""""Duracağım burada, gidişini seyredeceğim Kıpırtısız sakin gibi görüneceğim. Kavgasız olacak, fırtınasız olacak ve organlarım birbirine vuracak. Arkadan sessiz gene bakacağım. Ben yine salağı oynayacağım.""""
~~~~~~
Kapı sesinin hızla çarpmasıyla salona çıktı genç adam kahvesi boğazında kalmıştı resmen.
"Ne oluyor bee" dedi Genç kıza doğru ilerleyerek.
"Hadi hadi hazırlan hemen çıkıyoruz" dedi Elif elleri kolları hızla hareket ederek.
"Nereye çıkıyoruz ya, bide seninle" dedi Selim.
"Off benimle değil sen çıkıyorsun, Hazarla konuşcam demiyormuydun al işte kalk git" dedi Elif.
"İyi peki de bi sorun çıkmaz mı şuan daha kaç gün oldu ki geleli kalabalıktır falan" dedi Selim birine yakalanıp tanınmak istemiyordu.
"Daha iyi işte kalabalık kimse kimseyi fark etmez arkadaşı diye gir içeri işte" dedi Elif.
"İyi madem üstümü değişip geliyorum" dedi Selim odaya yönelerek.
Kısa bir süre sonra gelen Selim Elife doğru yaklaştı.
"Hazırım, kimle nasıl gidiyorum" dedi."Hallettim ben kapıdaki adamım götürecek seni dikkatli ol, bi sorun çıkarsa beni tanımıyorsun" dedi Elif tehditkar bir sesle.
Ve elindeki zarfı uzattı Selime
"Lazım olur""Eywallah" dedi Selim göz kırparak kapıya yöneldi.
Belki kendisi Asiyeye kendini kabul ettiremicekti ama o Adamında olmayacaktı.
Hırs yapmıştı sevdiğini sanıyordu ama sadece gururuna yediremiyordu, istenmediğini o adama nasıl güvendiğini, Asiyenin bir zaman kendisini okadar çok sevdiğine inanırken, şimdi o adamı nasıl sevebilirdi...***
Bir gün sevdiğinde böyle yemek yapabilecekmiydi acaba, peki sevdiği ne yemek severdi, yemek yaptığında ona yardım eder miydi beraber mutfağa girip güle eğlene yemek yapabileceklermiydi. Yüzüne gülümseme oturdu genç kızın, hayali bile güzeldi...
"Kızımı iyi görüyorum maşAllah" dedi Fatma kapı eşiğinden gülümseyerek girerek.
"İyiyim ben annem" dedi Asiye gülümsemesi büyüyerek.
"De bakalım nedir seni böyle çorba karıştırırken gülümseten" dedi Fatma kızına yaklaşarak.
"Bi sebepten değil öylesine bi gülümseme farkında değilim" dedi Asiye başını önüne eğerek.
Gülümsedi Fatma kızına, kızını çok iyi tanıyordu ve kızı aynı kendisine benziyordu.
"Bende senin gibiydim..." annesine döndü genç kız çorbayı karıştırarak.
"Her yemek yaptığımda baban gelirdi aklıma...acaba yemeklerimi beğenirmi yedikten sonra övgüler yağdırırmı diye düşünürdüm hep"Yüzü kızardı utandı Asiye, annesinin duygularını bu kadar anlaması utandırıyordu onu.
"Beğenmiş demek, salmış göbeği" dedi Asiye konunun değişmesi için dua ederken.Güldü anne kız, Fatma kızını iyi gördükçe iyi oluyordu, onun biriciğiydi gülüydü...
Kapının sesi böldü ortamı.
"Ben bakarım" dedi Fatma mutfaktan çıkarak."Merhaba teyooşş" dedi gelen ses.
Asiyenin yarıda kalan gülüşü tekrar geri geldi, geldi deli kız dedi kendi kendine.
"Hoş geldin güzel kızım"
"Hoş buldum teyzem, bizim suratsız nerde" dedi Hacer ayakkabılarını çıkararak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keçi Çobanı (~Bazı Düzenlemeler Yapılıyor~)
Подростковая литература"Seni bukadar kederlendiren ne Keçi çobani, yada kim" "Boşver be küçük ağa, uzun mesele" "Vaktim bol anlatmak istersen dinlemek isterim" ..... "Yeterrr. Yeter artıkk, nasıl sustun nasıl gittin onca şeye rağmen nasıl inandın" diye haykırdı Hazar gözl...