arkadaşlar! Joohyun, Chanyeol, Namyoung ve hikayenin gidişatı hakkında düşüncelerini belirtin, lütfen ^.^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Nook Street (✔)
FanfictionYaşadığı olaylardan dolayı erkeklerden çekinen Bae Joohyun'un narin ve kırılgan bir kalbi vardı. Min Yoongi'nin ise geçmişinde yaşadıklarından dolayı sahip olduğu, onu sert ve acımasız yapan bir sendromu. "Sana yaşattıklarım için özür dilerim, Joohy...